Zaho bombardımanı İstanbul’da protesto edildi: Savaş sevicilikten vazgeçin

Zaho bombardımanı İstanbul’da protesto edildi: Savaş sevicilikten vazgeçin
HDP İstanbul İl Eş Başkanı İlknur Birol, şöyle konuştu: 'AKP-MHP iktidarının ve Kürt inkarcılığının geldiği nokta insanlık suçuna dönüşen eylemlerin artmasına yol açmaktadır.'

Yağmur Kaya


+GERÇEK- Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul İl Örgütü'nün Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ne bağlı Duhok vilayetinin Zaho kentinde 9 kişinin öldürüldüğü, 22 kişinin saldırıya ilişkin Beyoğlu'nda bulunan il binası önünde basın açıklaması yaptı.

Açıklamada Kürtçe ve Türkçe yazılan "Em komkujıya lı zaxoyê şermezar dıkın ! Zaho'da yaşanan katliamı kınıyoruz" pankartı açıldı. Açıklamaya Özgür Kadın Hareketi (TJA), HDP İstanbul  il yöneticileri, Barış Anneleri İnisiyatifi, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) İstanbul Büro Eşsözcüsü Atilla Özdoğan, Marmara Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Dayanışma Derneği (MATUHAY-DER) ile çok sayıda kişi de katıldı.

Yüzlerce çevik kuvvet polisi, onlarca gözaltı aracının bulunduğu sokakta, dar bir alanda Zaho'ya yönelik bombardımanı protesto eden HDP'liler, katliamı lanetleyerek, savaşa karşı barışı güçlendirmek için toplumsal muhalefete çağrıda bulundu. 

Açıklamayı okuyan HDP İstanbul İl Eş Başkanı İlknur Birol, bölge halkına başsağlığı, yaralılara acil şifalar diledi.  Birol, sorumluların bir an önce yargı önünde hesap vermesini talep etti.

'BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SAVAŞ HUKUKU GÖZ ARDI EDİLDİ' 

Ortadoğu’da, küresel güçlerin kendi çıkarları doğrultusunda her türlü hukuksuzluğa ve savaş suçuna açan gelişmelerin dramatik sonuçlara yol açtığını ifade eden Birol, "Çatışma ve savaş girdabında boğulan halkların ölüm, katliam, yoksulluk ve sürekli çatışma iklimine mahkum edildikleri bu politik iklimi reddediyoruz. Küresel güçlerin ve bu güçlerle bağlı bölge iktidar bloklarının Birleşmiş Milletler savaş hukukunu göz ardı eden iktisadi ve siyasi egemenlik çıkarları uğruna her türlü hukuksuzluğu dayattıkları herkesin malumudur.  Son olarak Irak Kürdistan Federe Bölgesi’nin Zaho ilçesinin Perex köyünde gerçekleşen katliam aralarında 8'i çocuk 9 kişinin ölümüne ve 23 kişinin yaralanmasına yol açmıştır. Bu açık katliamın sorumluları sadece günümüz iktidarı değildir. Ortadoğu ve Kürdistan halkları üzerinde pazarlıklar ve anlaşmalar yapan küresel kapitalist-emperyalist devletler, kendi çıkarları için sömürgeci politikalara alan açan bölgesel güçler ve katliamlar olduğunda ise sessizliğe gömülen tüm siyasi çevrelerdir" diye konuştu. 

Birol, hukukun Zaho katliamıyla bir kez daha soykırım ve katliamlarla yüzleşmenin, hesaplaşmanın değil; egemenin çıkarına, halkların aleyhine kullanılan bir silaha dönüştürüldüğünü vurguladı. 

'KATLİAM TÜM PLANLARINI SAVAŞA DAYANDIRAN BİR ZİHNİYETİN ÜRÜNÜDÜR' 

Birol, konuşmasına şu sözlerle devam etti: 

"Zilan, Dersim, Roboski, Şengal, Qamışlo ve daha nice katliamların hesabını görmeyen-göremeyen 'ulusal-uluslararası hukuk' düzeneği Zaxo katliamının baş müsebbiplerindendir.

Şu çok açık ki, Zaxo Katliamı, bölgede nüfuz alanı geliştirmek isteyen, bölge halklarının özgür ve eşit varlık mücadelesini imha etmek isteyen, bölge kaynaklarını bir avuç sermayedara peşkeş çekmek isteyen, bölgesel tüm planlarını savaşa dayandıran bir zihniyetin ürünüdür.

