Uğur Gürses: İSO toplantı salonunda bir 'ceset' vardı ama herkes yokmuş gibi davrandı

Uğur Gürses: İSO toplantı salonunda bir 'ceset' vardı ama herkes yokmuş gibi davrandı
Gürses, Kavcıoğlu ile sanayiciler arasında yaşanan tartışmaya ilişkin, 'İSO'daki toplantı salonunun ortasında bir ceset vardı ama kimse bundan açıkça bahsetmedi, yokmuş gibi davrandı' dedi.

+GERÇEK - T24 yazarı Uğur Gürses, bugünkü yazısında, geçen hafta cuma günü İstanbul Sanayi Odası'nda Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun sanayicileri suçlamasıyla, oda yönetimi ile arasında gelişen karşılıklı tartışmayı gündeme taşıdı.

Gürses, "İstanbullu sanayiciler, son birkaç yılda kur-enflasyon-maliyet şoku ortaya çıkana kadar geçmişte hep ‘finansman maliyeti düşük olsun’ türküsünü söylediler. Çözülmesi halinde bu düşük faizi sağlayacak olan enflasyonla mücadeleyi dert edinmeyen bir duruş sergilediler. Enflasyon yüzde 10-12 seviyesinde iken Merkez Bankası’nın bunun 1-2 puan üzerindeki politika faizini, yüzde 17-18’lik kredi faizlerini beğenmiyorlardı. 2020’de negatif reel faize geldiğimizde de ‘başımıza dert açacağını’ seslendirmediler. 2021 Eylülünden aralık ayına kadar faizlerin yüzde 19’dan yüzde 14’e düşürülme sürecinde de "büyüme pahasına enflasyonu tercih etmediklerini" söylerken de çok geç kalmışlardı. Tüketici enflasyonu yüzde 80, üretici fiyatları yüzde 138’lere gelene kadar sesleri çıkmadı. Bu enflasyona karşın hala görece çok düşük sayılabilecek yüzde 40’lı ticari kredi faizlerden şikâyet etmek için önceki gün sesleri çıktı. Enflasyona değil. Yani ‘çanak çömlek patladıktan’ sonra bile hala meselenin özüne yaklaşamıyorlar" dedi.

Gürses, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Erdal Bahçıvan, sanayicilerin karşı karşıya kaldığı bir dizi sorunu dile getirirken, TÜFE’deki gelinen seviyelerin iç talebin seyrini ve fiyatlamalara dönük belirsizlikler yarattığını, "atılan olumlu yöndeki birçok adıma rağmen liranın seyrine dönük belirsizliği de" ilave ediyor. En önemli sorunun da nitelikli finansmana erişim zorluğu olduğunu ve faizlerin yüzde 40’ları aştığını söylüyor. CDS’lerin 900’e vurmasının dış borçlanma imkanlarını sınırladığını, maliyetlerin de iki haneli oranlara çıktığını vurguluyordu.

İşte bu sözler belli ki Kavcıoğlu’nu kızdırmış olmalı. Zira soru-yanıt kısmında ‘ben size görülmedik ölçüde ucuz kredi veriyorum, siz döviz alıp mal stoku yapıyorsunuz nankörler’ kıvamında bir çıkış yaptı.

Önce Kavcıoğlu’nun İSO’da tepki çeken sözlerini özetleyelim.

Kavcıoğlu’nun, sanayicilere yaptığı yakınma, ‘şirketler ucuz TL kredi kullanıyorlar, sonra gidip döviz aldıklarını görüyoruz. Sizin de üyeleriniz var aralarında, siz de uyarın döviz bozdursunlar. Şirketler ayrıca önceki yıllarda taşımadıkları kadar stok taşımaya başladılar. Ucuz kredi veriyoruz, şirketler ise stokçuluk yapıyor’ diye özetlenebilir.

Kavcıoğlu’nun şu sözü, ‘para politikasını berbat eden çaresiz merkez bankacılar’ hanesine yazılsa yeridir; "dünyada bir tane ülke söyleyin, kendi para birimi dışında getirdiği malı başka bir para birimi ile satan". 

Sermayesi eriyen muhatapları seslerini çıkaramadı, "sizin eseriniz" diyemedi.

Kavcıoğlu şunu söylüyor; ‘biz Merkez Bankası olarak bankalara 1.2 trilyon TL’yi yüzde 14’le veriyoruz. Reeskont kredilerini de ucuz faizle veriyoruz.  Eximbank’a da çok ucuz kaynak sağlıyoruz. Bankalar 1.1 trilyon KKM’yi de birey ve şirketlerden yüzde 17 maliyetle topladılar. Siz de sanayici olarak yüksek faiz ödemeyin’. Kendi sözleriyle, "almayın abi" diyerek finansal tavsiye de verdi.

Kavcıoğlu bu iki kalemden düşük faizli kaynak sağlandığını söyleyerek, "Bu paralar nereye gitti? Herkes döviz aldı, sanayi odası üyeleri dahil; listesi var bende" diyordu.

Konuşan İSO üyeleri ise baştan ayağa bankalardan şikayetçi oldular, bankaların bu yıl patlayan kârlarına dikkat çektiler.

İSO’daki toplantı salonunun tam ortasında bir ‘ceset’ vardı; ama kimse bundan açıkça bahsetmedi, yokmuş gibi davrandı."

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar