Can Dündar: Savaş, despotların yangın merdiveni

Can Dündar: Savaş, despotların yangın merdiveni
ARTI TV'de yayınlanan Söz Sırası programında konuşan gazeteci Can Dündar, Metropoll Araştırma Şirketi'nin Erdoğan'a kamuoyu desteğini konu alan araştırmasını değerlendirdi.

Can DÜNDAR


ARTI GERÇEK-Yeni yılın Libya tezkeresiyle ve ardından İran gerilimi ile başladığını hatırlatan gazeteci Can Dündar, "Söz Sırası bendeyken, bu savaşın nasıl bir siyasi getirisi olduğundan söz etmek istiyorum. İktidarlar neden bu kadar savaş düşkünü hale geldi? Hem Türkiye’de, hem Amerika’da"

ARTI TV'de yayınlanan Söz Sırası programında konuşan Can Dündar, "Çok da net bir tablo var elimde, bugün sizlerle onu paylaşmak istiyorum. Metropoll Araştırma Şirketi’nin, Türkiye’nin Nabzı adı altında her yıl yaptığı bir araştırma bu. Son 6 yılda Erdoğan’a desteğin grafiği var elimde gördüğünüz tabloda. Bu siyah çizgi Erdoğan’a desteğin 2013’ten 2019’a kadar izlediği seyri gösteriyor.

Dündar'ın konuşmasının devamı şöyle:

"İnsanlara Erdoğan’ı destekliyor musunuz diye soruyorlar, ‘Evet’ diyenleri gösteren bir tablo. Bakın çok net bir şey göreceğiz burada.

2013 sonuna doğru Erdoğan neredeyse desteğin zirvesinde. 2013’te %71 seviyesinde. Gezi Direnişi’nin polis şiddetiyle ezildiği dönemden bahsediyoruz. O dönem Erdoğan en yüksek destek oranına ulaşmış.

Ardından hatırlayacaksınız 17-25 Aralık geliyor ve Erdoğan’ın bütün yolsuzluk dosyaları ortaya dökülüyor. Bakın birden destek oranı % 48’e düşüyor. Ardından 30 Mart yerel seçimlerinde %43’e kadar geriliyor. Oyu neredeyse yarı yarıya azalıyor 7 Haziran’a gelindiğinde. 7 Haziran’da hatırlayacaksınız AKP tek başına iktidar olma şansını kaybetmişti. Kaybettiği tek seçim deniyordu.

Burada grafikte müthiş bir düşüş seyri görüyoruz. 2013’ten 2015’e kadar yarı yarıya eryor AKP’nin oyları. Ve işte orada Erdoğan’ın savaş stratejisi devreye giriyor. Hatırlayacaksınız, PKK’yla müzakerelerin bittiği, görüşme masasının devrildiği döneme giriyoruz. Türkiye’nin bir kan gölüne çevrildiği o döneme geliyoruz. 7 Haziran 1 Kasım seçimleri arasında Erdoğan’ın şiddet politikasını tırmandırdığını görüyoruz. O tırmanış, desteğe aynen yansıyor burada gördüğünüz gibi.

Bir anda Haziran’dan Kasım’a kadar geçen beş ayda Erdoğan oylarını 5 milyon arttırmış görülüyor bu şiddet politikası sayesinde. Ve o eğilim giderek tırmanıyor. Nereye kadar?  15 Temmuz darbe girişimine kadar.

15 Temmuz Darbe girişiminden sonra Erdoğan’a destek daha da artıyor. % 67.6’ya kadar çıkıyor destek.

Düşmekte olan oylarını, bir PKK ile savaşı yeniden başlatarak, iki darbe girişiminin ardından halkın desteğini arkasına alarak eski noktasına getirebiliyor. Fakat bu destek de fazla sürmüyor. Çünkü bütün darbelerin ardından oluşan destek havası ekonomik gerilemeyle birlikte düşmeye başlıyor. %50’lere kadar geriliyor, ama bu Erdoğan’ı başkan yapmaya yetiyor. MHP ittifakıyla, desteği azalmasına rağmen başkan seçilmeyi başarıyor. Bu iki krizin katkısıyla.

Sonrasında gerilemenin sürdüğünü görüyoruz. 31 Mart yerel seçimlerinde tekrar %43’ler seviyesine geliyor. Yine Erdoğan büyük bir düşüşte. Bunun arkasından Suriye Operasyonu geliyor. İstanbul seçimini kaybeder kaybetmez Suriye’de  savaşa giriyor Erdoğan. Burada desteğin tekrar bir noktada arttığını görüyoruz. %50’lere yaklaşıyor destek.

Erdoğan’ın savaştan beslendiğini kantlayan çok net bir belge bu.

Ancak Suriye’den sonra da Erdoğan için ne yazık ki düşüş devam ediyor. Tekrar %42’lere kadar geriliyor. Ve şimdi bir şey yapması lazım. O şeyin adı: Libya Tezkeresi.

Bütün bu tablo aslında Erdoğan’ın Libyada savaşa neden mecbur olduğunu, neden bizi, Türkiye’yi savaşa sürüklediğini anlatmaya yetiyor.

Aynı teşhis Trump için de geçerli. Trump da, hem ülkesinde görevden alınma tehlikesiyle karşı karşıya, hem seçim yaklaşıyor. O yüzden İran’la savaş, eminim hem Trump için bir destek şeması çıkarılsa, İran’la savaş kararıyla, giriştiği bu suikastle, oyunun, desteğinin arttığını göreceğiz.

Savaş despotların yangın merdiveni bir yerde. Ülkeyi yakarak o yangından kendilerini kurtarmaya çalışıyrolar. Bizim yapmamız gereken her koşulda, despotların bu oyununa gelmemek, savaşa hayır demek ve ısrarla barışı savunmak."

Öne Çıkanlar