Turizm Eğlence ve Hizmet İşçileri Sendikası kuruluyor: Kısıtlamayla eve ekmek götüremez hale geldik

Turizm Eğlence ve Hizmet İşçileri Sendikası kuruluyor: Kısıtlamayla eve ekmek götüremez hale geldik
'Gücümüz ve enerjimiz doğrultusunda kapsayıcı olabildiğimiz her yerde bu sendikayı kurmayı, sendikanın birimlerini oluşturmayı planlıyoruz.'

Yağmur KAYA


ARTI GERÇEK - Coronavirus tedbiri kapsamında kafe, bar, restoran gibi yerlere getirilen kısıtlama ile birlikte işsiz kalan turizm, eğlence ve hizmet işçileri, "İşçiler birlikte güçlü" şiarıyla sendika kuracaklarını duyurdular.

Günlük yaşamda sıkça duyduğumuz "Kadınlar birlikte güçlü" sloganından feyz alarak hakları için mücadele edecek olan Turizm Eğlence ve Hizmet İşçileri Sendika Girişimi sözcüsü Kubilay Çelik ile mart ayından bu yana, bu bir yılın işçiler için nasıl geçtiği ve sendikal hdefleri üzerine konuştuk. 

Hiç bir konfederasyona bağlı olmadan sendikayı yeni dönemin işçi örgütlenme biçimi olarak kurmayı hedeflediklerini söyleyen Çelik, turizm eğlence ve hizmet sektöründe 800 bin çalışanın olduğunu söyledi.

Sigortalı 800 bin işçiden 700 binin işsiz olduğunu kaydeden Çelik, güvencesiz, kayıt dışı çalışanları da ekleyince işsiz kalanların 700 binin üzerinde olduğunu vurguladı. 

Çelik, turizm eğlence ve hizmet sektöründe şubat ayında sendika kurmayı planladıklarını ancak mart ayında Coronavirus'ün yaşanması ve ardından gelen kısıtlamayla birlikte hayata geçiremediklerini söyledi. Önce Kadıköy’de garsonlar, aşçılar, komiler, baristalar, kuryeler, bulaşıkçılar, barmaidler, barmenler, resepsiyonistler, kat görevlileri, valeler, bellboylar olarak bir araya gelerek örgütlendiklerini ifade eden Çelik, daha sonra İzmir, Bursa, Adana, Mersin gibi illerde sektör çalışanlarıyla iletişim kurarak "İşçiler birlikte güçlü" şiarıyla Turizm Eğlence ve Hizmet İşçileri Sendikası’nı kurmayı planladıklarını söyledi. Çelik, 7 Aralık pazartesi günü resmi olarak başvuruda bulunacaklarını da sözlerine ekledi. 

16 Aralık'ta Kadıköy’de bulunan Yoğurtçu Parkı’nda bir forum düzenleyeceklerini vurgulayan Çelik, hizmet sektöründe çalışan her kesimi foruma katılım çağrısında bulundu. 

‘ÖRGÜTLÜYSEN KENDİ DÜŞÜNÜ GERÇEKLEŞTİREBİLİRSİN’

Çelik, "Gücümüz ve enerjimiz doğrultusunda kapsayıcı olabildiğimiz her yer de bu sendikayı kurmayı, sendikanın birimlerini oluşturmayı planlıyoruz. Ne kadar örgütlüysen ve ne kadar güçlüysen kendi düşünü gerçekleştirebilirsin. Şu an sektörde 800 bin işçi çalışıyor. Bu 800 bin işçinin 700 bini işsiz kalmış durumda. Ve 800 bin işçi sigortalı olan işçiler. Sigortasız, kayıt dışı çalışan bir sürü göçmen işçiler var sektörde" dedi. Sigortasız öğrenciler ve göçmenler ile görüşmeler gerçekleştirdiklerini, göçmenlerin yasal olarak sendikaya üye olamasalar bile sendikanın çalışma kollarında mücadele hattı oluşturarak sendikal faaliyetlere dahil edeceklerini vurgulayan Çelik, "Göçmenlerin sesi soluğu" olmak istediklerini vurguladı. 

