Ankara Adalet Sarayı dünyanın en büyük adalet sarayı olacakmış

Dünya Hukuk Devleti endeksinde Türkiye 2023’te 142 ülke arasında maalesef 117. sırada ve her sene de muntazaman geriliyor, Buna rağmen Adalet Bakanı, dünyanın en büyük Adalet Sarayını inşa etmekle övünebiliyor.

Çok ilginç bir Adalet Bakanımız var gerçekten.

Geçtiğimiz Aralık ayında gerçekleşen bir kamu ihalesi (???) ile Ankara’da çok büyük, çok görkemli bir Adalet Sarayı yapılacakmış, Sayın Adalet Bakanımız Yılmaz Tunç DHA’na şu açıklamayı yapmış:

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Ankara'ya yapılacak yeni adliye binasının inşaat çalışmalarının başladığını belirterek, "40 ay gibi bir süre içerisinde Ankara Adliyemiz inşallah tamamlanarak Ankaralıların hizmetine sunulmuş olacak. Hem Türkiye'mizin hem de dünyanın en büyük adalet sarayı olacak" dedi.

Yazının girişinde “bir kamu ihalesi” ifadesinin yanına üç tane soru işareti koydum, yazının sonunda bu konuya da gireceğim ama bu gırgır ihale hakkında daha detaylı bilgi isteyenler “Kamu ihale kurumunun” sayfasından bakabilirler ya da Çiğdem Toker’in T24’de 13 Aralık 2023 tarihinde çıkan yazısına başvurabilirler.

Adalet Bakanımız Yılmaz Tunç alıntıdan da anlayacağınız, göreceğiniz gibi bir Adalet Bakanı olarak gerçekten çok ilginç bir övünme konusu bulmuş kendisine ve Ankara Adalet Sarayı’nın hem Türkiye’nin hem de dünyanın en büyük adalet sarayı olacağını söylüyor.

Böyle büyüklük takıntıları olsa Katar, BAE, Suudi Arabistan gibi petrol zengini ülkeler paşa gönülleri öyle isterse bizim yapacağımız Adalet Sarayının on misli büyüğü adalet sarayları yapabilirler ama bu saydığım ülkelerde evrensel anlamda adaletin zerresi bile yok, önemli değil, olmasın ama büyük, çok büyük adalet sarayları olsun, bunlarla da övünsün dursunlar.

Türkiye’nin durumu da küçük nüanslarla bu zengin Arap ülkelerine benziyor.

Adalet Bakanımız Yılmaz Tunç muhtemelen çok iyi biliyordur, “Dünya Adalet Projesinin” (World Justice Project) her sene yayınladığı Dünya Hukuk Devleti endeksinde Türkiye 2023’de 142 ülke arasında maalesef 117. sırada ve her sene de muntazaman geriliyor, hukuk devletinde irtifa kaybediyor. Uluslararası Saydamlığın (Transparency International) yayınladığı son (30 Ocak 2024) 2023 Yolsuzluk Algı Endeksinde 180 ülke arasında 115. sıraya düştük, daha geçen sene yani 2022 sıralamasında 180 ülke içinde bu sıralamada 101. sırada idik, başka bir ifade ile de yolsuzluk algısında ülkemiz serbest düşüş halinde ama ne gam, dünyanın en büyük, en görkemli adalet sarayına sahip olacağız 40 ay sonra; bu dünyanın en büyük, en görkemli Adalet Sarayının içinde dünyanın en niteliksiz hukuku üretilse, her sene küresel hukuk endeksinde biraz daha gerilesek bile.

Ağır ceza mahkemeleri, Yargıtay, HSK Anayasanın amir ve sarih maddelerini tanımıyorlar, Anayasa Mahkemesi kararlarını tanımıyorlar, Adalet Bakanımız Yılmaz Tunç sorunun çözümünün TBMM’de olduğunu Anayasanın çok sarih 158. Maddesine rağmen söyleyebiliyor ama aynı Adalet Bakanı dünyanın en büyük Adalet Sarayını inşa etmekle üstelik 24 milyar TL’lik ihaleyi İhale Kanununun o meşhur maddesi ile açmış olmasına rağmen övünebiliyor.

İHALE NEDEN PAZARLIK USULÜ YAPILDI?

Bu Ankara Adalet Sarayı neden açık ihale usulü (M.19) ile yapılmamıştır, bilen var mıdır, Sayın Adalet Bakanı vergi mükelleflerine anlatabilir mi acaba?

Meraklısı için aşağıya ihale kanununun ilgili maddelerini koyuyorum, bu Adalet Sarayı inşaatında neden pazarlık usulü tercih edilmiştir, kanunda yazan şartlar bu inşaatta var mıdır?

Açık ihale usulü

Madde 19- Açık ihale usulü, bütün isteklilerin teklif verebildiği usuldür.

Pazarlık usulü

Madde 21- Aşağıda belirtilen hallerde pazarlık usulü ile ihale yapılabilir:

a) Açık ihale usulü veya belli istekliler arasında ihale usulü ile yapılan ihale sonucunda teklif çıkmaması.

b) Doğal afetler, salgın hastalıklar, can veya mal kaybı tehlikesi gibi ani ve beklenmeyen veya yapım tekniği açısından özellik arz eden veya yapı veya can ve mal güvenliğinin sağlanması açısından ivedilikle yapılması gerekliliği idarece belirlenen hallerde veyahut idare tarafından önceden öngörülemeyen olayların ortaya çıkması üzerine ihalenin ivedi olarak yapılmasının zorunlu olması.[29]

c) Savunma ve güvenlikle ilgili özel durumların ortaya çıkması üzerine ihalenin ivedi olarak yapılmasının zorunlu olması.

d) İhalenin, araştırma ve geliştirme sürecine ihtiyaç gösteren ve seri üretime konu olmayan nitelikte olması.

e) İhale konusu mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin özgün nitelikte ve karmaşık olması nedeniyle teknik ve malî özelliklerinin gerekli olan netlikte belirlenememesi.


Eser Karakaş: Kadıköy Saint Joseph lisesi muzunu. 1978’de Boğaziçi Üniversitesi İİBF’den mezun oldu. Doktorasını 1985 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde yaptı. 1996’dan itibaren İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü’nde profesör olarak ders verdi. Bahçeşehir Üniversitesi İİBF’de Dekanlık yaptı. 2016 yılında 675 sayılı KHK ile ihraç edildi. 2008 yılından itibaren Strasbourg Üniversitesi Science Po’da misafir öğretim görevlisi olarak bulunuyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Eser Karakaş Arşivi