HDP, tecavüz faillerinin serbest bırakılmasını Meclis'e taşıdı: Hukuk cinayeti

HDP, tecavüz faillerinin serbest bırakılmasını Meclis'e taşıdı: Hukuk cinayeti
Ankara'da 18 yaşındaki Eda Nur Kaplan, cinsel saldırı şikayetinde bulunduğu faillerin serbest bırakılması sonrası annesine mesaj bırakarak intihar etmişti.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay Pekgözegü, Ankara’da Eda Nur Kaplan’ın intihar etmesine neden olan tecavüz faillerinin serbest bırakılmasını Meclis gündemine taşıdı. Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün yanıtlaması istemiyle soru önergesi veren Kemalbay, Türkiye’de kadına ve çocuğa karşı işlenen suçların üzerine etkili şekilde gidilmemesi, yargının yasalara riayetini ortadan kaldıran uygulamaları ve cezasızlık politikalarının, failleri cesaretlendirdiğine işaret etti.

KADINLARI İNTİHARA SÜRÜKLEYEN FAİLLER HAKKINDA ETKİN SORUŞTURMA YÜRÜTÜLMÜYOR

Önergede, 30 Eylül 2019’da Antalya'da tecavüze uğradığı için intihar eden ve yüzde 99,9 engelli olarak yatağa bağımlı hale gelen Ç.Y, Siirt’de Uzman Çavuş Musa Orhan’ın cinsel saldırısı sonucu intihar eden 18 yaşındaki İpek Er, 4 Mart 2020’de Muğla’nın Milas’ta internette bir iş ilanı üzerine görüşmeye gittiği Mutlu Erbey tarafından tecavüze uğradığı, tehdit edildiği ve para karşılığında çeteye verildiği için intihar girişiminde bulunan Sibel Figen Yavuz hatırlatıldı. Önergede, kadınları intihara sürükleyen failler hakkında etkin soruşturmaların işletilmediği belirtildi.

‘EDA NUR’A KARŞI İŞLENEN HUKUK CİNAYETİ’

Cezasızlık listesine son olarak Ankara’da 30 Temmuz’da tecavüze maruz kalan 18 yaşındaki Eda Nur Kaplan’a karşı işlenen hukuk cinayetinin eklendiği vurgulanan önergede, "18 yaşında bir kadının bütün zorlukları aşarak kolluk güçlerine başvurusu sonuçsuz kalmış, failleri serbest bırakılmıştır. Bunu kaldıramayan Eda Nur Kaplan; ‘Anne küçük kızın bazı şeylere dayanamıyor artık. Kızını çok harcadılar,  bir şeylerin güzel olacağına inancı kalmadı. Her gün canı acıyacağına 1 gün acısın deyip gidiyorum. Hakkını helal et mesajını bırakarak yaşamına son vermiştir" ifadelerine yer verildi.

ADALET BAKANLIĞI’NIN YÜKÜMLÜLÜĞÜ

Toplumsal sorunların başında gelen kadınlara, çocuklara, LGBT+’lara yönelik şiddet, taciz ve tecavüzlerin sonlandırılması, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması,  cezasızlık politikalarına son verilmesi, önleyici tedbirleri hayata geçirilmesi yükümlülüğünün iktidar ve Adalet Bakanlığı’nda olduğu vurgusu yapılan önergede, "Eda Nur Kaplan örneği bir kez daha kamu kurumlarının, hukukun,  kadınlar, çocuklar, LGBT+’lar aleyhine cinsiyetçi bakış açısıyla çalıştığını, bireyi korumakla yükümlü hukuk devletinin işlemediğini, güvenliğin ve adaletin sağlanmadığını göstermekte; toplumun adalet duygusunu, yurttaşların adalete olan güvenini yitirmesine neden olurken umudu öldürmektedir" denildi.

