Türkiye ancak S-400'leri denizin ortasında patlatırsa bu durumu çözebilir

Türkiye ancak S-400'leri denizin ortasında patlatırsa bu durumu çözebilir
+Gerçek Genel Yayın Yönetmeni Ergun Babahan, hazırladığı Batı Yakası programının ilk bölümünde Akademisyen ve Ortadoğu Uzmanı Henri Barkey’i ağırladı.

+Gerçek TV’de yayınlanan programda, Türkiye’nin dış politikadaki geleceğinin detayları, Türkiye-ABD ilişkisi ve S-400 krizi konuşuldu.

ABD ile yaşanan S-400 krizinin Türkiye’nin en önemli dış politik meselelerinden biri olmaya devam ettiğinin belirtildiği programda, Türkiye’nin her ne kadar konumundan kaynaklı öneme sahip olsa da ABD Dışişleri Bakanlığı, Savunma Bakanlığı veya Beyaz Saray’ın bir çok parametreyi hesaba kattığının altı çizildi.  

TÜRKİYE’Yİ MÜDAFAA EDEN BİR KİTLE YOK

Akademisyen ve Ortadoğu Uzmanı Henri Barkey, Türkiye’nin önemli bir konumda olduğunu belirten ABD Savunma ve Dış İşleri Bakanlığı’nın artık Türkiye’yi desteklemediğini belirtirken, bu durumu Türkiye içerisinde ki toplumsal ve politik sebeplere bağladı:

"Türkiye’nin Suriye’deki duruma yeterli derecede yardımcı olmaması, Suriye’deki Kürtlere saldırması, F-35 ve S-400 meselesi, Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş’ın tutukluluğu gibi İnsan hakları meseleleri de durumu çok etkiledi Büyük bir rahatsızlık var. Tabi Beyaz Saray olsun, Dış İşleri Bakanlığı ya da Savunma Bakanlığı olsun her ne kadar Türkiye’nin öneminden bahsetseler de artık bu durum  etkinliğini kaybetti. Türkiye konusunda hem demokratlar hem de cumhuriyetçiler aynı fikirde. Toplumsal ve politik sebeplerden kaynaklı Türkiye’yi müdafaa eden bir kitle yok artık. "

ABD, TÜRKİYE’NİN F16 TALEBİ İLE İLGİLENEBİLECEK Mİ?

+Gerçek Genel Yayın Yönetmeni Ergun Babahan’ın "ABD Başkanı Joe Biden’ın ülkesini zor bir dönemden çıkartmayı denediği bir dönemde Türkiye’nin F-16 talebi ile ilgilenebilecek bir kadrosu ve ya zamanı olacak mı?" sorusu üzerine Barkey, "Türkiye hükümetinin politikasında bir değişim olursa belki, ama şu anda Türkiye’de, birçok konuda Amerika’ya söylem açısından karşı çıkan ve devamlı Amerika’yı suçlayan bir hükümet olduğu müddetçe bu talep ile ilgilenebileceğini sanmıyorum."  yanıtını verdi.

Türkiye’nin ABD’ye karşı söylemlerinin, Türkiye’ye  gelenler yatırımcılar açısından çok rahatsız edici olduğunu belirten Barkey, "Türkiye’deki insani durumun yaratmış olduğu bir belirsizlik var. Türkiye’ye yatırım yapmak isteyen bir şirket ilerleyen zamanlarda ‘Bu kriz derinleşirse bizim yatırıma ne olacak?’ kısmını düşünmesi lazım. Geleceğe dair bir güven vermediği için yatırımcılarda rahatsız. Erdoğan’ın senelerce Birleşik Arap Emirliklerine ve Suudi Arabistan’a saldırıp şimdi merkez bankasına para aramak için Suudi Arabistan’a gidecek olması bile bu güvensizliği destekliyor." dedi. 

Barkey, kongre tarafındanda Türkiye’ye büyük bir güvensizlik olduğunu ifade ederken, "Türkiye’nin durumunun belirsiz olması ve bu güvensizlik durumu F-16’ları da etkiliyor. Türkiye’nin F-16’ları alması lazım, buna ihtiyacı var. Ama Kongre tarafından çok büyük bir güvensizlik var ve her şeye hayır diyecekler. Bu yüzden Türkiye’nin bu güven ilişkisini geliştirmesi lazım. Yeni bir politika izleyerek ABD’ye mesaj yollaması gerekiyor. Amerika konusunda bir U dönüşü yapmak Erdoğan için çok zor."  diyerek sözlerine devam etti. 