'KÜRT İNKARCILIĞI İNSANLIK SUÇUNA DÖNÜŞEN EYLEMLERİN ARTMASINA YOL AÇIYOR' 

AKP-MHP iktidarının ve Kürt inkarcılığının geldiği nokta büyük acımasızlığa ve insanlık suçuna dönüşen eylemlerin artmasına yol açmaktadır. İnsan hakları kuruluşlarının raporlarında da açıklandığı gibi çoğu çocuk, kadın ve yaşlı insanlar her gün öldürülüyor. Militarist güçler tarafından güvenlik gerekçesi ile doğa talan ediliyor, bölgede çevre dengesi bozuluyor. Bunların hepsi halklarımızın ortak ve eşit yaşama iradesine; halkların demokrasi, özgürlük ve eşitlik taleplerine indirilmiş darbelerdir.

Bizler biliyoruz ki, insanlık dışı uygulamaları yok saymak, unutturmak ya da üstünü kapatmak mümkün değildir. Sadece geçmişle değil, bugün yaşananlarla da yüzleşmek zamanıdır. Hakikatleri ortaya çıkarmadan, sorumluları yargılanmadan, topyekun bir yüzleşmeye girmeden süreç iyileşemeyecek, kalıcı, adil ve onarıcı  bir barış ve toplumsal huzur sağlanamayacaktır.

'HALKLAR BARIŞ İÇİN KARARLI BİR ŞEKİLDE MÜCADELEYİ SÜRDÜRECEKTİR '

Türkiye halkları, demokrasi ve barış güçleri bölgede halkların birlikte yaşamı ve barışı için kararlı bir şekilde mücadeleyi sürdürecektir. Aynen bugün devletin hiçbir yasa tanımadan uyguladığı saldırılar karşısında susmadığımız gibi bu gelişmelere de susmayacağız.

Zaho katliamının gösterdiği gerçek çıplaktır. Savaş ve çatışma, işgal ve yayılmacılık bölge halklarının bir arada yaşamını dinamitliyor ve topyekun yoksulluk ve yoksunluğa mahkum ediyor. Türkiye de AKP-MHP iktidarının dayandığı inkarcılık ve yayılmacılık fikri büyük tehlikelerin, büyük düşmanlıkların, büyük yoksullukların yaşanacağı bir gelecek dışında sonuç üretmeyecektir. 

'ÇATIŞMA VE SAVAŞ SEVİCİLİĞİNDEN VAZGEÇİN' 

Tüm toplumu böylesine karanlık bir geleceğe doludizgin götürmeye çalışan iktidar başta olmak üzere tüm ilgili güçlere sesleniyoruz.

Artık vazgeçin! Çatışma ve savaş seviciliğinden vazgeçin. Düşman hukuku uygulamaktan, inkara dayalı, hakikatten uzaklaşan bölge siyasetinden vazgeçin. Yayılmacı çizgiden vazgeçin. Demokrasi ve barış fikrine dayalı gelecek ülkenin ve bölgenin tüm halkları için tek seçenektir.

'MUHALEFET GÜÇLERİNİ BARIŞ SÖYLEMİNİ GÜÇLENDİRMEYE ÇAĞIRIYORUZ' 

Toplumsal muhalefet güçlerini, tüm siyasi partileri ve tabi ki toplumumuzu bölgeyi tam bir cendereye almış savaş siyasetinin karşısında durmaya, ses çıkarmaya, barış söylemini güçlendirmeye çağırıyoruz. Uluslararası toplumu ve ilgili tüm kuruluşları  bölgede barışın hâkim kılınması noktasında sorumluluğa davet ediyoruz.

'SOYKIRIMCI ZİHNİYETİ LANETLİYORUZ' 

Bu vesileyle iktisadi ve siyasi egemenlik çıkarları için halkları katletmekte bir an için bile tereddüt etmeyen soykırımcı zihniyeti bir kez daha lanetliyor; Irak ve Federe Kürdistan halklarına başsağlığı diliyoruz."

'BU DÜŞMANLIĞI BIRAKIN'

İstanbul İl Eş Başkanı Ferhat Encü ise şunları söyledi: "Bu kirli savaşa son verin. Gelin diyalog ve müzakereyle bu ülkeyi barışın ve özgürlüğün ülkesi yapalım. Bu düşmanlığı bırakın. Kürtlerin dilini, kültürünü kabul edin. Savaşınız bu halkın mücadelesini bitiremez. Yine söylüyor, tekrar ediyoruz: Bu savaşa son verin."

Öne Çıkanlar