Barış için fırsat var

Rejim yeniden Kürtlere saldırarak adım adım üzerimize gelecek bir stratejide düğmeye bastı bile. Yaklaşan operasyon ve sonrasında olacaklar başta Özgür Özel olmak üzere her birimizin sınavı olacak. Yeniden zor günler geliyor. Umarım bu kez yaşamı seçeriz.

Demokrasi güçleri yerel seçimlerde büyük bir zafer kazandı. Günlerdir hem medyada, hem ailemizle, hem arkadaşlarımızla sadece bunu konuşuyoruz. Ortak bir sevincin parçası olarak hissediyoruz kendimizi. Rejimin üzerine çullandığı her bir muhalifin hayatını normale döndürmek için daha çok umudu var artık.

Peki memleketçe hangi fırsatları yakaladık sizce?

Bugün için, kısa vadede, ilk genel seçim sonrası için neler hayal ediyorsunuz?

Ekonomimiz iyiye gidebilir mi biraz olsun? Fakirlik ve sefalet içinde intihar eden ebeveynler, gençler azalır mı? Emekliler açlık sınırını üstünde bir gelire kavuşur mu? Barınmak, beslenmek kolaylaşır mı? Öğrenciler mezuniyet sonrası mesleklerini icra edebileceği alanlarda iş bulabilirler mi? Beyin göçü yavaşlar mı mesela?

Kadınların üzerine çullanan bu eril sistem durdurulabilir mi? İstanbul Sözleşmesi geri döner mi? Kadın cinayetleri durur mu? Gökkuşağı renkleri polisin elinden alınıp yeniden gökyüzündeki yerine dönebilir mi?

Medyanın içinde olduğu bu pespayelik son bulur mu? Demokrasi mücadelesinin en ön saflarında direnen gazeteciler özgürce mesleklerini icra edebilir mi? Bağımsız, partisiz, ihalesiz habercilik geriye döner mi? Televizyonlar, sinemalar, diziler, filmler bıyıklı birkaç herifin hezeyanlarından kurtulabilir mi? Dünyayla yarışan değerlerimiz çoğalır mı?

Valilerin belirlediği kadar eğlenebildiğimiz bu sistem değişir mi acaba? Festivaller özgürleşir mi? Beyoğlu yeniden canlanır mı? Yaşam tarzlarına tehdit azalır mı? Ahlak polisi taklidi yapan bu büyük zevzeklik biter mi? Şehirlerin kültür mirası yağmadan kurtulabilir mi?

Cezaevinde tutsak edilmiş onbinlerce masum insan özgürlüklerine kavuşur mu? Saçma sapan gerekçelerle ibreti alem olarak seçilmiş dostlarımız için umudumuz yükseldi mi? Binlerce KHK’lı için yaşamlarını geri alma imkanı oluştu mu dersiniz? Mesleklerine, özlük haklarına kavuşabilir mi insanlar? Biz sürgünler geri dönebilir miyiz? İade-i itibar gelir mi?

Kürtler kazandıkları belediyeleri rahatça yönetebilir mi? Çok dilli belediyecilik yapsınlar mı yeniden? Kürtçenin önündeki tüm bariyerler yıkılsın mı? Selahattin Demirtaş, tutsak edilen binlerce seçilmiş HDP’li aramıza dönebilir mi? Siyasetteki yerlerini alabilirler mi? Demokratik bir Türkiye için aynı seçimlerdeki gibi mücadeleyi büyütebilirler mi?

Bu listeye eklenecek çok şey var. Eminim ki bu satırları okuyan her bir okuyucunun bu rejimden alacağı vardır. Benim de öyle. Fakat bugünlerde büyük bir askeri operasyon başlayacak. Irak ve Suriye sınırından silah sesleri gelecek. Binlerce insan ölecek. Savaş yorgunu yüzbinlerce insan göç edecek. Kadınlar, çocuklar, siviller katledilecek. Erdoğan yeniden elini şehit tabutuna koyarak siyaset yapacak. Bu anlattıklarım biraz sonra olacak.

Bütün samimiyetimle söylüyorum ki önceliğimiz hangisi olursa olsun barış gelmezse bütün hayallerimiz yarım kalacaktır dostlar. Bu rejim yeniden Kürtlere saldırarak adım adım üzerimize gelecek bir stratejide düğmeye bastı bile. Memleketi bu rejimden kurtarabilmek için aynı saflarda direnmek, hep beraber kazanabilmek, gerçek bir demokrasiyi hedeflemek zorundayız. Kırk yıldır süren Kürt meselesi için bir adım atabiliriz. Silahların susmasını talep edebiliriz. Savaşın getirdiği yoksulluk, otoriterlik, ırkçılık, göç, ve ölümlerden bıktığımızı en haklı yerden savunabiliriz.

Yaklaşan operasyon ve sonrasında olacaklar başta Özgür Özel olmak üzere her birimizin en büyük sınavı olacak. Haritanın sağ tarafından kan damlarken sol tarafı asla özgür olamayacak. Yeniden zor günler geliyor. Umarım bu kez hep beraber yaşamı seçeriz.

Barış için büyük bir fırsat vardır.


Hayko Bağdat: 1976 yılında Rum bir anne ve Ermeni bir babanın dördüncü çocuğu olarak İstanbul’da doğdu. Esayan ve Mkhitaryan Ermeni okullarında eğitim aldıktan sonra, 1994’de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü‘ne başladı. Babasının beklenmedik vefatı sebebiyle eğitimini tamamlayamadı. 2002 yılında Yaşam Radyo’da Türkiye’de ilk azınlık sorunlarını gündeme taşıyan “Sözde Kalanlar” programı ile gazeteciliğe başlayan Bağdat, Türkiye’nin önemli basın organlarından gazetecilik, köşe yazarlığı ve yorumculuk yaptı. 2007 yılında katledilen gazeteci Hrant Dink’in ardından kurulan ve adalet arayışını sürdüren “Hrant’ın Arkadaşları” ekibinin kurucuları arasında yer alan Bağdat’ın “Türkiye’de Ermeni ve öteki olmayı” anlatan ilk kitabı ‘Salyangoz’ 2014’te, ikinci kitabı ‘Gollik’ 2015 yılında, üçüncü kitabı ‘Kurtuluş Ҫok Bozuldu’ ise 2016 yılında okurlarıyla buluştu. Kitabından esinlenerek kurguladığı tek kişilik gösterisi Salyangoz, 2016’de Türkiye’nin bir çok şehrinde seyirci ile buluştuktan sonra, tüm dünyaya yayılan turneleri ile beğeni topladı. 2017’de Almanya’ya taşınan Bağdat, Berlin’de gazeteciliğe ve üretmeye devam ediyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hayko Bağdat Arşivi