Utku Çakırözer: BAE 15 Temmuz’un arkasında diyorlardı, şimdi gidip ticaret konuşuyorlar

Utku Çakırözer: BAE 15 Temmuz’un arkasında diyorlardı, şimdi gidip ticaret konuşuyorlar
CHP Eskişehir Milletvekili ve Meclis Dışişleri Komisyonu üyesi olan Utku Çakırözer Bilgehan Uçak’ın sorularını +GerçekTV’de yayınlanan Gündemin Gerçekleri’nde cevapladı.

Utku Çakırözer, gündemin en yakıcı konularının başında gelen faturalara dair Eskişehir’deki gözlemlerini aktarırken elektrik ve doğalgaz faturalarının vatandaşın belini büktüğünü ve hayatı olumsuz yönde hayli etkilediğini söyledi. Kemal Kılıçdaroğlu’nun şahsi inisiyatif alarak herkes adına "ben bu fahiş faturaları ödemeyeceğim," çıkışını da değerlendiren Çakırözer, "Genel Başkan’ın bu tavrı her evde karşılık buluyor ve çok önemli" dedi.

CHP’nin faturalara ve halkın genel sorunlarına asla duyarsız kalamayacağını söylerken Kılıçdaroğlu’nun "milyonların sesi" olduğunu ifade etti. "İnsanlar gerçekten perişan durumda. 10 metrekare çay ocağına 900 lira gelen 2500 lira gelmeye başlamış. Üstelik kış ayı, buzdolabı da kapalı. Bir tost makinesi, bir çay ocağı… 7-8 metrekarelik bir başka dükkân, ziyaret ettim, çeyizci Şengül Hanım, üç kat artmış. Ne kazanıyor ki bu insanlar ne ödesinler? Kasaba gidiyorsunuz, kiramı geçti diyor. Yaz ayında buzdolabını daha çok çalıştırmak durumunda kalınca ne yapacaklarını bilemediklerini söylüyorlar."

Çakırözer, Kemal Kılıçdaroğlu’nun fatura ödememe eyleminin münferit bir eylem olduğunu, kitleselleştirmeyeceklerini, bunun topyekün bir sivil itaatsizlik eylemi olarak düşünülmemesi gerektiğinin altını çizdi.

"Daha önce 450 kilometre yol yürüdü Kılıçdaroğlu. Gerekli görülürse eylemler kitleselleştirilebilir de. Tek başına başladı ama bittiği yerde 100 binlerce insan yanındaydı. Her etapta da toplumun farklı kesimleri ona eşlik etti. Şu anda da haklı protestosunda milyonların yüreği kendisiyle. İnsanların Kemal Kılıçdaroğlu’na bakıp ‘sen benim sesim oluyorsun’ diye düşündüklerini biliyorum, görüyorum." dedi.

Barış Terkoğlu, Murat Ağırel, Hülya Kılınç ve Sedef Kabaş başta olmak üzere gazetecilerin tutuklanmasına dair de çarpıcı açıklamalarda bulunan Utku Çakırözer, meslektaşlarına yönelik bu tavra sonuna kadar karşı olduğunu söyledi. Hakaret dahi olsa gazetecilere verilecek cezanın hapis olmaması gerektiğini vurgulayan Çakırözer, iktidarın medyayla ilişkisini gerçeklerin üstünü örtme çabası olarak niteledi.

"Öldürmek amacıyla gazeteci dövenleri bir gün dahi gözaltına almıyor iktidar. Böyle bir dertleri yok. Gazetelere ve televizyonlara verilen ilan cezalarına bakalım. En ağırından veriliyor. Hepsi sindirme çabası. Gerçekleri nasıl örtebiliriz diye uğraşıyorlar. Ama ne kadar çabalarlarsa çabalasınlar kendi medyaların hali ortada! Bu gazetelerin hiçbiri okunmuyor, bu kanalların hiçbiri dinlenmiyor." diyen Çakıröz, halkın büyük kısmının +Gerçek gibi, iki elin parmaklarını geçmeyen bağımsız ve özgür medya organılarını takip ettiğinin altını çizdi.

Türkiye, Ahmet Davutoğlu’nun etkili olduğu dönemde dış politikada "komşularla sıfır sorun" projesini geliştirmeye çalışmıştı. Bugün de benzer şekilde iktidar "sorunsuz çember" dediği bir projeyi uygulamaya çalışıyor. Düne kadar düşman bellenen, hatta çeşitli istiskallere uğrayan devletler ve devlet başkanlarıyla görüşmeler yapılıyor.

Aynı zamanda Meclis Dışişleri Komisyonu üyesi olan Utku Çakırözer, bu projeye dair şu yorumları yaparak sözlerini tamamladı.

"Nedir bu sorunsuz çember? Türkiye’yi etrafında sorun yaşanmayan ülkeler çemberiyle çevrelemek. BAE’ye, Katar’a, Suudi Arabistan’a gidiyor Cumhurbaşkanı. İsrail’e heyet gidiyor. Ermenistan’la normalleşmeler başladı. Sorunsuz çember politikasını götürmek için bazı ilkelere riayet etmeniz lazım. BAE hakkındaki demeçler ortada. 15 Temmuz’un arkasında bir ülke var, diyorlardı. 3 milyar dolar verdiler, diyorlardı. İçişleri Bakanı adıyla sanıyla söyledi. Bunlar doğruysa siz ekonomik katkısı olsa dahi gider misiniz? Gidilir mi? Hiçbir şey olmamış gibi gidip ticaret konuşuyorsunu. Böyle bir şey olamaz."

 

 

Öne Çıkanlar