Üniversitedeki görevine son verilen Ataol Behramoğlu, SADAT'ı işaret etti

Üniversitedeki görevine son verilen Ataol Behramoğlu, SADAT'ı işaret etti
İstanbul Aydın Üniversitesi'ndeki işine son verilen şair Ataol Behramoğlu, Cumhuriyet’e yazdığı yazıda SADAT'ı işaret etti.

Şair Ataol Behramoğlu akademisyen olarak görev yaptığı İstanbul Aydın Üniversitesi’ndeki işine son verildiğini açıklamıştı. Cumhuriyet yazarı Behramoğlu, bugünkü köşesinde ‘Aydın Üniversitesi’ne veda ederken’ başlıklı bir yazı kaleme aldı. Behramoğlu, "Üniversitemizden ayrılışımın kendi isteğim ve irademle olmasını dilerdim. Ne yazık ki öyle olmadı" diyerek, alınan kararın ‘siyasi iktidar konusunda ağır eleştirileri ve SADAT yöneticisinin açıklamasına yanıt vermesiyle' ilgili olabileceğini söyledi.

Behramoğlu’nun kaleme aldığı yazısı şöyle:

"…Yaklaşık 11 yıl önce, Aydın Üniversitesi Yabancı Diller Yüksek Okulu Rusça Mütercim Tercümanlık Bölümü’nde kürsü başkanı olarak göreve başladım.

Bu süre içinde hiçbir baskı görmeksizin, görevimle ilgili olarak herhangi bir eleştiriyle karşılaşmaksızın görevimi sürdürdüm. Tersine üniversitemle her zaman karşılıklı bir sevgi ve saygı ilişkisi içinde olduk. Bugün de kendi payıma aynı duygular içindeyim. Üniversite yönetiminin de benimle ilgili olarak benzer duygular taşıdığını biliyorum. Öğretim üyeliği ya da herhangi bir görev hiç kuşkusuz sonsuza kadar devam etmez. Fakat üniversitemizden ayrılışımın kendi isteğim ve irademle olmasını dilerdim. Ne yazık ki öyle olmadı. Tahminim büyük olasılıkla, mayıs ayında son iki kitabımla ilgili bir toplantıda siyasi iktidar konusunda ağır eleştirilerimin ve yanı sıra da Sadat adlı bir kuruluş adına yapılan "silahla aldığımızı sandıkta vermeyiz" açıklamasına sosyal medyada karşılık vermemin söz konusu siyasal iktidarda tepkiye neden olduğu ve bu tepkinin üniversite yönetimine yansıtılmış olması, bir olasılıkla da üniversite yönetiminin içinde bulunduğumuz koşullarda böyle bir kaygıya kapılmış olmasıdır.

Aydın Üniversitesi büyük bir üniversitemizdir. Sayın Mustafa Aydın’ın ve yakınlarının muazzam çabasına saygı duymamam mümkün değildir. Ayrıca benim böyle bir şey yapmam mizacıma da hiç uymayan vefasızlık olur. Yaşadığımız koşullarda bütün kurumlar üzerinde baskısını görüp bildiğimiz siyasal iktidarın tehditlerine karşı bütün bu kurumların kendilerini koruma çabası içinde olacakları da anlaşılır bir şeydir. Benimle ilgili konuda üniversite yönetimi, mütevelli heyetinin sayın başkanı, başka türlü davranamaz mıydı?  Bu konularda düşünceleri nedir? Bunları tam olarak bilecek durumda değilim. Sonuç olarak ben, görevimden ayrılırken gönül kırıklığıma rağmen, İstanbul Üniversitesi’nden sonra beni bunca zaman bağrına basmış olan Aydın Üniversitesi’nin ulusal ve uluslararası alanlarda daha da büyümesi dileklerimle, yukarıdan aşağıya bütün üniversite mensuplarına; vakıf yönetiminden öğretim üyesi arkadaşlarıma, memur arkadaşlardan odalarımızın temizliğinden sorumlu emekçi kardeşlerime kadar Aydın Üniversitesi’nin bütün çalışanlarına derin ve samimi sevgi ve saygılarımı sunuyorum."

 

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar