'Türkiye’de esas yetersiz olan muhalefetin kendisidir'

'Türkiye’de esas yetersiz olan muhalefetin kendisidir'
Avukat ve yazar Eşber Yağmurdereli, Artı TV yayınında gazeteci, yazar, akademisyen, oyuncu ve insan hakları savunucusu 101 ismin yayımladığı bildiriyi değerlendirdi.

ARTI GERÇEK-Ahmet Türk, Aydın Engin, Cengiz Çandar, Cengiz Aktar, Halil Ergün, Müjde Ar, Nadire Mater, Nesrin Nas, Orhan Pamuk, Eşber Yağmurdereli, Tarık Ziya Ekinci ve Zülfü Livaneli’nin de aralarında olduğu "Farklı kesimlerden, farklı geçmişlerden, farklı siyasetlerden gelen" gazeteci, yazar, akademisyen, oyuncu ve insan hakları savunucusu 101 isimden iktidarı uyaran gençlere çağrı yapan ortak bildiri hazırlanmıştı.

Bildiride "Ülkemiz bugüne kadar böylesine koyu bir karanlık, haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik, toplumsal doku çürümesi, dünyada yalnızlaşma, itibarsızlaşma yaşamamıştı" ifadelerine yer verilmişti.

Yağmurdereli, bildirinin özünün muhalefeti değerlendirmek ve gençleri sürece dahil etmek olduğunu açıkladı. Türkiye’de muhalefetin yetersiz olduğu tespitinde bulunan Yağmurdereli’ye göre toplumda büyük bir hayal kırıklığı mevcut.Bildiride yer alan isimlerden olan avukat ve yazar Eşber Yağmurdereli bildirinin içeriği ve neden kaleme alındığına dair Artı TV’de yayınlanan Haber Aktüel programında değerlendirmelerde bulundu.

'İKTİDAR KAYBEDİYOR, MUHALEFET KAZANMIYOR'

AKP-MHP ittifakının oy kaybettiğini, ancak oradan kopanların kararsız olarak kaldığına dair anketlerin olduğunu hatırlatan Yağmurdereli, "İktidar kaybediyor, ama muhalefet kazanmıyor" dedi.

Türkiye’de muhalefet partilerinin büyük bölümünün kendilerini sağcılık üzerinden konumlandırdığını söyleyen Yağmurdereli çözümün sağ politikalarda olmadığını savundu.

Yağmurdereli’nin bildiriye ve Türkiye’deki siyasal atmosfere dair Artı TV’ye yaptığı değerlendirmeden öne çıkan başlıklar şöyle:

"Bakıldığında sadece iktidara yönelik bir bildiri değil. Burada esas itibari ile var olan durumun tanımı ve muhalefete yönelik değerlendirmeler var. Gençlere yönelik de çağrılar yapılıyor. Bu bildirinin özü, durumu değiştirme potansiyeline sahip olan muhalefeti değerlendirmek ve gençleri bu sürece dahil etmektir.

"Bildiride yaşadıklarımız var. Bir hukuk devletinde karşılaşılmayacak bir sürü şey toplumsal hayatımızda var. Ülkede nüfusun yarısının yoksulluk sınırının altına itilmiş olması gibi birçok alanda hukuk devletinde karşılaşılmayacak şeyler yaşandığını görüyoruz. Hayatın her alanında bir gerileme, baskı, yönlendirme ve herkesin kendine ait hayat alanına bir müdahale var. Toplumsal anlamda da tek tipleştirme var. Siyaset kurumunun da bunları gerçekleştirecek biçimde kendisini mevzilendirmesi var. Bütün bunların anayasa ve yasalar çerçevesinde yerine oturmadığı gerçekliği var. Bu durumu kavrayarak buna uygun politika geliştirmek durumunda olan muhalefettir. Türkiye’de esas yetersiz olan muhalefetin kendisidir.

'GELECEĞE HAZIR OLMASI GEREKEN MUHALEFETTİR'

"Anketlerde ana muhalefetin yıllardır yüzde 25‘lik barajı geçemediğini görüyoruz. AKP ve MHP’nin oluşturduğu ittifaka desteğin azalmasına rağmen, oradan kopanların kararsızlar cephesinde olduğunu görüyoruz. İktidar kaybediyor, ama muhalefet kazanmıyor. Dolayısıyla seçim ile bir değişikliğin ihtimalini de zayıflatılıyor. Toplumda bir hayal kırıklığı var. Türkiye’de geleceğe hazırlıklı olması gereken muhalefettir. Ama muhalefete baktığımızda klasik sağcılığın dışında durumu tersine çevirecek anlayış ve kadrolara sahip olmadığını görüyoruz. Kurultaylara ve bürokrasilere bakınca iktidarı devralınca bu işin üstesinden gelebilecek kadroların olmadığını görüyoruz

"Umutsuz durum gençleri siyasetin içine davet etme durumuna götürüyor bizi. Genel tabloya baktığımızda "Yurtta sulh, cihanda sulh" ilkesi vardı. Bunun temelinde Atatürk’ün "Vatan savunması söz konusu değilse savaş bir cinayettir" sözü var. Bugün ise hükümetin harekâtları ile bu ilkenin göz ardı edildiğini görüyoruz. Suriye’de, Libya’da ve hatta Azerbaycan ve Ermenistan çatışmasına dahil olmak istediğini görüyoruz. Cumhuriyet değerleri ile baktığımız zaman bütün ilkeler ve tarihsel konumlar terkedilerek, iktidarın bilinmeyene yol aldığını görüyoruz. Bütün bunları tersine çevirecek bir gücün olması gerekiyor. HDP’yi biraz ayırıyoruz, muhalefet partileri Türkiye sağcılığı üzerinden kendilerini konumlandırıyor.

'TOPLUM DURUMUN BİLİNCİNDE'

"Bugün Türkiye’nin gündemi özgürlükler ve demokrasi meselesidir. Toplumun nerdeyse yarısı yoksulluk sınırı altına itilmiş durumda. O zaman politikaları da buna göre uygulamak gerekiyor. Sağcılığın Türkiye’yi 70 yıldır getirdiği durumu göz önüne alarak, sağcı ideolojinin bir çözüm olmadığını düşünüyorum. Türkiye’nin problemi burada. Türkiye’de bir kriz var ve bu kriz muhalefetin umut verememesinden kaynaklı. Yoksa toplum ne durumda yaşadığının bilincinde. Bunun farkında olmayan siyasi muhalefettir."

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar