Ukrayna savaşında üçüncü aşama mı?

Rusya-Ukrayna savaşı yeni bir aşamaya geldi. Ukrayna egemen sınıfları, uzatılmış çatışma yerine mevcut cephe hattının berisini Rusya’ya bırakarak NATO’ya girmeyi seçebilir. Zira artık Rusya’nın da Ukrayna’nın NATO'ya girişini engelleyecek gücü kalmadı.

Yaz bitti. Ukrayna’nın gürültüyle ilan edilen “karşı hücumu” başarılı olmadı. Ukrayna’nın Rusya içlerine, hatta Moskova’ya İHA saldırılarının, tıpkı Rusya’nın Ukrayna’ya füze saldırıları gibi, cephedeki duruma pek bir etkisi yok. Rus ordusu, Herson’u bırakarak çekildiği Dinyeper Nehri’nin berisinde mevzilerini sağlamlaştırmış görünüyor. Neredeyse bir göl büyüklüğündeki bu nehir, iki ordu arasına doğal bir sınır hattı çekiyor. Daha kuzeyde Bahmut bölgesinde ise her iki orduyu da tüketen ama cephe hattının durumunu pek değiştirmeyen çatışmalar yaşanıyor.

Savaşın ilk aşamasında, Rusya, Kiev ve Harkov üzerine yürüdüğünde, ulusal etken Ukrayna’dan yanaydı. Putin’in “Ukrayna diye bir ülke yok aslında, onu Lenin icat etti.” minvalindeki açıklamaları, tüm Ukraynalıları Kiev rejimi etrafında yoğunlaştırmıştı.

SAVAŞ KİLİTLENDİ

Ancak savaşın Rusya tarafından bölgeselleştirildiği ve Donbas-Kırım hattına çekildiği bu aşamasında ise, Rus ordusunun (Herson’u bıraktıktan sonra) neredeyse tümüyle Rus nüfusun yoğun olduğu bölgeleri tutması nedeniyle, ulusal etken de Ukrayna’nın aleyhine döndü.

Zira Kiev rejimi, Ukraynalı Rusları kapsama kapasitesini taşımıyor. Rus ordusunun çekilmesi, Ukraynalı Ruslar için ayrımcılığa uğrayacakları bir rejimin hakimiyetine girmek anlamına geliyor. Dolayısıyla, en gelişkin Batı tekniğiyle donatılmış olsa da, Ukrayna ordusu Donetsk-Luhansk (Donbas), Dinyeper altı ve Kırım yönlerinde ilerleyemiyor. Savaş belli bir kilitlenme yaşıyor. Mevsim kışa dönünce, bu aylar sürecek bir hareketsizliğe evrilebilir.

Tam da bu noktada , diplomasi koridorlarında aylardır fısıltıyla konuşulan bir yaklaşımı NATO Genel Sekreteri’nin Özel Dairesi Direktörü Stian Jenssen, açıktan dile getirerek, Ukrayna’nın önüne seçenekleri sürdü: Jenssen, Ukrayna’nın topraklarının bir kısmını Rusya’ya bırakması halinde NATO üyesi olabileceğini ve savaşın sona erebileceğini belirtti.

ABD İSTEDİĞİNİ ÇOKTAN ELDE ETTİ

Ukrayna Dışişleri sözcüsü Oleg Nikolenko bu açıklamaya çok sert tepki gösterdi ama konu bir kere tartışmaya açılmış oldu. NATO’nun desteği olmaksızın savaşı yürütmesi mümkün olmayan Ukrayna’nın zaman içerisinde bu pozisyona doğru getirilmesi şaşırtıcı olmaz. Aslında Jenssen’in önerisinin alternatifi, Ukrayna için, savaşın aşağı yukarı aynı cephe hattında yıllarca sürmesi olabilir. Ancak NATO desteği hep bu düzeyde kalmayacağa benzer. ABD, Britanya ve AB, bu savaştan istediklerini çoktan elde etti. Ukrayna ağır biçimde borçlandırılarak, Batı emperyalizminin bir ekonomik-mali sömürgesine çevrildi. Finlandiya NATO üyesi oldu, İsveç de yakında olacak. Rusya, Ukrayna’da durduruldu ve zayıflığı teşhir edildi. NATO içindeki çatlaklar ortadan kalktı. Avrupa ülkelerinin askeri harcamaları yüzlerce milyar avro arttı.

SAVAŞTA UZATILMIŞ ÜÇÜNCÜ AŞAMA

Ukrayna’nın karşı hücumunun, Ukraynalı Rusların yaşadığı bölgelere ulaşamaması, işte bu genel şartlarla birlikte, Ukrayna Savaşı’nda yeni ve uzatılmış bir üçüncü aşamayı gündeme getiriyor. Ukrayna egemen sınıfları, uzatılmış bir çatışma yerine, mevcut cephe hattının berisini Rusya’ya bırakarak NATO’ya girmeyi seçebilir.. Zira artık tüm bu yaşananlardan sonra Rusya’da Ukrayna’nın NATO üyeliğini engelleyecek mecal de kalmamış gibi görünüyor. Ukrayna’nın da artık savaşın yükünü taşımakta zorlanması böyle bir senaryoyu daha olası hale getiriyor.


Alp Altınörs: Çevirmen, yazar, siyasal iktisatçı, düşünce işçisi. İngilizce, İspanyolca ve Rusça dillerinden çeviriler yapmakta ve bu dillerde araştırmalar yürütmektedir. "İmkânsız Sermaye- 21. Yüzyılda Kapitalizm, Sosyalizm ve Toplum" adlı kitabın yazarıdır. Uluslararası siyasal iktisat, uluslararası ilişkiler, filoloji ve tarih disiplinlerinde; SSCB, Çin Halk Cumhuriyeti ve Osmanlı İmparatorluğu tarihi, sosyalizmin sorunları ve 19. Yüzyıl Rus edebiyatı üzerine pek çok makalesi ve çevirisi bulunmaktadır. TED Ankara Koleji Lisesi'ni ve Eskişehir Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi'ni bitirmiştir. 2008 yılında İstanbul'da kurulan Nazım Hikmet Marksist Bilimler Akademisi'nin koordinatörlüğünü yürütmüş siyasal iktisat dersleri vermiştir. 2014-2016 yıllarında HDP Merkez Yürütme Kurulu'nda yer almıştır

Önceki ve Sonraki Yazılar
Alp Altınörs Arşivi