Turhan Feyzioğlu’ndan Muharrem İnce’ye sağ Kemalizm

“Sol Kemalizm” ortaya çıktığı her dönemde hızla kendi içinden sağcı bir reaksiyon üretmiş, yeni çizgiye muhalif olanlar ise kendilerini “öz, hakiki, gerçek” Kemalist ya da Atatürkçü olarak ifade etmiştir.

14 ve 28 Mayıs seçimlerine damgasını vuran olgulardan birisi, Kemalist hareketteki bölünme oldu. Kılıçdaroğlu’nun burjuva demokratik söylemleri, “bağdaştırıcı Kemalizm’i” karşısında “öz, hakiki, gerçek” Kemalizm’i temsil etme iddiasındaki Muharrem İnce ve Sinan Oğan’ı buldu. Bu bölünmenin Erdoğan’ın seçim zaferine katkısı tartışılmaz bir gerçektir. Siyasal İslamcı kimliğini asla gizlemeyen, hatta bu seçimlerde Yeniden Refah ve Hüda-Par ile resmen ittifak kurarak bu kimliğini daha da belirgin hale getiren Erdoğan, sağ Kemalist bir grubun desteğini almayı, yine de başardı.

Sinan Oğan, Önder Aksakal, Doğu Perinçek gibi sağ Kemalistler açıktan, Muharrem İnce ise Kılıçdaroğlu’nu yıpratarak dolaylı yoldan Erdoğan’ı destekledi. Güncel deyişiyle “ulusalcı” olarak anılan sağ Kemalistlerin Erdoğan’a verdikleri desteğin başlıca motivasyonu, onun militarizmi geliştirmesine ve Kürt karşıtı politikalarına verdikleri destekti. Bu duruşu kısaca, “HDP ile yan yana gelmemek” olarak ifade ettiler.

Kemalizm, sınıf mücadelesini tanımayan, toplumu imtiyazsız-sınıfsız, kaynaşmış bir zümre sayan, ezilen halkların varlığını dahi tanımayarak, Türkiye’de yaşayan herkesi Türk sayan genetik kodlarıyla özünde sağ bir ideolojidir. Ancak ne var ki, çeşitli tarihsel dönemlerde politik atmosferin özellikleri, işçi sınıfı ve ezilenlerin mücadelelerinin yükselişi gibi etkenler Kemalist hareketin “sol” bir çehreye bürünmesini getirmiştir. Ancak “Sol Kemalizm” ortaya çıktığı her dönemde hızla kendi içinden sağcı bir reaksiyon üretmiş, yeni çizgiye muhalif olanlar ise kendilerini “öz, hakiki, gerçek” Kemalist ya da Atatürkçü olarak ifade etmiştir.

TURHAN FEYZİOĞLU VE GÜVEN PARTİSİ

Bu olgunun ilk örneği, 1965-66 yıllarında CHP’nin “Ortanın Solu” çizgisini geliştirmesine reaksiyon gösteren Turhan Feyzioğlu’nun partiden istifa ederek kurduğu “Güven Partisi”dir. CHP’nin tarihinde ilk kez kendisini “sol” bir parti olarak ifade etmesine karşı çıkan, toplam 52 milletvekili ve senatör, Feyzioğlu ile birlikte istifa etmiş, 45’i Güven Partisi’ne katılmıştır. İstifa mektubu: “Türkiye için doğru yolun Atatürk ilkelerinin gösterdiği yol olduğuna inanan ve tertiplerin günden güne su yüzüne çıktığını gören… biz imza sahipleri, CHP’den istifa ediyoruz” cümlelerini içeriyordu. *

“Anarşi” ve sol karşıtı söylem, Güven Partisi’nin ayırt edici özelliği oldu. Bu parti, hem 12 Mart darbe hükümetlerine, hem de 1970’lerin “Milliyetçi Cephe” hükümetlerine bakan verdi. Dahası, “Milliyetçi Cephe” kavramını ortaya atan Turhan Feyzioğlu’nun ta kendisiydi. “Milliyetçi Cephe” sloganı, ilk olarak 1971 yılında Güven Partisi’nin II. Büyük Kongresi’nde ortaya atılmıştır. Bu sloganın ifade ettiği sol ve sosyalizm karşıtı cephe, giderek tırmanan devlet şiddeti ortamında 31 Mart 1975’te Adalet Partisi liderliği altında, MSP, MHP ve Cumhuriyetçi Güven Partisi tarafından kurulmuş ve 21 Haziran 1977’ye kadar sürmüştür. Bu hükümette 4 CGP’li bakan yer almıştır.

