'Yeşili Anlatan Orman': Yaşar Kemal

'Yeşili Anlatan Orman': Yaşar Kemal
Almanya'nın Köln kentinde Mayıs'ın ilk haftası bir dizi Yaşar Kemal etkinliği gerçekleştirildi.

Aysen Ritzauer*


"kanadı kolu kırık bir orman

yeşili bir başka anlatır…" Reha Yünlüel 

1 Mayıs 2022 akşamı Köln FilmForum’dayız. Bir Yaşar Kemal akşamı. Tam da devrimci ruhuna uygun yazarın. En sevdiği renklerden "mavi"nin denizi ve özgürlüğü, "kırmızı"nın ise devrimi sembolize ettiği anlatılıyor. Çocukken bir kazada sağ gözünü kaybettiği, babasının, gözlerinin önünde oğulluğu tarafından kan davasından dolayı bıçaklanarak öldürüldüğü, 10 yaşına kadar kekeme kaldığı, kekemeliğinden şarkı söyleyerek kurtulduğu da…  Köyde ortaokula giden tek çocuk o imiş. 

Ressam Ahmet Güneştekin’le İstanbul’da açtığı ilk sergisinde kanlarının kaynaşıp baba-oğul oluşları ile Yaşar Kemal’in Ahmet Güneştekin sayesinde ilk defa resimle, renk ve biçimlerle tanışması da ayrı bir güzelliğiydi akşamın. En çok kullandığı renk "mavi" ve en çok çizdiği motif "denize açılan tekneler" olmuş. 

Gecenin açılışını KulturForum Türkei Deutschland kurucusu ve başkanı gazeteci, film yapımcısı ve yönetmen, Osman Okkan yapıyor. Bir yanında yazar Mine Selen, bir yanında şair/edebiyatçı Gerit Wustmann oturuyorlar. Yaşar Kemal’in "Deniz Küstü" romanından bir bölümü okuyorlar. Mine Selen derin, huzur veren sesi ile o yıllara götürüyor, dostlarına, dostane sohbetlerine, denize, hercai menekşelerine. 

Bu kısa okumada dahi Yaşar Kemal’in güçlü ve dokunaklı yazın dili, tanımları, ifadeleri apaçık. Zorluk ve acılarla geçen çocukluğu Kemal’i derinden etkilemiş, olgunlaştırmış, duyumlarını törpüleyip güçlendirmiş. Ki Kemal’in kitaplarını okurken elimizden bırakamamız da bundan olmalı.

Bu güzel okuma Osman Okkan’a, Mine Selen ile ses kayıtları yapma ilhamını da veriyor. Ayrıca "Yaşar Kemal"’i anlatan kısa filmleri sosyal medyada TikTok aracılığıyla genç kuşaklara ulaştırabilmek için hazırladıklarının müjdesini de...

Ardından Gerit Wustmann Türkçe seslendirilen aynı bölümü bu kez Almanca çevirisiyle, yine tok, yine sakin ve hoş bir sesle okuyor. İki ayrı dil, iki ayrı ses aynı eserde Yaşar Kemal’de buluşuveriyorlar.

O’nun 45 sene önce yazdığı bu romanla ne kadar öngörülü, çevreci ve evrensel olduğunun altı da çiziliyor. Bir halk kahramanı, ozanı olduğu, Kürd’ün Kürd’ü, Türk’ün Türk’ü olarak kabul gördüğü vurgulanıyor. 

Yaşar Kemal sadece halkın, halklarının kahramanı değil sözcüsü, emekçinin savunucusu bir aydın da. Yaşamı boyu her türlü baskıya rağmen doğru bulduğunu sözünü sakınmadan, gözünü kırpmadan söylemesi onu eşsiz kılan özelliklerinden.

Gecenin ilerleyen saatlerinde sıra hayatının en büyük aşkı Tilda’ya geliyor. Mükemmel derecede İngilizce bilen bu büyük ve fedakâr yol arkadaşının 17 kitabını İngilizce’ye çevirdiği dönem ile süreçlerine ilişkin tartışmalar da ekleniyor gecenin güzelliklerine. Tilda’dır ona dünyanın ve evrenselliğin kapılarını açan çevirileriyle, "Yaşar Kemal"liğini pekiştiren, çoğaltan.

Gece Ahmet Güneştekin’in manevi babası hakkında yaptığı; renk cümbüşlü doğa manzaralarının coşkunluğunda Kemal’in hayat hikayesinin anlatıldığı, birlikte yaptıkları resim çalışmalarından kareler ile dolu bir belgeselle devam eder. Nihayetinde Skype üzerinden kurulan canlı video bağlantısı ile manevi oğlu Güneştekin’i dinleme imkânını yakalıyoruz. 