SEÇİME GİDİLİRSE BAHÇELİ MECLİSE GİREMEYEBİLİR

Barkey, Erdoğan’ın Washington’la anlaşmaya varmasını değerlendirirken Devlet Bahçeli’nin Erdoğan’ın kararlarındaki etkinliğinden bahsetti. 

Barkey, "Bahçeli’nin, bürokraside ve politikada ne kadar etkin olduğunu kestirmek çok zor. Çünkü Bahçeli her gün yeni bir provokasyonda bulunuyor. Bunlar yok sayılamaz gerçekler fakat eninde sonunda Erdoğan cumhurbaşkanı. Erdoğan, Bahçeli’ye yeter derse Bahçeli’nin pek bir seçeneği kalmıyor. Genel seçime gidilirse Bahçeli %10 u geçemeyecek. Çünkü İYİ Parti oyların büyük çoğunluğunu kendi tarafına çekmiş durumda. Seçime gidilirse Bahçeli meclise giremeyebilir. Erdoğan’a yönelik en büyük kart budur. Onun için Bahçeli’nin gücünü tahmin etmem zor." diyerek Bahçeli’nin gücünü yorumladı. 

ERDOĞAN KONGREDEKİ GELİŞMEYİ GÖREMEDİ

Askeri uzmanlar, F35’leri İHA’lar ile doldurulacağını fakat bunun beklenen kadar etkili olmayacağını ve sınırlı coğrafik bölgelerde; Suriye, Irak, Libya, Ermenistan gibi yerlerde başarılı olabileceğini söylüyor. Ama Mısır gibi bölgelere çatışma çıkarsa aynı etkinliği gösteremeyeceğini söylüyor. O yüzden Türkiye’nin hava filosunu bir şekilde yenilemesi gerekiyor.

NATO ile ilişkileri zedelenmiş bir durumda olduğunu ve F35’lerin yarattığı krizin çok derin bir kriz olduğunu belirten Barkey, şöyle konuştu:

"Türkiye, ABD ile olan ilişkilerinde bir şey istediği zaman, Amerika bu isteği karşılamak istemese bile eninde sonunda her zaman istediğini elde etmiştir. Türkiye’nin, ABD Dışişleri Bakanlığı ve Savunma Bakanlığı tarafından önemini dile getirmesi her zaman Türkiye’nin yararına olmuştur. İlk defa F-35 meselesinde Amerika hayır dedi. Erdoğan şunu hesapladı; Amerika hayır diyecek ama biz önemli bir ülke olduğumuz için istediğimizi elde edeceğiz. Türkiye Amerikan’ın bu politikasına alıştı. Sonucunda istediğini alamadığı için bu durum Erdoğan hükümetinde şok etkisi yarattı. ABD’nin bu karardan geri döneceğini hiç zannetmiyorum." 

Barkey, "Erdoğan kongredeki gelişmeyi göremedi. Donald Trump bugün başkan olsaydı muhakkak F-35’leri Türkiye’ye satmamız lazım diye kongreyi üstelese bile kongre hayır diyecekti. S-400 meselesi eskiden beri gelişen Türk-Amerikan ilişkisi arasındaki bu rahatsızlığı en üst seviyeye getirdi ve bunun dönüşü yok. F-35 Türkiye’ye büyük bir ikramiyeydi. Doğu Avrupa’da ki F-35’lerin tüm revizyonları Türkiye’de yapılacaktı. Önümüzdeki 30 sene içerisinde Türkiye bundan muazzam para kazanacaktı. Pakistan’a helikopter satacaktı. ABD’nin kendi teknolojisi helikopter olduğu için hayır dedi. F-35 krizi olmamış olsaydı Amerika belki de evet diyecekti." dedi.

Adalar’da askeri üsler kurabileceğine ilişkin Yunan medyasında haberler paylaşılıyor. Türkiye’nin her krizde incirli üssünü kapatma şantajına karşılık Yunanistan’da ve Ürdün’de bunu ikame edebilecek üsler oluşturdu. Bu durumun Türkiye’ye bir mesaj vermek açısından Yunanistan’da yapılan bu yatırımların önemli olduğunu söyleyen Barkey, İncirlik Üssünün önemiyle ilgili olarak:

" Türkiye’nin İran, Irak ve Rusya ile olan jeopolitik yakınlığı Amerika için çok önemli. İncirlik bazı operasyonlarda kullanılabilir ama İncirlik Üssü’nün çok büyük bir stratejik önemi olduğunu zannetmiyorum. Aslında en önemli yer Kürecik Üssü çünkü orada dinleme tesisleri var. İncirlik kapatılırsa korkulduğu kadar bir problem olmayacak." dedi. 

