Baskın Oran: Montrö, Türkiye için ‘Allah’ın bir lütfu'

Baskın Oran: Montrö, Türkiye için ‘Allah’ın bir lütfu'
Baskın Oran, Montrö’nün Türkiye için önemini madde madde anlatırken Boğazlar Sözleşmesinden sonra Montrö’ye geçilmesinin Türkiye için “Allah’ın bir lütfu” olduğunu söyledi.

Savaş, bütün meseleleri tali hale getiriyor. Rusya’nın Ukrayna’ya açtığı savaş ve tüm yaşananlar da bunun bir göstergesi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, geçen günlerde bölgedeki gerilimin artık "çatışma" değil "savaş" olarak nitelendirildiğini ve Montrö’nün uygulanacağını açıkladı.

İktidarın son yıllarda Montrö ile ilişkisi biraz gelgitli. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkıldığı gibi bir imzayla Montrö’den de çıkılabileceğini en üst düzeyde söyleyenler oldu. Ayrıca, Montrö’yü tam bağımsızlığın karşısında bir sözleşme gibi sunan tarihçileri de gördük. 

Kanal İstanbul sayesinde Montrö yüzünden kazanamadığımız milyarlarca doları Hazine’ye koyabileceğimizi söyleyenler bile çıktı hatta, - ki sanırım en vahimi buydu. Arsaları satıldığı için Kanal İstanbul’u yapmak şart oldu. Bunun gerekliliğini kanıtlamak için de yalıların güvenliği - sanki Kanal etrafında yerleşim olmayacak - ve Montrö örnek gösterildi.

Gündemin Gerçekleri’nde haftanın ilk konuğu Baskın Oran’dı. Baskın Oran, Montrö’nün Türkiye için önemini madde madde anlatırken Boğazlar Sözleşmesinden sonra Montrö’ye geçilmesinin Türkiye için "Allah’ın bir lütfu" olduğunu söyledi. 

Boğazlar Sözleşmesinden sonra Montrö’de Türkiye’nin tek yetkili olduğunu söyleyen Baskın Oran, II. Dünya Savaşı yaklaştığı için İngiltere ile Fransa’nın böyle bir karar aldığını ifade etti.

Baskın Oran, Montrö’de ifade edilen "Boğazlar" kavramını "İstanbul Boğazı + Marmara Denizi + Çanakkale Boğazı" diye formüle ederken Fatih Sultan Mehmet gibi gemilerin karadan yürütülmediği müddetçe Kanal İstanbul’un hiçbir şekilde Montrö’yü ortadan kaldıramayacağını belirtti.

Bölgede yaşananları Rusya-Ukrayna arasında değil, Rusya ile ABD arasında gördüğünü söyleyen Baskın Oran, Türkiye’nin üretip Ukrayna’ya sattığı SİHA’ların ilerde Rusya ile ilişkilerde büyük sorunlara yol açabileceğini söyledi. 

S400, tarım ürünlerinin ihracatı, turizm ve Suriye, başta olmak üzere birçok meseleyle karşılaşacağımızın altını çizdi. Osmanlı’nın Bizans’tan, Türkiye’nin de Osmanlı’dan tevarüs ettiği dış politikada "denge arayışının" bugün tamamen unutulduğunu söylerken Türkiye’de sanılanın aksine Rusların sıcak denizlere inmesinden çok Batılıların Karadeniz’e çıkmasını engellemenin önemli bir amaç olduğunu belirtti. 

Montrö’nün bütün bu hassasiyetlere karşı bulunmuş bir çözüm olduğunu ifade eden Oran, değiştirilmesinin ya da esnetilmesinin hiçbir şart altında Türkiye’nin lehine olmayacağını da vurguladı.

Baskın Oran, Ukraynalı büyükelçinin Montrö’nün 19. maddesinin uygulanmasına dair sözlerinin manasızlığına dikkat çekerken Putin’in de Kiev’i işgal etmeye çalışarak fazla ileri gittiğini ve batıyı karşısına aldığını söyledi.
Programın son bölümünde altı liderin bir-araya gelerek Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Modeli metnini imzalamasına değinen Baskın Oran, Millet İttifakı tarafından seçilecek kişinin evvela bizzat o tek adam yetkilerini kullanarak yargıyı evrensel, laik standartlara getirmesini gerektiğini, yapılması gereken ilk işin bu olduğunu söyledi.

Öne Çıkanlar