6-7 MAYIS - SEMPOZYUM

Ardından bu Cuma-Cumartesi gerçekleştirilen Yaşar Kemal etkinliğinde WDR (Batı Alman TV / Radyosu) "Funkhaus"un 6. katındaki salonunda Türkiye’den, Almanya’dan, İsviçre’den katılan sanatçı ve bilim insanları ile Fransa’dan video mesajları ile katılan dostları Jack Lang ve Marc Semo’nun Fransa’dan gönderdikleri video mesajları bu iki günlük sempozyumun dolu dolu ve çok yönlü olarak  gerçekleşmesini sağladı.

Bu iki günlük yoğun sempozyumda el attığı her şeyi büyük bir itina ve en ince ayrıntısına kadar gerçekleştiren Usta’nın, zengin bir görsellikle sunumuyla onu ayrıntılı ve yakından tanıma olanağı buldu dâvetliler. 

Açılışı yine KulturForum Türkei Deutschland’ın kurucusu ve başkanı Osman Okkan yaptıktan sonra, Yaşar Kemal’in eşi ve Yaşar Kemal Vakfı kurucularından Ayşe Semiha Baban, ardından Almanya’nın ilk Türkiye kökenli Tarım Bakanı Cem Özdemir sözü aldılar. Yaşar Kemal’le nasıl tanıştığı ile ilk izlenimlerini aktardı. Bu tanışma sırasında o zamanlar genç olan Özdemir’in heyecanını Usta’nın nasıl bir samimiyetle karşıladığı ve hatta bir zaman sonra ailesiyle de tanıştıklarını aktardı. Birisini en iyi tanıyabilmenin yolunun ailesini tanımaktan geçtiğini düşünüyordu Kemal. İnsanların kim oldukları, hangi konularda ne düşündükleri ve nasıl bir hayat sürdükleri yani insanın kendisi Kemal’in konusu idi. 

Sempozyumun ilk paneli "Toplumsal Vicdanın İfadesi Olarak Edebiyat / Toplumsal Vicdanı Temsil Eden Yazar" Gerit Wustmann’ın moderatörlüğünde Zehra İpşiroğlu, Bachtyar Ali ve Lucien Leitess’ın Yaşar Kemal anı ve izlenimleri idi.

İkinci panel "Gazetecilik Ve Edebiyat: Yaşar Kemal’in Yaşamında Sanat Ve Zanaat Olarak Edebiyat" Ragıp Duran’ın moderatörlüğünde Yasemin İnceoğlu, Ahmet İnsel ve  Kenan Mortan’ın katılımları ile gerçekleşti. 

İlk günün akşamı Osman Okkan’ın "Yaşar Kemal - Ülkesi’nin Ozanı ve Tarihçisi" filminin gösterimi ile yine Osman Okkan’ın moderatörlüğünde Cihan Erdönmez, Zehra İpşiroğlu, Max Lucks ve Zeynep Oral katıldıkları söyleşi idi. 

Sempozyumunun ikinci gününün ilk paneli "Yaşar Kemal’in Doğa ve Ekoloji Vizyonu: Bağlılığın Boyutları - Doğa, Kültürler, Edebiyat" idi. Ali Dönmez, Cihan Erdönmez ve Ufuk Özdağ Kemal’in doğaya ne denli bağlı, çevre konusunda ne kadar öngörülü olduğunu eserlerindeki bitki, meyve ve kuş türleriyle kurduğu son derece etkileyici yaratıcı öyküleriyle örneklediler. Buket Uzuner Kemal’le ilgili kişisel anılarını anlatırken diğer yandan Edebiyat açısından yerine değindi. 

Günün ve sempozyumun son paneli "Yaşar Kemal Anlatısıyla Edebiyatta İlhamlar, İzler, Yeni Vizyonlar" Helga-Bohne-Dağyeli, Baker Schwani ve Hüseyin Erdem’in katılımı, Osman Okkan’ın moderasyonu ile gerçekleşti. 

Zülfü Livaneli rahatsızlığı nedeniyle programlanan konserine gelemedi ise de, sempozyum, birlikte çalıştığı müzisyenler tarafından temsil edilerek coşkulu konser ile son buldu. 

Yeni Yaşar Kemal sempozyumlarında karşılaşmak üzere.  

*Aysen Ritzauer (Almanca/Türkçe -Türkçe/ Almanca Edebiyat /Şiir Çevirmeni)

Öne Çıkanlar