Suriyeli Mustafa'dan Türkiye’ye sınır dışı davası: Ankara savunma verdi

Suriyeli Mustafa'dan Türkiye’ye sınır dışı davası: Ankara savunma verdi
Birleşmiş Milletler Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu'nda görülen davada hükümet savunmasını verdi. Mahkeme kararı 8 Nisan 2022 tarihinde açıklayacak.

Seda TAŞKIN 


+GERÇEK- Suriye’den 2016 yılında kaçak yollarla Türkiye’ye geldikten sonra 15 Mayıs 2020 tarihinde deport (sınır dışı) edilen 41 yaşındaki Suriyeli Anas Al Mustafa, Türkiye’ye dava açtı. Mustafa Artı Gerçek’e yaptığı açıklamada polisler tarafından zorla belge imzalatılarak sınır dışına atıldığını iddia etmişti. Birleşmiş Milletler Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubunda görülen davada hükümet savunmasını verdi. Mahkeme kararı 8 Nisan 2022 tarihinde açıklayacak.

 YAŞADIKLARINI ANLATMIŞTI: BİR TOZ TANESİ GİBİ BİZİ SURİYE SINIRINA ATTILAR

Suriyeli Anas Al Mustafa, "Türk polisi evime geldi ve bana Türk vatandaşlığı hakkında bazı sorular sormak zorunda olduklarını söyledi. Beni karakola götürdüler, orada tüm kişisel eşyalarımı, telefonumu, cüzdanımı bırakmamı söylediler ve beni hapse attılar. Bana cevap verme hakkı bile tanımadılar" diyerek, zorla belge imzalatıldığını söylemişti.

Belgeyi imzalamayacağını söyleyen Mustafa yaşadıklarını şöyle anlatmıştı: 

"Polisler, 'Sana düşünmen için zaman veriyoruz ama bu belgeyi imzalamaktan başka çareniz yok çünkü burada kimse size yardım etmez' dedi. Bir toz tanesi gibi bizi Suriye sınırına attılar. İmzaladığım belgenin kopyası vermeleri için kendilerine yalvardım ama kabul etmediler. Suriye gözaltına alınacağım için, sağlık raporunu vermeleri için yalvardım. Ama bana, ‘Artık başka bir ülkedesin, git kendi işini kendin yap’ dediler" demişti. 

HÜKÜMET SAVUNMASINI VERDİ

Birleşmiş Milletler Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubunda görülen davada hükümet savunmasını verdi. Savunmada, hükümet Anas Al Mustafa’nın mektupta belirtilen iddialarla ilgili olarak yerel makamlar önünde öne sürdüğü herhangi bir şikayet veya başvuruya ilişkin kayıt bulunmadığını belirtti.

26 Mart 2020 tarihinde, ulusal güvenliğe aykırı olduğu düşünülen faaliyetler için yetkililer tarafından "G-82" kısıtlama kodu çıkarıldığı belirtilen savunmada şu ifadelere yer verildi: 

MUSTAFA'NIN TÜRKİYE'DEN GÖNÜLLÜ OLARAK AYRILDIĞI İDDİA EDİLDİ

"Buna göre uzaklaştırma kararı alındı. Bunun üzerine yetkililer, Suriye'deki güvenlik ve genel durum hakkında Al Mustafa'yı detaylı olarak bilgilendirdi. Anayasa'nın 125. maddesi uyarınca idarenin tüm işlem ve işlemlerine karşı yargı yoluna başvurulabilir. Bu bağlamda Al Mustafa, kendisine verilen kısıtlama koduna ve kaldırma kararına itiraz etme fırsatı buldu. Bunun yerine Mustafa, yetkililerden gönüllü olarak Suriye'ye geri gönderilmeyi talep etti ve ilgili belgeleri imzaladı."

Savunmada Al Mustafa’ya verilen formda yer alan, "Gönüllü geri dönüş talebim ile ilgili olarak menşe ülkemin güvenliği ve genel durumu hakkında yetkililer tarafından detaylı olarak bilgilendirildim. Gönüllü geri dönüş ile Türkiye Cumhuriyeti'nin bana sağladığı geçici korumanın sona erdiğinin farkındayım" ifadesine yer verildi. 

Al Mustafa’nın gönüllü olarak Türkiye’den ayrıldığı belirtilen savunmada şu ifadelere yer verildi: 

HÜKÜMET: HERHANGİ BİR GÜÇ BELİRTİSİ YOKTUR

"Al Mustafa ile ilgili idari süreç Konya İl Göç İdaresi Müdürlüğü tarafından yürütüldü; mektupta belirtildiği gibi, sadece Al Mustafa'ya sınıra kadar eşlik etme sürecine dahil olan polis tarafından değil. Hal böyle olunca mektupta polise yönelik iddialar gerçeği yansıtmamaktadır. Yukarıda da belirtildiği gibi, Al Mustafa gördüğü tedaviyle ilgili olarak yerel makamlara herhangi bir şikayette bulunmamıştır. Usul güvencesi olarak bağımsız bir Türk Kızılayı yetkilisi hazır bulunduğundan, Al Mustafa'ya gönüllü geri dönüş formunu imzalaması için herhangi bir güç veya tehdit belirtisi de yoktur. Al Mustafa’ya tercüman sağlanmıştır. Türkçe ve Arapça basmıştır."

