Hem yapılaşma, hem jeotermal: Urla koyları çifte tehdit altında

Hem yapılaşma, hem jeotermal: Urla koyları çifte tehdit altında
Urla'nın koyları hem yapılaşma hem de jeotermal kaynak arama tehdidi ile karşı karşıya kaldı. Geçen yıl çevrecilerin durdurulan ÇED süreci daha geniş bir alan için yeniden başlatıldı. Bölge halkı ikinci kez mücadeleye hazırlanıyor.

Artı Gerçek - İzmir’in Urla ilçesine bağlı Yağcılar Mahallesi içerisinde kalan, doğası ve temiz sahili ile bilinen Altınköy plajı ve çevresi hem yapılaşma hem de jeotermal kaynak arama tehdidi ile karşı karşıya.

Yenigün'den Kenan Yeşil'in haberine göre, Kültür ve Turizm Bakanlığı İzmir 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğünce, 1. derece arkeolojik sit alanından 3. derece sit alanına çevrilen Urla Yağcılar Köyü civarında yapılaşmanın önü açıldı. Ayrıca, geçtiğimiz yıl Urla Demircili Köyü'nün batısından başlayıp, Seferihisar sınırına kadar tüm sahiller ve arkasındaki önemli bir korunan bölge olan ve doğal sit "Nitelikli Alan" için jeotermal kaynak arama ruhsatı verildi. Bölge halkının tepkisi sonrasında projenin Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) sürecine İzmir Valiliği tarafından son verildi. Bununla birlikte jeotermal kaynak arama ruhsatının iptali için açılan davada da ruhsatın sona erdiği, sahanın geri alındığı ve ruhsatın yenilenmeyeceğine dair belge mahkeme dosyasında yer aldı. Bir yılın ardından yine aynı bölge için yeni bir turizm amaçlı jeotermal kaynak arama için 1 adet jeotermal sondaj kuyusu açmak üzere ÇED süreci başlatıldı. Majestik Turizm Kuyumculuk A. Ş. adlı şirketin projesi için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından başaltılan ÇED sürecine tepki gösteren yöre halkı, Altınköy ile beraber, Yağcılar, Demircili, Azmak’a kadar olan bölge için yeniden mücadele başlattı.

'1000 TANE ZEYTİN AĞACIN OLDUĞU YERE 500 VİLLA YAPMAK İSTİYORLAR'

Urla’nın Demircili, Altınköy, Yağcılar, Azmak bölgelerine bir rant bölgesi olarak göz koyulduğunu belirten Altınköy Köyü Koruma Derneği Başkanı Julide Sunday Özgen, ormanlık alanda ve kıyılarda geniş bir sahada jeotermal kazılar için ÇED olumlu kararı alınmaya çalışıldığını söyledi. Altınköy girişinde tarım alanı ilan edilen, 1000 adet zeytinlik alana da imar izni alınması için girişimlerin olduğuna dikkat çeken Özgen şunları söyledi:

“Altınköy bölgesi çok güzel doğası, koyu, denizi ile dikkat çekerken etrafımız da ormanlık alan. Çok gözde bir bölge. Altınköy’de birinci derece sit alanı ilan edilmeden önce yapılmış 260 hane var. Bölge, birinci derece sit alanı içine alındı ve ev yapımına izin verilmedi. Bölgede özel arsası olanlar ve inşaat firmaları Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nda girişimlerde bulunuyor. Tarım alanı olan, 1000 adet zeytin ağacının olduğu yere imar izni almak için bir girişim var ve bakanlık tarafından 1/25000 plana olur dendiği ifade ediliyor. Bakanlığa dava açmak durumunda kaldık ve CİMER’e de yazdık. İzmir’de doğru düzgün ormanlık alan kalmadı. Altınköy bölgesi çok kıymetli bir yer ve herkesin gözü burada. 2018 yılında birinci derece sit alanından üçüncü derece sit alanına almışlar. Üçüncü derece sit alanı olmasından sonra bu işle uğraşmaya başladılar. 500 villa yapılmak isteniyor.”

