Ragıp Zarakolu

Ragıp Zarakolu

M. Güneş Şahiner’i yitirdik

Memo’ya “Kayıp Japon Neferi” diye takılırdım. ‘Cephe’ örgütlenmesi için Avrupa’ya çıkmıştı 1971 yılında, arkasında bir çok yıllık mahkumiyet. 56 yılı biriktirivermişti genç yaşında.

sadece şiirler kalacak geriye

bir zamanlar hayat olan

M.G.Ş.

Memo’ya “Kayıp Japon Neferi” diye takılırdım. ‘Cephe’ örgütlenmesi için Avrupa’ya çıkmıştı 1971 yılında, arkasında bir çok yıllık mahkumiyet. 56 yılı biriktirivermişti genç yaşında.

Aynı fakültedeydik: İÜ İktisat ve aynı zamanda FKF’li. Alpay Biber, Işıtan Gündüz, Taner Kutlay ortak arkadaşımız.

Şahiner Avusturya’ya kapağı atmıştı ama ortada ne ‘cephe’, ne de 'ordu' kalmıştı ülkede Kızıldere’den sonra,’. Memo, ikisinin birleşmesi için çaba harcayanlardandı.

Yakın çevremde FKF geleneği içinde birçok arkadaş ‘cepheci’ olmuştu bir ara. Müthiş bir dayanışma çevresi oluşmuştu; tüm yazar, aydın ve sanatçılar arasında. Acayip karizması vardı Mahir’in.

Oysa daha ilk başta ‘Cephe’ çatlayıvermişti, ikiye bölünmüştü. Cezaevlerinde çok acı kırılmalara tanık oldum. Dayanışma vardı ama ne’Cephe’ ne’ Ordu’ kalmıştı, Ziverbey’den sonra.

Memo, daha sonra aldığım bir mektubunda şöyle yazıyordu:

Otuz yıl önce ilk ve son olarak bir hafta İstanbul’a geldim. Işıtan Gündüz, Alpay Biber, Taner Kutlay ve Kayhan Edip Sakarya ile buluştuk. Edip ve Taner ile devamlı telefonla tık. Edip’i Viyana’ya getirmeye uğraşıyordum. Sonra Taner’den ölüm haberini aldım, detaylı olarak. Sonra Taner de telefonu açmaz oldu. Seneler sonra Face Book da Işıtan dan ölüm haberini aldım.” [Taner ile yolumuzun Özgür Gündem gazetesinde kesişmesi beni ne kadar mutlu etmişti. Spor sayfasının editörlüğünü üstlenmişti. RZ. ]

“1971 de Avusturya’ya iltica ettim, devrimci harekete Avrupa’dan destek sağlamak için. Mahir ve Deniz ile irtibatta kalacaktık. Burada irtibatlar kurdum ama oradaki irtibatlar kesildi. Gerisini siz daha iyi biliyorsunuz.”

OSMANLI TARİHÇİSİ OLARAK TANINDI

Memo, Viyana’da müzik yaptı Hasret Ensemble adlı grubuyla. Matbaası bir kültür merkezine dönüştü.

Şahiner, iyi bir müzik adamı ve Osmanlı tarihçisi olarak tanındı Viyana’da.

Örneğin Yeniçeri müziği, müzik aletleri, batı müziğine etkileri üzerine kitap yazdı. Osmanlı sarayında eşcinsellik gibi tabu konulara da girdi. Yada Osmanlı sarayındaki bir savaş esiri kölenin anıları ..Keşke bunlar Türkiye’deki okurlara da ulaşabilseydi…

Birgün posta kutumdam Almanca yazılımı ile Memo G. Schachiner’in Bir Zamanlar Hayat Olan / Was einmal das Leben war adlı şiir kitabı çıkmıştı tam doğum günümde.

Şiirden daha güzel ne hediye olabilir ki? Sanki yaşama düşülmüş notlardı, 1965-2015 arası.

Emine Sevgi Özdamar yazdığı önsözde çok haklıydı şöyle diyordu:

Kelimeler 56 yıl ağır hapis getirmiş sana. Şiirlerini ne kadar sevdiğimi bir bilsen. İyi yapmışlar, beklemişler eski ayakkabılarının içinde, yada bir çekmecede, eski gözlük camlarının yanında. İyi ki atmamışsın. Şiirler geliyor, geliyor, yürüyor kalbimizin sokaklarına. Konuşuyor hayatımızın içinden.

Aslında Avrupa’da yükselen sağ popülizmin ilk zaferini kazandığı yer oldu Avusturya. bunu onaylamayacak, seçim sonuçlarını tanımayacak gücü vardı o zamanlar. Şimdi, hangi biriyle uğraşsın? Polonya ile mi, Macaristan ile mi? Sırada bekleyenlerle mi?

Ve Şahiner, bu eski/yeni dalga ile direkt yüz yüze kaldı.

Ondan aldığım bir mektupta, 1971’de Avusturya’ya gittikten “Yarım yüzyıl sonra Viyana´da hemen herkesin tanıdığı, çok sevilen bir sanatçı ve araştırmacıydım” diye yazmıştı bana.“. Mütevazi de olsa güzel bir hayatım vardı. Sonra ömrümün en büyük hatasını yaptım. Allah’ın dağında bir kültür merkezi kurup köylüleri aydınlatmağa kalktım. Bankadan kredi aldım, bütün dostlar para yardımı yaptı. Aşağı Avusturya’da bir arazi aldım. Az sonra gördüm ki Neo-Nazi’lerin yuvasına düşmüşüm.

Tacizlerinden dolayı Neo-Nazileri mahkemeye verdim. Mahkemeleri kaybettim. Mahkeme tazminat olarak evimi ve arazimi Nazilere verdi. Bundan sonra hastalandım. Birkaç sene sonra hastaneden çıktım. Dostlar para toplayıp evimi Nazilerden geri satın aldılar. Ölünceye kadar kalmak üzere.

Ben ölümden korkmam (diyordu Şahiner, CİM adlı şiirinde) / cim nokta karnında ölüm / Oysa hayat / uçsuz bucaksız okyanus gibi / uzanıp durmakta (İstanbul 1970).*

Güneş Şahiner’i yitirdik dün. Kalbi duruverdi. Yaşam dostu Karin’in acısını paylaşırım.

O artık bizlerle yaşayacak.

Güneş Şahiner ile ilgili Artıgerçek’te çıkan daha kapsamlı yazıma bakılabilir


*Cim, Arap Elifbasının 5. Harfi. / Resim Viyana’da Alevi Kültür Merkezinde düzenlenen bir panelden.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ragıp Zarakolu Arşivi