Körfez sermayesi döviz krizini çözer mi?

Başkancı rejimin en önemli krizi döviz finansman krizidir. İktidar krizi çözmek için Körfez’de dolaşıyor. Fakat Körfez sermayesi, nihayetinde emperyalist mali sermayenin taşeronudur. Emperyalist mali sermayenin gitmediği yere, Körfez sermayesi de gitmez.

Başkancı rejim döneminin en önemli krizlerinden birisi, bir türlü çözülemeyen ve sürekli derinleşen döviz finansmanı krizidir. Bu kriz, özellikle dış ticaret açığı ve cari açık verilerinde somutlaşır. Türkiye gibi emperyalizme göbekten bağımlı bir ekonominin dış finansman olmaksızın işlemesi olanaksızken; Başkancı Rejim altında, 2018’den 2022’ye hem cari hem de dış ticaret açığı iki kat artmıştır. Döviz finansmanı krizi, seçim ekonomisiyle tavan yapmıştır, zira Merkez Bankası’nın döviz rezervleri, dolar kurunu seçimler bitene değin 20 TL seviyesinde tutabilmek için hesapsızca harcanmıştır.

Böylece Erdoğan iktidarı, kendi kendisine enkaz devretmiştir. Yıllık 50 milyar doları aşan cari açığı kapatabilmek için yurtdışından ülkeye hacimli ölçekte döviz girişi sağlanmalıdır. Ancak nereden ve nasıl sağlanacaktır bu döviz girişi? ABD, Avrupa sermayelerinden akış gelmiyor. Rusya’dan gelecek oligark paraları ülkenin başına bela açıyor. Öyleyse, haydi Körfez krallıklarına, emirliklerine gidelim!

Tuhaf zamanlar yaşıyoruz. Londra’dan fon getirecek diye bakan yapılan Mehmet Şimşek, ABD’den getirilen ithal Merkez Bankası başkanı Gaye Erkan, Suudi Arabistan’dan, BAE’den, Katar’dan para getirmeye çalışıyorlar! Fakat Körfez sermayesi, nihayetinde emperyalist mali sermayenin bir taşeronudur. Emperyalist mali sermayenin gitmediği yere, Körfez sermayesi de gitmez. Bir özelliği de vurguncu olmasıdır. Yeni üretim kapasiteleri yaratmak yerine, özellikle hizmet sektöründe, hazır tesisleri ucuza kapatmakla, bir de gayrimenkul alımlarıyla ilgilenir. Belki Erdoğan yönetimine destek için “hatır çeki” babında kimi akışlar olabilir. Ama Türkiye’nin döviz finansmanı krizini çözebilecek hacimde bir akış görmeyeceğiz.

YOKSULLAŞMAYA İŞÇİ SINIFI ‘DUR’ DİYEBİLİR

Seçim sonuçları en ağır hasarı işçi sınıfına verdi. Dolar kurunun 27 TL’ye fırlaması, takip eden enflasyonla ve zamlarla birlikte işçilerin yaşam koşullarını vurdu. Üreten sınıf, yaşam şartlarını egemenlerin insafına bırakamaz. Başkancı rejimin fiilen yasakladığı grev hakkını ellerine almak zorundadır. Haziran-Temmuz mali şokunu işçi grevlerinin, örgütlenmelerinin izlediğini muhtemelen göreceğiz. Zira iktidar, seçim öncesinde kaşıkla verdiklerini, seçim sonrasında kepçeyle geri alıyor.

Burjuva muhalefetin darmadağınık olduğu şartlarda işçilerin yaşadığı hak kayıplarını, bizzat işçilerin mücadelesi dışında hiçbir güç tersine çeviremez. ÖTV ve KDV zamlarıyla işçinin cebine dalan o eli, işçilerden başka hiç kimse oradan çıkartamaz. Artık açlık sınırına dayanan işçilerin geçim koşulları ancak birlik, örgütlenme ve grevle düzeltilebilir: Grev yoksa, ekmek de yoktur.

AKP iktidarının seçim sonrası uyguladığı IMF’siz IMF programı, yoksuldan alıp zengine vermektedir. TL dibe vurdukça, sabit gelirliler ezilmekte, dolar milyonerleri haksız yere zenginleşmektedir. Benzine, ekmeğe, en temel ihtiyaç mallarına peşi sıra gelen zamlar, tepedeki mutlu azınlık dışında on milyonlarca insanı, farklı derecelerde de olsa etkilemektedir.

Seçimler geçip gitmiş, ama o kadim soru bâki kalmıştır: Türkiye’de iyi yaşamak kimedir?


Alp Altınörs: Çevirmen, yazar, siyasal iktisatçı, düşünce işçisi. İngilizce, İspanyolca ve Rusça dillerinden çeviriler yapmakta ve bu dillerde araştırmalar yürütmektedir. "İmkânsız Sermaye- 21. Yüzyılda Kapitalizm, Sosyalizm ve Toplum" adlı kitabın yazarıdır. Uluslararası siyasal iktisat, uluslararası ilişkiler, filoloji ve tarih disiplinlerinde; SSCB, Çin Halk Cumhuriyeti ve Osmanlı İmparatorluğu tarihi, sosyalizmin sorunları ve 19. Yüzyıl Rus edebiyatı üzerine pek çok makalesi ve çevirisi bulunmaktadır. TED Ankara Koleji Lisesi'ni ve Eskişehir Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi'ni bitirmiştir. 2008 yılında İstanbul'da kurulan Nazım Hikmet Marksist Bilimler Akademisi'nin koordinatörlüğünü yürütmüş siyasal iktisat dersleri vermiştir. 2014-2016 yıllarında HDP Merkez Yürütme Kurulu'nda yer almıştır

Önceki ve Sonraki Yazılar
Alp Altınörs Arşivi