Marmaris’te 3 bilinen ve 3 bilinmeyen 6 helikopter!..

Erdoğan’ın 15 dakikayla suikasttan kurtulduğu söylendi. Tamam kurtuldu da, kimin kurtardığını bugün hâlâ bilmiyoruz.

15 Temmuz ve 16 Temmuz gecesi öyle karmaşık ki, çözmek için kimileyin saatlerce belgeleri karıştırmak zorunda kalıyorum, kimileyin de telefon kulağıma yapışacak kerteye geliyorum. O yüzden bu davalara bakan hâkim ve savcılara üzülüyorum. Ama en çok da devlet tarafında duran avukatlara acıyorum, hem karmaşanın içinden çıkması zor hem de yanıtlayamayacakları soru çok.

Önce resmî iddiadan kısaca söz edeyim: Recep Tayyip Erdoğan’ın kaldığı otele askerlerce baskın yapıldığı, 2 polisin şehit edildiği, 25 polisin ve 1 güvenlik görevlisinin işkenceyle derdest edildiği, Erdoğan’ın da 15 dakikayla suikasttan kurtulduğu söylendi. Tamam kurtuldu da, kimin kurtardığını bugün hâlâ bilmiyoruz.

15-16 Temmuz gecesi Marmaris’te meydana gelen çatışma, işkence ve derdestler, askerlerin Marmaris’e varışından yaklaşık 2-3 saat önce 01.00 civarında gerçekleşti. Oysa askerler bu bölgeye 03.20 civarında indiler. Akıncı iddianamesine göre helikopterlerden yere atışlar 04.42’de yapıldı. Bunlar Erdoğan gittikten 15 dakika sonra geldiği belirtilen helikopterlerden yaklaşık 4 saat sonra demekti.

Daha şimdiden kafanızın karıştığını hissediyorum, giriş anlamında tek tümceyle anlatmak gerekirse saat 24.30 – 01.00 civarında 3 helikopter geliyor otel yakınına, bir de 03.20 civarında 3 helikopter iniyor. Ancak mahkeme tutanaklarında ilk gelen 3 helikopterin geldiğine dair resmî tutanak yok. Mahkeme tutanağına göre gelen helikopterlerdeki askerler Erdoğan’ı kurtarmaya gelmişlerse, Erdoğan’ın cesediyle karşılaşmaları gerekirdi.

Önce size o saatte helikopterlerin olduğuna ve çatışma çıktığına dair belgeleri vereyim, sonra nedenini yazmaya çalışırım:

 

Şimdi gelelim bu hunharca mizansene ve bence nedenlerine. 

İşin aslına baktığımızda Marmaris’te çatışan 3 grup var. Birincisi otel bölgesinde kalan, otel kayıtlarında adları olmayan Cumhurbaşkanının Koruma grubu, ikincisi dosyaya sokulmayan 3 helikopterle 00.30-01.00 civarında Marmaris’e gelen grup, üçüncüsü 03.20’de Marmaris’e inen 3 helikopterle gelen askerler.

Resmi söylemlere göre bu çatışan 3 gruptan mutlaka birisinin cumhurbaşkanı Erdoğan’ı öldürmek için orada bulunuyor olması gerekiyor.

Erdoğan’a suikast düzenlemek isteyen birinci grup mu? Birinci grup Erdoğan tatilde otelde olduğu için otelin civarına yerleştirilen koruma ekibi. Buradaki memurlar büyük olasılıkla çevre karakollardan da gelmiş olabilirler, çünkü özel bir gruba ait olduklarına dair hiçbir açıklama yok. 

Bu demektir ki, bu ekip o araziye çok önceden, hatta otelde kalmaya başladığı saatten önce oraya konuşlanmış durumda, nöbetleşe koruma görevlerini yapıyorlar. O zaman 15 Temmuz darbe girişimi 22 civarında başladığına göre eğer hedefleri Erdoğan olsaydı, o meçhul 3 helikopter beklenmeden bu iş bitirilirdi.

Hayır, öyle olmuyor ve 3 helikopter geliyor, çatışma çıkıyor ve 2 polisin ölümüyle sonuçlanıyor.

Erdoğan’a suikast düzenlemek isteyen ikinci grup mu? Başta da dediğim gibi, bu 3 helikopterin mahkemede dosyaya girmemesi ilginç, çünkü bu 3 helikopter aynı ATA uçağı gibi radar kayıtlarında gözüküyor, ancak radar kayıtları silinmiş ve mahkemeye gönderilmiyor, başka teknik bilgiler (havacılar bunlara MASE KAYITLARI diyorlar) gönderiliyor, onlar da bu işi çözmeye yada kanıtlamaya yetmiyor.

Erdoğan’a suikast düzenlemek isteyen üçüncü grup mu? Bunlar askerler. Başlarında Sönmezateş general var. Önceki 2 gruptan sonra 02.20 civarında Çiğli’den kalkıp 03.20’de Marmaris’e iniyorlar.

Birinci ve üçüncü grup suikast ekibi olmadığına göre ikinci grubun olması gerekiyor. Doğal olarak da otelin civarındaki koruma polisleriyle çatışmaya giriyorlar ve 2 kişinin de yaşamını yitirmesine neden oluyorlar. Arkasından da beklenen cumhurbaşkanı Erdoğan’a suikast düzenlemeleri. Oysa böyle bişey de olmuyor.

Peki sonuçta ne oluyor, işte burada beynim zorlanıyor ve Binali Yıldırım’a hak veriyorum, böyle bir proje kolay kolay kimsenin seveceği bir proje olamaz. Geçen gün 11 Temmuz’da Avrupa Konseyi ile yapılan Belçika anlaşmasını anımsayın, bir ülke cumhurbaşkanına suikast yapan yada planlayanlar ülkelerine iade edilir diye, işte size suikast, işte size belgeler. 11 Haziran’da Topkapı sarayında Erdoğan’a yapılan sunumu anımsayın. EMASYA’yı anımsayın. Ümit Dündar’ın vali ve emniyet müdürüyle köprüde olayları seyrederken polislere telefon edip yolu açmalarını anımsayın.

Sonraki yazıda gelen diğer 3 helikopteri yazacağım, buraya gelen ilk helikopterdekiler hani emeklilerin bile yardıma koştuğu SAT komandoları mı, onu çözmeye çalışacağım. 
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ahmet Nesin Arşivi