Tartışılan enflasyon rakamlarına halktan yanıt: Gerçek enflasyonu biz biliyoruz

Tartışılan enflasyon rakamlarına halktan yanıt: Gerçek enflasyonu biz biliyoruz
Esnaf, TÜİK'in enflasyon oranının gerçeği yansıtmadığını söylüyor, Eminönü'ne alışverişe gelen halk ise yüksek fiyatlardan şikayetçi.

Yağmur Kaya 


+GERÇEK-  "Bu yapılan bir soygun."

"Pazar, market fiyatlarından haberleri yok! Var da gerçekleri saklıyorlar." 

"Bir yıldır bir pantolon, bir tişört alamadım. Pantolon 300 lira, bir tişört 200 lira." Yukarıdaki cümleler Eminönü'nde esnaf olan Ebubekir, Savaş ve Sıddık'a ait. 

Türkiye'de gıda, giyim fiyatlarının uzun zamandır yüksek olduğunu söyleyen Eminönü esnafı, turistler sayesinde kazanç elde ettiklerini, bu sayede iflastan kurtulduklarını vurguluyor. Halkın alım gücünün de uzun zamandır olmadığının altını çizen esnaf,  yurttaşın en ucuz ve en kalitesiz gıdaları alabildiğini aktarıyor. "Almancılar ve turistler olmasa işimiz zor" diyen esnaf, göz göre göre ekmeğe muhtaç hale getirildiklerini belirtiyor. Eminönü'nden alış veriş yapanlar ise fiyat pahalılığından şikayetçi. 

Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre tüketici fiyatlarının haziranda aylık bazda yüzde 4,95 artarken yıllık bazda enflasyonun yüzde 78, 62 olduğunu duyurdu. Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ise açıklamasında tüketici fiyat endeksinin haziranda yüzde 8, 31 artığını bu dönemde yıllık enflasyonun yüzde 175, 55 olduğunu duyurdu. 

Enflasyonun nabzını tuttuğumuz İstanbul Eminönü'nde esnaflar ve çalışanlar,  TÜİK'in açıkladığı enflasyon rakamlarının gerçeği yansıtmadığını ifade ediyor. Peynir fiyatlarının 79.50-98. 50 lira, zeytin fiyatları çeşidine ve kalitesine göre 59, 65, 85 lira arasında değiştiği, bir bardak çayın bir simidin 5 liradan satıldığı, çocuk alt eşofmanın 125 lira, takım aldığınız takdirde 250 lira, kuruyemiş ve lokumun kalitesine göre 110, 185, 250 liradan satıldığı Eminönü'nde esnafın yüzünü güldüren sadece turistler oluyor. Esnaf, Türkiyeli vatandaşların ise kalitesiz ve ucuz ürünleri, gıdaları almak zorunda kaldığını vurguluyor. 

Sıddık bir yıllık evli ve eşinin hamile olduğunu söylüyor. Hem medyanın hem iktidarın yalan söylediğini belirten Mustafa, iktidara yakın medya kuruluşlarından haber yapmak üzere gelen gazetecilerle artık söyleşi yapmadığını belirtiyor. "Hepsini severim (gazetecileri) kahvemi ısmarlar, güler yüzümü eksik etmem ama yalan konuşuyorlar. Neresi iyi" diyerek şarküteri de bulunan peynirleri gösteriyor. "Garibanlar bir peynire nasıl 90 lira versin? Veremiyor. Gram gram ya alıyorlar ya da bakıp bakıp gidiyorlar" diyor ve yakında eşi ve çocuklarıyla Almanya'ya gideceğini ekliyor. 

'KOCA BİR YALANIN İÇİNDE YAŞIYORUZ'

"Koca bir yalanın içinde yaşıyoruz" diyen 3 çocuk babası Ebubekir, TÜİK'in açıkladığı rakamlara inanmadığını söylüyor. 'O' diye işaret ettiği AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın ne derse kurumlarında Tayyip Erdoğan'ın dediğini yaptığını ederek, "Bu yapılan bir soygun, soygun!" diyor. 

Vatandaşın alım gücünün olmadığının altını çizen Ebubekir, alışveriş yapmak isteyen vatandaşın ise pazarlık yaptığını belirtiyor. 15 yıldır Eminönü'nde esnaf olduğunu belirten Ebubekir "Kendilerine zenginlik kapısını açanlar, bizleri; halkı ekmeğe muhtaç hale getirdi. 52 yaşındayım, ömrüm çalışmakla geçti. Elde var sıfır. Başımı sokacağım bir evim bile yok. Fakirlik kapılarını açtıkça açtılar. Kira kapısı, ekmek kapısı, yol kapısı, su kapısı. 

'DUYGULARIMIZI BİLE ELİMİZDEN ALDILAR'

Öyle anlar, öyle geceler yaşıyorum ki; endişe, huzursuzluktan uykusuz kalıyorum. Acayip bir hale geldik. Ne ağlıyor ne gülebiliyoruz. Ağlamak, gülmek güzel ama duygularımızı bile elimizden aldılar" diyor. 

Gıda enflasyonundaki yükseliş pazarlara, kuruyemişe, lokuma kadar her şeye yansıdığını belirten Serkan Kesekler, geçen yıl 200 liraya aldığı bir çuval şekere şu an bin 200 lira verdiğini örnek olarak gösteriyor. 

Hepsi lokum ve kuruyemiş. 5 yerimiz var. Devlet tabii ki enflasyonu minimum göstermek durumunda. Gerçeği neden açıklamıyor? Ama gerçek enflasyonu biz burada hissediyoruz. Bizim işimiz şeker üzerine. Lokumun hammaddesi şeker. 200 lira çuvalını aldığımız şeker bugün bin 100-200 lira. Bir sene önce 200 liraya çuvalını aldığımız şeker bugün bin 200 lira. Lokum fiyatları da öyle. Lokumun kilosunu 80-90 liraya satıyorduk. Şimdi 240 liraya satıyorduk. Gıda fiyatları yüzde yüzün üzerinde artı. 

'YERLİ MÜŞTERİMİZ YOK' 

Halkın alım gücü düştü. Kesinlikle bizim yerli müşterimiz yok. 240 liraya lokum yerli vatandaş alamıyor. 44-50 liraya satılan, içinde ne olduğu belli olmayan ürünleri alıyorlar. Bir kilo et alır bu parayla. Eti de alamaz ya! Müşterilerimiz genelde Arap ve Almanya'da yaşayan Türkler. Yerli artık zor. Yani zengin olması lazım. Fiyatların daha da yükseleceğini düşünüyorum. Savaşlar, kıtlık, kötü yönetim... Nasıl olacak bilmiyorum! Allah yardımcımız olsun!" diyor. 

Asgari ücret artışını yeterli bulmadığını söylüyor Keserler ve ekliyor, " "4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 20 bin lira olmuş. Tabii ki yeterli değil. Asgari ücretin en az bence 10 bin lira olması lazım. Yönetimle alakalı. Çok zenginler var. Orta sınıf yok oldu. Fakir de ekmeğe muhtaç. İnsanların ekonomik durumu gerçekten çok kötü."

'HERKES GERÇEK RAKAMLARI BİLİYOR' 

Evli ve iki çocuk babası Savaş ise tıpkı Ebubekir ve Serkan'la ağız birliği etmişçesine aynı şeyleri söylüyor: "Yerli vatandaş bir şey alamıyor. Birkaç turist bir şeyler alırsa kazancımız olur. Yoksa bekliyoruz. Yerli vatandaşın alım gücü düştü. Şu an burada turist olmasa esnaf dükkanı kapatacak. 15 yıllık çalışanım. Yerli vatandaş tamamen ölü. Gelende pazarlık yapıyor. 80-100 liraya şaşırıyorlar. 'a yüz lira olmuş' deyip şaşkınlık yaşanıyor. Herkes gerçek rakamları biliyor. Gerçek enflasyonu biz biliyoruz. Bir yıldır bir pantolon, bir tişört alamadım. Pantolon 300 lira, bir tişört 200 lira." 

 

Öne Çıkanlar