İNSAN HAKLARI HUKUKÇUSU BAŞTİMAR SAVUNMA VERDİ 

Davayı takip eden İnsan Hakları Hukukçusu Kurtuluş Baştimar, hükümetin savunmasına karşı savunma verdi. Baştimar verdiği savunmasında, hükümetin Anas Al Mutsafa’nın yerel makamlar önünde herhangi bir şikayeti ve başvurusu olmadığını söylemlerine ilişkin, "Bu iddia, Göç İdaresine ilk başvurunun yapılması ve bu başvurunun reddedilmesi ve ardından Göçmenlik Bürosu'nun kararının İdare Mahkemesi'ne temyiz edilmesi nedeniyle mesnetsizdir. Dolayısıyla hükümetin iddiasının hiçbir dayanağı yoktur" dedi. 

‘SURİYE’YE DÖNME İDDİASI DOĞRU DEĞİL’ 

Baştimar, hükümetin Anas’ın ülkesine gönüllü olarak gönderildiği söylemlerine ilişkin olarak da, "Türk hükümeti bu iddiayı öne sürerken, G-82 Yasasına itiraz etmek yerine Anas tarafından imzalandığı iddia edilen geri dönüş formuna güveniyor. Enes'in gönüllü olarak Suriye'ye dönmek istediği iddiası doğru değil çünkü savaşın sürdüğü bir ülkeye bir kişiden geri dönmesi beklenemez. Dilekçede belirtildiği üzere Anas, 15 Mayıs 2020'de tutuklandı ve yedi gün tutuklu kaldı. 7’nci gün gözaltı sonrası sınıra getirilerek sınır dışı edildi" dedi. Baştimar şöyle devam etti: 

İnsan Hakları Hukukçusu Kurtuluş Baştimar

"Dolayısıyla Anas'ın 22 Mayıs 2020'de Türkiye'den çıkış yaptığı iddiası doğru değil. Türk hükümeti, Anas'ın yedi gün boyunca tutuklu kalması durumunda kısıtlama yasasına (G-82) itiraz edebileceğini nasıl iddia edebilir? Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun (YUKK) 53. maddesi dikkate alındığında, YUKK 53. maddesine göre sınır dışı etme kararlarına 7 gün içinde yetkili İdare Mahkemesinde itiraz edilebileceği belirtilmektedir. Sınır dışı etme kararlarına itiraz Anas, G-82 kısıtlama koduna itiraz edememesi için hükümet tarafından kasıtlı olarak yedi gün tutuldu" açıklamasında bulundu."

‘GÖNÜLLÜ SINIR DIŞI İŞLEMLERDE TERCÜMANA GEREK OLMAZ’ 

Hükümetin savunmasında Anas Mustafa’ya ilişkin tercüman sağlandığını ilişkin yaptığı açıklamaya itiraz eden Baştimar, "Bu gerçeği yansıtmamaktadır. Hükümet, tercümanın atanmasına ilişkin herhangi bir kanıt paylaşmadı. Aksine, gönüllü iade adı altında yapılan tüm sınır dışı etme işlemleri tercüman olmadan gerçekleştirilir. Kaynak burada somut bir kanıt sunuyor: Tutuklandıktan sonra kelepçelenip diğer Suriyelilerle birlikte bir otobüse bindirilip İstanbul'da sekiz gün gözaltında tutulduğunu söyledi. Bazı belgeleri imzalarsa serbest bırakılacağı söylendi. Belgelerin ne dediğini bilmiyordu çünkü çoğu Türkçe yazılmıştı" diye konuştu.

‘HÜKÜMET İTİRAZ ETME HAKKINA SAYGI GÖSTERMEDİ’ 

Türkiye hükümetinin, Uluslararası Hukukun temel ilkelerinden biri olan geri göndermeme ilkesini ihlal ettiğini belirten Baştimar, "Bunu yaparken hükümet, avukata erişim hakkına, tutuklanmasına ve sınır dışı kararına itiraz etme hakkına saygı göstermedi" dedi.

‘SINIR DIŞI EDİLMESİ SİYASİ AMAÇLIDIR’ 

Baştimar, savunmasını şöyle sonlandırdı: 

"Anas Suriyeli olduğu için, sınır dışı edilen birçok Suriyeli gibi, Anas Al Mustafa'nın sınır dışı edilmesi siyasi amaçlıydı ve uyruğu nedeniyle ayrımcılığa uğradı."

Öne Çıkanlar