"Herkes kendi dükkanını düşünüyor" diyen Çelik, çalışma yaşamlarına dair sorunları çözmek, haklarını korumak için sendika kuracaklarını ifade ederek şöyle devam etti:  

"İnsanlara kafede, barda çalıştığımızı söylediğimizde bir meşruiyetimiz olmuyor.  Bu sektörde bir meşruluk kazanmak için ve bizler işçiyiz. Haklarımızı almak için mücadele etmeliyiz. Çoğumuz bu sektörü bir güzergah olarak da görüyor olabilir. Öğrencilerin yoğun çalıştığı bir sektör, kendisine iyi bir iş bulana kadar çalışmayı düşünüyor ama hayatını bir barista, barmen olarak devam ettiren insanlar da var. Bizim mesleğimiz bu. Sendika olunca şöyle bir şey gelişiyor; insanların mücadelesinden bir kazanım oluyor. Sendikanın yaptığı eğitimlerden, organizasyona, çalışma saatlerine kadar bir sürü kazanımları olabiliyor."

'KISITLAMAYLA EVE EKMEK GÖTÜREMEZ HALE GELDİK'

9 yıldır hizmet sektöründe çalıştığını ve en son bir kahve dükkanında müdür olduğunu dile getiren Çelik, çalıştığı bu 9 yıl içerisinde bir birikim yapamadığını çünkü hayatını idame ettirecek kadar ücret alabildiğini vurguladı. 

Çelik, "Ama patronların yılladır biriktirdiği bir 'artı-değer' var sonuçta. Bir birikimi var, kafesi var. Dükkanını belli bir fiyata satabilir bu süreçte. Kendi yaşamımızı döndürebilecek paralara çalışıyoruz. Patronlar bu süreçte bizi desteklemiyorlar, ama biz patronlara çok daha fazla para kazandırdığımız zamanlar ‘siz bana çok zamanında çok para kazandırdınız şu parayı da size vereyim’ gibi bir şey söylemiyor. Bizim kaybedecek hiçbir şeyimiz yok" diyerek, kısıtlamayla birlikte eve ekmek götürmez hale geldiklerini vurguladı. 

Çelik, bir arkadaşının geçinmek için maske sattığını ancak günde ya 3 lira ya da 5 lira kazanabildiği söyledi ve ekledi: "Bizim kiralarımız, günlük yiyecek yemeklerimiz ertelenecek bir şey değildi. Çalışanların çoğu şu an altını çizerek söylüyorum geçinemiyor. Sigortasız çalışan hiçbir öğrenciye destek yok. İlk kısıtlamadan sonra işe başlamış olanlara da bir destek yok. Mart’tan önce işe girmiş ve en az 3 ay çalışmış arkadaşlara bin 57 gibi bir destek var. 

‘İŞTEN ÇIKARMAM DEVLETİN VE PATRONUN İŞİNE GELDİ’

Bu süreçte paket servisi geçildi. İş yerlerini kiralarını çıkarabilir bir hale geldi. İşten çıkarmakta yasak ama işten çıkarmak devletin ve patronların işine yarar bir şey. Çünkü iş yerinden kendimiz çıkmayacağımız için bize bir tazminat hakkı vermesi gerekiyor iş yeri sahibi. İnsanlar haklarını dahi alamıyor. Bize sunulan tek şey: istifa edin, çıkın. Patronlara bizi işten çıkartın dediğimizde ‘biz çıkaramayız, istiyorsanız istifa edin’ diyorlar. Bir kıdem hakkımız birikmiş, almak istiyoruz ama devletin politikası yüzünden alamaz hala geliyoruz."

Feminist Hareket ve Gezi Direnişi'nin dili ve yapısını kurgulamaya çalışan bir sendika kurmaya çalışacaklarını yineleyen Çelik, işçilerin haklarını korumak ve geliştirmek için dayanışma çağrısında bulunarak, sektörde çalışan herkesi tüm renkleri, kendi sözüyle 16 Aralık’ta Kadıköy’de düzenlenecek foruma katılım çağrısında bulundu. 

Öne Çıkanlar