“Solculara karşı milli sağduyu”, “Komünizmle mücadele vatan vazifesidir.”, “Komünizmle ve yoksullukla imanlı mücadele” gibi sloganlar altında girdiği 1968, 1969, 1973 ve 1977 seçimlerinde Sağ Kemalist Feyzioğlu, diğer sağ partilerle birlikte Bülent Ecevit’in Sol Kemalizm’ine karşı mücadele etmiştir. Bu süreçte partisi giderek eriyerek Adalet Partisi’ne doğru taban yitirmiştir. GP, 1969 seçimlerinde 15, CGP 1973 seçimlerinde 13,…. 1977 seçimlerinde 3 milletvekili çıkarmıştır. Oy oranı ise 1969’da %6,6 ‘dan 1973’te %5,3’e, 1977’de ise %1,9’a düşmüştür. Turhan Feyzioğlu, 12 Eylül askeri darbesini açıktan destekleyen yegâne siyasi parti başkanı olmuştur. 12 Eylül cuntası, ilk sivil başbakanlığı ona teklif etmiş, ancak Kenan Evren’in tüm çabalarına karşın, partisinin çok küçük oluşu nedeniyle bu tasarı gerçekleşmemiştir. Ne var ki, onun verdiği liste, hükümet oluşumunda esas alınmış ve yine darbe anayasasının hazırlanmasında Feyzioğlu’nun önerileri önemli bir yer tutmuştur. Her ne kadar Feyzioğlu 12 Eylül’ü “demokrasiyi kurtarma harekâtı” olarak nitelese de nihayetinde cunta, 16 Ekim 1981’de tüm siyasi partilerle birlikte CGP’yi de kapatmıştır.

12 Mart ve 12 Eylül darbelerini aktif biçimde destekleyen, 1974 genel affının siyasi tutsakları kapsamaması için yoğun faaliyet yürüten, 1975-77 1. MC hükümetinde Başbakan Yardımcısı olarak yer alan ve bu dönemde DGM kanununun çıkarılması için uğraşan Turhan Feyzioğlu, sağ Kemalizm’in tipik bir temsilcisidir.

Partisi siyasal kazanmasa da, Feyzioğlu, ortaya attığı sloganlar ve yaptığı önerilerle egemen sınıfların etkin bir unsuru, siyasal ve sosyal değişim talebinin karşısında tutucu ve muhafazakar güçlerin önde gelen bir temsilcisi olmuştur.


Alp Altınörs: Çevirmen, yazar, siyasal iktisatçı, düşünce işçisi. İngilizce, İspanyolca ve Rusça dillerinden çeviriler yapmakta ve bu dillerde araştırmalar yürütmektedir. "İmkânsız Sermaye- 21. Yüzyılda Kapitalizm, Sosyalizm ve Toplum" adlı kitabın yazarıdır. Uluslararası siyasal iktisat, uluslararası ilişkiler, filoloji ve tarih disiplinlerinde; SSCB, Çin Halk Cumhuriyeti ve Osmanlı İmparatorluğu tarihi, sosyalizmin sorunları ve 19. Yüzyıl Rus edebiyatı üzerine pek çok makalesi ve çevirisi bulunmaktadır. TED Ankara Koleji Lisesi'ni ve Eskişehir Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi'ni bitirmiştir. 2008 yılında İstanbul'da kurulan Nazım Hikmet Marksist Bilimler Akademisi'nin koordinatörlüğünü yürütmüş siyasal iktisat dersleri vermiştir. 2014-2016 yıllarında HDP Merkez Yürütme Kurulu'nda yer almıştır

Önceki ve Sonraki Yazılar
Alp Altınörs Arşivi