'SU SICAKLIĞI UYGUN DEĞİL'

Altınköy bölgesinde geçen yıl jeotermal kaynak aramak için girişimlerin halkın tepkisi sonrasında İzmir Valiliği tarafından iptal edildiğini hatırlatan Julide Sunday Özgen, Majestik Turizm, Kuyumculuk ve Ticaret A.Ş. lehine bir adet jeotermal sondaj kuyusu açmak üzere, ÇED süreci başlatıldığını söyledi. ÇED sürecinin, Urla’nın en değerli plajlarının hemen arkasında başladığını ve doğal sit ‘Nitelikli Alan’ olarak tescilli olduğuna dikkat çeken Özgen, bölgede yapılan ölçümlerde su ısısının çok düşük olmasına rağmen sondaj araştırma ruhsatı verildiğini de belirtti. ÇED sürecinin başlatılmasının fizibil olmadığını savunan Özgen şöyle konuştu:

“Nitelikli alan tanımında JES arama sondaj faaliyeti konusunda düzenleme bulunsa dahi, İzmir Valiliği İZKA’nın İzmir ilindeki jeotermal kaynakların potansiyeli, kullanım alanları, ekonomik ve çevresel etkilerinin belirlenmesi araştırması verilerine göre, 30-35 santigrat derecedeki suyun, yerine ulaşmada olası 10 santigrat derece kayıpla verimli olmayacağı ortadadır. Başlatılan ÇED sürecindeki Proje Tanıtım Dosyasında da bu veriler yer almaktadır. Suyun ısısının çok düşük olmasına rağmen, bu alana sondaj araştırma ruhsatı verilerek ÇED sürecinin başlatılması, fizibil de değildir” dedi.

'BİLİME VE HUKUKA AYKIRI'

ÇED sürecine konu olan jeotermal kaynak arama alanı için daha önceden de ruhsat verildiğini ancak bu ruhsatın geri alındığını aktaran Özgen, hukuki süreçle ilgili şu bilgileri verdi:

“Daha önce RSC Firması lehine verilen 18 Eylül 2020 tarih ve 1604 sayılı arama ruhsatı, İzmir Valiliği'nin İzmir 3.İdare Mahkemesi'ndeki dava dosyamıza sunduğu 16 Şubat 2023 tarihli yazı ile sona erdiği ve yerin geri teslim alındığı bildirilmiştir. Hal böyle iken, aynı alan içinde yeni bir arama ruhsatı verilmesinde, idarenin tutarlı ve hukuki işlem oluşturmadığı açıktır. Kaldı ki, ruhsat sahasını da içine alan ormanlık alanlar bu bölgenin ekolojik ortamının güvencesidir. Bunların gelecek kuşaklara aktarılması, ülkemizin ve Dünyamızın geldiği iklim krizi aşamasında önem ve öncelik arz etmektedir. Kaldı ki tek bir sondaj kuyusu için, çok geniş bir alanın, şirket lehine ruhsatlandırılması gerçekteki amacın JES kurulmasından öte, kötü niyetli ve kamu arazilerinin, amaç dışı, bir şirkete tahsisi niyetini ortaya koymaktadır. Bölge Doğal SİT derecelendirmesi yönünden ‘nitelikli koruma alanı’ olması ve kıyıdaki plajlardan halkın yararlandığı zengin ve hassas bir bölgede böyle bir arama ruhsatı verilmesi, bilime, hukuka tamamen aykırıdır”

JES İÇİN İKİNCİ RAUNT

Majestik firması için başlatılan ÇED sürecinin çok daha geniş alanı kapsadığını dikkat çeken Özgen, “Daha önce burada Jeotermal aramak için valilikten izin alınmaya çalışıldı. Jeotermal için yeterli sıcaklık da yok aslında. O da saptandı ve bu girişim iptal edildi. Vali değişti, yeni bir girişim başladı. Aynı zamanda da Yağcılar koyundan başlayıp Azmak koyuna kadar olan yerde de Majestik şirketi Jeotermal kazı için girişimlere başladı. Altınköy, Yağcılar, Demircili, Azmak’a kadar kapsayan bölgede Jeotermal aramak için izin istiyorlar. Bu bölgenin doğası, manzarası çok güzel ve buralara Jeotermal otel yapmak isteyecekler. Bu ÇED sürecinde bu işin takip edilmesini istiyoruz. Bölgemizde jeotermal için sondaj çalışması yapılmasını istemiyoruz. Sondaj çalışması yapılacak bir bölge değil. Buna engel olmak için yeniden mücadele edeceğiz” diye konuştu. (KAYNAK)

Öne Çıkanlar