RUSYA NÜKLEER BİR SUUDİ ARABİSTAN’DIR

Vladimir Putin’in bütün politikasının ABD’ye yakın olan ülkelerde problem çıkartmak olduğunu ifade eden Barkey, "Rusya aslında nükleer bir Suudi Arabistan’dır. Çünkü Rusya gaz ve petrolden başka sadece silah üretiyor. Putin’in önemli bir ülke haline gelmek istemesini sadece petrol, gaz, silah ihracatı ve tehdit ile sağlayabiliyor. Böyle bir Rusya’ya Türkiye’nin uzun vadede güvenmesi imkansız. Eninde sonunda Rusya, Türkiye’den bir şey isteyecektir. Putin gibi bir lider ile iş yapmak çok zor. Rusya ile sadece turizm üzerinden ticaret yapılıyor ve Putin istediği zaman turizm musluğunu kapatabiliyor. Fakat Avrupa ve ABD ile olan ilişkisi kurumsal bir ticaret. Türkiye iktisadi açıdan Avrupa ve Amerika’ya bağlı bir konumda. Erdoğan’ın iktisadi politikası ihracata bağlı ve bu ihracatın büyük bir kısmı Avrupa’ya ve Amerika’ya gidiyor. Türkiye’nin bütün geleceği bu ihracat patlamasına bağlandığı için Türkiye’nin çok dikkat etmesi gerekiyor.

BATI İLE İLİŞKİLERİNİ KOPARIRSA TÜRKİYE BATAR

Eğer Batı ile ilişkilerini koparırsa Türkiye batar. İktisadi ilişkilere zarar verilirse Türkiye’nin geleceğini ipotek altına almış oluyor. Dolayısıyla Türkiye-Rusya ilişkisi iktisadi açıdan kötüye giderse turizm ve tarım ihracatı azalacak ama Türkiye’nin ürettiği ürünler Rusya’ya değil Avrupa’ya gidiyor." diyerek en çok buradan para kazanıldığını vurguladı.

Geçtiğimiz günlerde Türkiye, Kazakistan ve Özbekistan ile askeri bir anlaşma yaptı. Bu anlaşma sonucunda Karabağ hamlesinden sonra bölgeye direkt ulaşma imkânına sahip olacaktı. Ama Kazakistan bir anda karıştı ve cumhurbaşkanı, Kolektif Güvenlik Örgütü Teşkilatı’ından yardım sitedi.  Türkçe konuşan devletlerden değil, Moskova’dan yardım talep etmiş oldu. Barkey, bunun bir kapasite meselesi olduğunu Rusya’nın 24 saat içinde binlerce askeri Kazakistan’a yollamasını, Kazakistan rejimi için daha güvenilir bir ülke konumunda olduğu olarak değerlendirdi.

TÜRKİYE ANCAK S400’LERİ DENİZİN ORTASINDA PATLATIRSA BU DURUMU ÇÖZEBİLİR

Pantürkizm meselesinde ise, Bahçeli’nin de koalisyonda olduğu bir hükümette pantürkizmin yaratıcıları olan MHP’nin, Uygurlar hakkında bir şey söylememesinin çok tuhaf bir durum olduğunu belirterek "Uygurların Türk olduğunu söyleyen Türkiye’nin, Uygur Türkleri hakkında hiçbir şey söylememesi Türkiye üzerinde baskı olduğu zaman daha temkinli olmaya çalıştığını gösteriyor. Rusya, bu durumu çok rahatlıkla okuyor ve Türkiye’ye istediği gibi baskı yapabiliyor. Bu durum Türkiye’nin zayıflığını ortaya koyuyor. Türkiye Ukrayna’ya arka çıkıyorsa ilerde Rusya bir reaksiyon gösterirse geri adım atmak zorunda kalabilir. Bununla birlikte Putin’in kötü bir dehasını görüyoruz. S400’leri satarak hem para kazandı hem de Türkiye-ABD ilişkisine bir darbe vurdu. Türkiye ancak S-400’leri Akdeniz’in ortasına havai fişek gibi atarsa bu durumu çözebilir. Belki de S-400’leri Katar’daki üsse yollarsa ABD ile Katar ilişkisi çok güçlü olduğu için S-400’eri daha rahat kontrol edebilir." dedi. 

 

Öne Çıkanlar