Bir demet ütopya

Ütopya’ ya ihtiyacımız olduğunu söylediğimde, birçok arkadaş ‘Peki nasıl bir ütopya?’ diye sordu. Böyle bir formülüm yok ama mesela Brezilya MST-Topraksız İşçi Hareketinden bir parça serpeyim ortalığa,

Geçen hafta ‘Ütopya’ ya ihtiyacımız olduğunu söylediğimde, birçok arkadaş ‘Peki nasıl bir ütopya?’ diye sordu. Böyle bir formülüm yok ama mesela Brezilya MST-Topraksız İşçi Hareketinden bir parça serpeyim ortalığa, sonra konuşmaya devam ederiz. Sao Poula yakınlarında, henüz işgal edileli 4 ay olmuş, bir MST kampında konuşuyorduk…

‘Darina dışarılardan bir yerden sandalye bulup yanımıza geldi. Burada kaldığım günlerde T. ile birlikte kaldı. Çünkü onun evinde ve yatağında ben yatıyordum. Birlikte kaldıkları geceler, geç saatlere kadar genç kadınlar gibi gülüşmelerini duyuyorum. Bu akşam için pişirecekleri kendi yetiştirdikleri fasulyeleri ayıklamaya giriştiler. Sırası geldiğinde, koca bir kaptaki Brezilya matesi elden ele dolaşıyor.

“Peki, size kötü sorular soracağım. Mesela dağıtımda eşitsizlik mümkün mü ? ”

Ona baktığım için Darina başlıyor:

“Bizim örgütlenmemizde aslında herkes birbirini tanır. Bir kampta belli bir aile sayısından daha fazla insan olamaz. Kamplardaki aileler de nüklei’lere ayrılır. Dolayısıyla herkes herkesin kaç kişi olduğunu, ne kadar yiyeceğe ihtiyacı olduğunu bilir. Bu nedenle bir kişinin fazla, mesela yiyecek, alabilmesi mümkün değildir. Belki çok çok küçük miktarda, bu da zaten bir süre sonra herkes için yeterli yiyecek olduğunda hiç sorun olmaz. Dışarıdan gelen yiyeceklerin de ne kadar olduğunu herkes bilir. Çünkü her nüklei’den bir kişi, bu komitede vardır. Yani bu komitede çalışır ve aynı zamanda da kendi kendine de denetler. Zaten eğer böyle bir şey tespit edilirse en ağır cezayı veririz.

“En ağır ceza ne?”

“En ağır ceza onu hareketten atmaktır. Hareketten atıldığı zaman, burayı işgal topraklarını, bu yaşamı, her şeyi tamamen terk etmek zorundadır. Yani sokağa geri dönmesi demektir. Belki ilk başlarda böyle olaylara rastlayabilmek mümkündü ama mesela yalnızca dört ay sonra bile burada bu tür bir eşitsizlik olmasını muhtemel görmüyorum.”

Darina’nın söylediği gibi hırsızlık, hele kamptan birinin malının çalınması pek mümkün değil.

“Bizim sorunumuz daha çok alkol ve uyuşturucu Hemen hemen herkes böyle bir geçmişten gelmiştir buraya. Bu yüzden her an bu sorunlar patlak verebilir. Ve özellikle bundan kaynaklı kavgalar doğabilir. Tahammül etmediğimiz ikinci konu, birbirimize karşı şiddet kullanmaktır. Kimse burada bir başkasına şiddet kullanamaz. Aslın- da bu sorunlar hep birbirine bağlı. Açlıktan doğan hırsızlık ortadan kalktıktan sonra insanlar ancak uyuşturucu ya da alkol alabilmek için çalarlar. Tam tersinden bakarsak eğer birisi alkol ya da uyuşturucu kullanıyorsa bunu hangi parayla, nasıl satın alabilmiştir? Bizim sistemimizde insanlar birbirlerini bilirler. Bu yüzden kimsenin arkasına hafiye takmak gerekmez. Hemen her şey ortaya çıkar.”

“Peki, kim cezalandırıyor? Bir mahkeme var mı?”

“Yok yok. Bütün kararları hep birlikte koordinatörler veririz. Hatta hareketten atma gibi cezaların verilmesinde herkesin kararı alınır. Diğer cezalarda da koordinatörler ailelere sorunu götürüp sonucu bize ulaştırırlar. Yani bütün kararları nasıl alıyorsak, aynı şekilde cezalar verilir.”

“Peki, cezalar ne? Fiili bir ceza var mı? Dövme filan gibi.”

“Yok yok. Kesinlikle böyle bir şey yapamayız. Ancak birileri şiddet kullanırsa kendimizi koruruz. Cezalar, hareketten atmanın dışında, geçici olarak uzaklaştırma kolektif yerlerde zorunlu çalışma cezası. Mesela ot biçme.”

“Peki, bir yandan emeği yüceltmek, bir yandan da ceza olarak çalışma cezası vermek paradoks değil mi?”

“Doğru ama fonksiyonel.” –Gülüyorlar.– ..’

*Topraksızlar… Bir Şenlikti Uzun Yürüyüş- Hayalci Hücre yayınları…


Metin Yeğin: Yazar, belgeselci, sinemacı, gazeteci, avukat, seyyah... CNN-Türk, NTV, Kanal Türk, Al Jazeera, Telesur televizyonlarına 200'e yakın belgesel ve kurmaca filmler yaptı. Türkiye'de Cumhuriyet, Radikal, Birgün, Gündem; Gazeteduvar, dünyada, Il manifesto, Rebellion gazetelerine köşe yazıları yazdı. Dünyanın sokaklarını anlattığı 10'dan fazla kitaba sahip. Birçok ülkede kolektif çalışmalara katıldı, kooperatif örgütlenmelerine öncü oldu. Ekolojik direnişlere katıldı, isyanlara tanıklık etti.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Metin Yeğin Arşivi