Kemalbay, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’den şu sorulara yanıt vermesini istedi:

"-Eda Nur Kaplan’a yönelik cinsel saldırı faillerinin serbest bırakılmaları bilginiz dahilinde midir? Eda Nur Kaplan’a cinsel saldırı karşısında kapsamlı, kurumsal araştırma yapılmış mıdır?

-Eda Nur Kaplan’ın saldırganların serbest bırakılmalarının ardından aynı saldırganlar tarafından tekrar cinsel saldırıya maruz kaldığı iddiaları araştırılmış mıdır?

-Eda Nur Kaplan’a cinsel saldırıda bulunan faillerin serbest bırakılmalarının gerekçesi nedir?

-Bakanlığınız toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak amacıyla son bir yılda hangi politikaları yürürlüğe koymuştur? Bu politikalar kadın, çocuk, LGBT+’lara yönelik şiddet ve cinsel suçları azaltmış mıdır? Azaltmış ise kadın örgütlerinin raporları ile Bakanlığın verileri neden örtüşmemektedir?

-Bakanlığınız kadına, çocuğa, LGBT+’lara yönelik şiddet, vahşet boyutuna varan cinayetler ve saldırılar konusunda kadın örgütleri, LGBT+ örgütleri ve feminist hareket temsilcileri ile görüşmekte midir?

-Türkiye’de kadınlara, çocuklara, LGBT+’lara yönelik cinayetlerin,  tecavüz, taciz ve şiddet vakalarının istatistiği tutulmakta ve ölçüm yapılmakta mıdır?  İstatistik tutulmuyor ise tutulmamasının sebebi nedir? Bu istatistikler tutuluyorsa yöntemi ve sonuçları hakkında kamuoyu bilgilendirilecek midir?

-Kadın hareketi, feminist hareket, kadın ve LGBT+ örgütleri "İstanbul Sözleşmesi yaşatır" demekte, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma kararının kadın ve trans cinayetlerini artıracağını iddia etmektedir. Buna göre Eda Nur Kaplan kolluğa başvurduğunda İstanbul Sözleşmesi uygulansa Eda Nur Kaplan yine de ‘harcandığını’ düşünür müydü sorusu akıllarda ve vicdanlarda cevap beklemektedir. Eda Nur’un intiharı ile İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma kararının açığa çıkardığı sonuçlar arasındaki bağ araştırılacak mıdır?

-Kadın, çocuk, LGBT+’lara yönelik cinsel suçların artması, vahşet boyutlarında yaşanması ile cezasızlık politikası arasındaki ilişki Bakanlığınız tarafından araştırılmış mıdır? Araştırıldıysa hangi sonuçlar elde edilmiştir?

-Cezasızlık uygulamalarının ortadan kaldırılmasına yönelik Bakanlığınızca yapılan bir çalışma var mıdır?

-Kamuoyunda adalet duygusunu ciddi ölçüde zedeleyecek şekilde kadına şiddet ve cinsel saldırı faillerinin serbest kalmalarını sağlayacak uygulamalar ile hukukun gereğinin yerine getirilmemesinin sebebi nedir? Sosyal medyada infial oluşmasından sonra faillerin gözaltına alınması ve tutuklanmasının hukuktaki zafiyeti ele vermesi karşısında Bakanlığınız tarafından bugüne kadar ne tür çözüm önerileri geliştirilmiştir?

-Kamuoyunda yaygın bir kanaate sahip görüş olan ve organize suç örgütü liderinin ifşalarında da iddia ettiği kollukta, adalet kurumlarında, yargıda elleri kolları olan kimi iktidara yakın güçlü figürlerin, güç odaklarının, hatırlı kişilerin, kriminal unsurların hukuku bloke ettiği, cezasızlık uygulamalarında etkili olduğu yönündeki iddiaların kadına, çocuğa, LGBT+’lara yönelik cinsel suçlarla ilgili cezasızlık uygulamalarını anlamlandırmak için araştırılmış mıdır?"

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar