Hakan Güneş: Rusya’ya 'birliklerini çek', ABD’ye 'NATO genişlemesine son ver' denmeli

Hakan Güneş: Rusya’ya 'birliklerini çek', ABD’ye 'NATO genişlemesine son ver' denmeli
Bölgedeki gerilimin esas sorumlusunun Rusya ya da Putin değil, NATO olduğunu belirten akademisyen Hakan Güneş, ‘Normandiya formatı’ masasını yıkanların ABD ve Zelenski olduğunu söyledi.

Bilgehan Uçak’ın Gündemin Gerçekleri’ndeki konusu bir kez daha Rusya-Ukrayna kriziydi. Günbegün, hatta anbean, alevlenen gerilimi Türkiye’de bölge siyasetini en iyi bilen isimlerden akademisyen Hakan Güneş’le değerlendirdi.

Hakan Güneş, bölgede yaşanan gerilimin esas sorumlusunun Rusya ya da Putin değil, NATO olduğunu belirtirken NATO’nun Litvanya’dan Dedeağaç’a kadar genişlediğini, bu genişlemeyi konuşmadan Putin’in ne yapmak istediğinin anlaşılamayacağını ifade etti. 
"Kimse NATO’cu olmasın, NATO bir suç örgütüdür, savaş örgütüdür!" diyen Güneş, elden gelen tek şeyin barış çağrısı yapmak olduğunu söyledi. Bunun yolunun da Rusya’ya "birliklerini geri çek", ABD’ye "NATO genişlemesine son ver" demek olduğunu ifade etti. 
Güneş, Ukrayna’nın isterse Avrupa Birliği’ne girebileceğini, bunun çok çeşitli yararlar da getirebileceğini söylerken askeri paktların farklı olduğunun altını da özellikle çizdi. NATO’nun ülkesinden defolmasını istediğini söylerken Ukrayna’daki NATO varlığını da bir barışsever olarak hiçbir koşulda benimseyemeceğini ifade etti.

Türkiye’deki yüzeysel bakışın konulara vakıf olmamaktan ve bilgisizlikten kaynaklandığını belirten Hakan Güneş, bölgedeki sorunların tarihsel sebeplerinden de bahsetti.

ABD İLE MASAYI DEVİREN BİZZAT ZELENSKİ OLDU

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski’ye yönelik çok sert eleştiriler yapan Hakan Güneş, ABD ile masayı devirenin bizzat Zelenski olduğunu iddia etti. Zelenski’nin Poroşenko ile girdiği seçimi de hatırlatan Güneş, o seçimde Zelenski’nin daha Rus yanlısı bir söylem tutturduğunu, Ukraynalı Neo-Nazilerin temsilcisi olarak ise Poroşenko’yu gördüklerini söyledi.

"O günlerde ortada bir barış masası vardı. Teknik olarak hala da bir parça var. Onun adı ‘Normandiya formatı’. Orada üzerinde anlaşmış oldukları konu şuydu: Rusya, bağımsız cumhuriyetleri tanımayacak -tanımamaya devam edecek. Ukrayna AGİT gözlemciliğinde burayı da kapsayan bir seçim yapılmasına izin verecek. Burası Ukrayna’nın bir parçası olacak ama minimal bir özerkliği de olacak. Rus diline yönelik yasaklar da kalkacak. Eski SSCB coğrafyasının bundan 100 yıl önce çözdüğü ‘dillerin ifadesi ve eğitim’ problemini 100 yıl sonra ilk defa Ukrayna bozdu."

UKRAYNA TARİH BOYUNCA BÜLÜNMÜŞTÜ

Ukrayna’nın 2014’ten bu yana değil, tarih boyunca bölünmüş olduğunu ifade eden Hakan Güneş, eskiden 70’e 30 olan bölünmenin bugünlerde 51-49’a geldiğinin söyledi. Ukrayna’da her zaman kuvvetli bir faşizan damarın var olduğunu hatırlatırken Ukraynalı Rusların sahibinin olmadığını, kimsenin de o insanları umursamadığını belirtti. 

Hayatında gördüğü en büyük katliamlardan birinin de bizzat bu Ukraynalı faşist insanlar tarafından yapıldığını söyledi. 93 Madımak ve Srebrenitsa’ya benzettiği Odessa Sendika katliamını örnek veren Hakan Güneş şunları söyledi: "Bakın Odessa katliamı o kadar korkunçtur ki Sivas katliamı onun yanında yumuşak kalpli kalır. Anlatamam size. Kaç kişi duydu bunu? Bu gerilim bir günde ortaya çıkmadı. Tarihsel arkaplanı çok önemli."

Rusya’nın otoriter bir ülke olduğunu, vatandaşlarına Batı standartlarında demokratik müreffeh bir devlet sunamadığını söyleyen Hakan Güneş, herkesin Moskova yerine Batı kentlerine gitmeyi düşündüğünü, bu cazibenin de - "bunu yumuşak güç olarak da söyleyebiliriz"- Avrupa tarafında olduğunu ifade etti.

SİLAHLANINCA SAVAŞILIR

Hakan Güneş, savaşların çıkmasının temel sebebinin gerginliklerden çok silahlanma yarışı ve hızı olduğunu hatırlatırken silahlanma bütçelerinin onbeş yıl kadar aşağıya çekildiğini ama son senelerde bütçelerin yeniden artırıldığını, dolayısıyla savaşa çok yakın bir yerde olduğumuzu söyledi.

"Neden bir savaş çıkmıyor diye düşündüğümüzde nükleer silahları görüyoruz. Ellerinde nükleer olmasa her gün harp çıkardı çünkü bu silahlar birbirlerinden çok korkmalarına yol açıyor. Türkçede ‘kesin mahvolma prensibi’ denen şey işte bu. Nükleer silahlar kullanılırsa her iki tarafın da birlikte ve kesin olarak mahvolduğu bir savaş olur. Böyle bir denge içersindeyiz. Ama başka formlarda çok kızışıyor. Sınır bölgelerinde, büyük kuvvetlerin kullanılmadığı hatlarda… ABD bütün gücüyle buraya gelmezse Rus ordusu o coğrafyadaki bütün orduların toplamını yener. Bunu da herkes biliyor. Rusya’nın konvansiyonel gücü hepsinden üstün. Zaten böyle olduğu için ABD de ekonomik yaptırımlardan söz ediyor."

 

Öne Çıkanlar