Can Dündar'dan Feyzioğlu yorumu: Dedesinin mirasıdır

Can Dündar'dan Feyzioğlu yorumu: Dedesinin mirasıdır
'6 yıl sonra bugün Erdoğan’la kurduğu yakın ilişki de bana yine dedesinin 12 Eylül’de bütün meslektaşları hapsedilirken askerlerle kurduğu ilişkiyi anımsatıyor.'

ARTI GERÇEK- ARTI TV'de yayınlanan Söz Sırası programında konuşan gazeteci Can Dündar, baroların seçim sistemini değiştiren iktidara karşı baro başkanlarının başlattığı yürüyüşe destek vermeyen Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun tutumunu değerlendirdi.

Metin Feyzioğlu'nun dedesi Turhan Feyzioğlu'nun her dönem iktidar partilerine yakınlığından bahseden Can Dündar, "6 yıl sonra bugün Erdoğan’la kurduğu yakın ilişki de bana yine dedesinin 12 Eylül’de bütün meslektaşları hapsedilirken askerlerle kurduğu ilişkiyi anımsatıyor. Her dönem nabza göre şerbet verenlerin siyasi ömrü uzun olmuyor" dedi.

Can Dündar'ın konuşması söyle:

"Size bir akademisyen siyasetçiyi hatırlatacağım bugün:

33 yaşında hukuk profesörü, 34’ünde Mülkiye’nin dekanı olmuştu. 1956 yılında, üniversitenin açılış konuşmasında öğrencilere özgürlükten, özerklikten bahsetmiş, "Siz siz olun, nabza göre şerbet veren sözde münevverlerden olmayın" demişti. 

Bunu bir direniş çağrısı olarak algılayan dönemin Başbakanı Menderes çok sinirlenmiş, hemen genç dekanı görevinden aldırmıştı.

Ancak bunun üzerine üniversite ayağa kalkmış, Mülkiye’nin önde gelen hocaları ve genç asistanları, birbiri peşisıra istifalarını vermişler, protesto için cübbelerini giyip öğrencileriyle yanyana yürümüşlerdi.

O dekanın adı, Prof. Turhan Feyzioğlu’ydu.

Metin Feyzioğlu’nun dedesi…

Daha sonra siyasete giren Turhan Feyzioğlu’nu benim kuşağım, Deniz’lerin idamına "Evet" oyu veren Güven Partisi lideri olarak tanır. 70’lerindeki milliyetçi cephe hükümetlerinin destekçisiydi. 

Uğur Mumcu o dönem, "Feyzioğlu, sen bir halk düşmanısın. Bir gün yaptıklarının hesabını vereceksin" diye yazmıştı.

12 Eylül darbesinde bütün partileri kapatıp liderlerini hapseden askerlerin Başbakanlık için ilk aklına gelen isim onunkiydi. O da hazırdı aslında… Ataması yapıldı; ama 5 saat sonra –bilindiği kadarıyla Turgut Özal’ın itirazıyla- işler değişti.  Ve Turhan Feyzioğlu adı, Türk siyasi tarihine, en kısa süreyle başbakanlık yapan isim olarak geçti.

Siyasi hayatını böyle noktaladıktan sonra hayata veda ederken, elleriyle yetiştirdiği torununa, "Sakın büyük adam olmaya özenme, adam olmaya özen; o daha zordur" diye vasiyet etmişti.

Metin Feyzioğlu da hukuk okudu, okuduğu fakültenin dekanı oldu. Sonra Barolar Birliği Başkanlığına kadar tırmandı.

6 yıl önce Danıştay’ın kuruluş yıldönümünde yaptığı konuşmayla Erdoğan’ı öfkeden çıldırtıp salonu terk etmek durumunda bırakışını unutmak mümkün mü?

O konuşma, bana dedesinin 1956 konuşmasını anımsatmıştı.

6 yıl sonra bugün Erdoğan’la kurduğu yakın ilişki de bana yine dedesinin 12 Eylül’de bütün meslektaşları hapsedilirken askerlerle kurduğu ilişkiyi anımsatıyor.

Dün, barolar düzenlemesini protesto için cübbeleriyle yürüyen baro başkanları Ankara girişinde engellenip polis tarafından tartaklanırken o, Anıtkabir’e çelenk koyuyordu.

Silivri Cezaevi’ne girdiğimde ilk ziyaretçimdi Metin Feyzioğlu…

Bu iktidarın yarattığı baskı düzenine ve ülkedeki adaletsizliğe dair uzun uzun sohbet etmişliğimiz vardır. Bugün meslektaşlarının yanında olmak yerine, iktidar safında olmasına dair söyleyebileceğim tek şey, dedesinin mirasıdır:
Her dönem nabza göre şerbet verenlerin siyasi ömrü uzun olmuyor."

Öne Çıkanlar