'Soma'da adalet göçük altında'

'Soma'da adalet göçük altında'
DİSK Genel Başkan Arzu Çerkezoğlu: Başından beri bir hukuk skandalı olarak yürütülen duruşma, bu kararla birlikte Soma Davasında adaletin göçük altında kaldığını gösterdi.

DİSK Yönetim Kurulu adına Genel Başkan Arzu Çerkezoğlu Soma Katliamı davasında verilen kararla ilgili yazılı bir açıklama yayımladı.

Çerkezoğlu açıklamada "Başından beri bir hukuk skandalı olarak yürütülen duruşma, bu kararla birlikte Soma Davasında adaletin göçük altında kaldığını gösterdi" dedi.

Açıklamada şunlar yer aldı:

13 Mayıs 2014 tarihinde gerçekleşen Soma Katliamı'nın iki gün önce ertelenen karar duruşması bugün görüldü. Ülkemizin gördüğü en büyük maden katliamının davasında patron Can Gürkan 15 yıl, genel müdür Ramazan Doğru 22 yıl 6 ay hapisle cezalandırıldı, diğer patron Alp Gürkan'ın da aralarında bulunduğu 37 sanık ise beraat etti.

Başından beri bir hukuk skandalı olarak yürütülen duruşma, bu kararla birlikte Soma Davasında adaletin göçük altında kaldığını gösterdi. Önce Soma'dan kaçırılan, sonra da katliamda sorumluluğu bulunanları yargılama konusu yapmayan mahkeme, bugün açıkladığı kararla birlikte katliama sebep olan maden patronu ve yöneticilerini "olası kasıt" üzerinden değil; "bilinçli taksir" ile "cezalandırılarak" adeta ödüllendirildi.

Başından beri madenlerde gerekli denetimi yapmayanlar, 301 işçi kardeşimizin Soma'daki ölüm çukuruna girmesine izin verenler, güvencesiz ve taşeron çalıştırma biçimlerini egemen hale getirenler, sendikalaşmanın önüne engeller koyanlar gözden kaçırıldı, dava konusu yapılmadı.

Davada yargılananlar, madenin patronu ve birkaç üst düzey yönetici ile sınırlı kaldı. Bugün açıklanan karar gösterdi ki, bu sanıklar mahkemenin "bilinçli taksir" üzerine kurduğu karar ile adeta ödüllendirildi; katliamdaki sorumlulukları gizlendi.

"Taksir" kavramı işlenen bir kusuru, yapılan bir hatayı ifade eder. 301 işçinin hayatını basit bir hataya bağlayan mahkemeye soruyoruz: Gerekli işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerini bilerek ve isteyerek almamak "hata" mıdır?

Yıllık üretim planının neredeyse üç katı üretim yapmak için işçileri zorlamak "hata" mıdır?

Madenlerdeki taşeron, rodövans, dayıbaşılık gibi güvencesiz çalıştırma uygulamalarını yaygınlaştırmak, madenleri özelleştirmek, kamu denetiminden çıkarmak "hata" mıdır?

Soma'da yapılanlar hata değil, insan hayatına kast etmektir. Tüm bunların bir iş cinayetine sebep olabileceği bilindiği halde gerekli önlemler alınmamış, "olası kasıt"la hareket edilmiştir. İşçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri işverenin insafına terk edilmiş, meydana gelen iş cinayetleri "kader, fıtrat" olarak nitelendirilmiş, katliamda kusuru bulunanlar adalet önüne çıkarılmamış ve katliama adeta davetiye çıkarılmıştır. 301 işçi kardeşimiz göz göre göre gelen bir katliam sonucu hayatını kaybetmiştir. Bunun adı taksir ya da hata değil; cinayettir.

Soma Katliamı'nın sorumluluğu mahkeme salonunda yargılanan sanıklar ile birlikte bu katliamın gerçekleşmesine adeta fırsat veren dönemin siyasi otoritesinin ve bu kararı imzalayan mahkeme heyetinin üzerindedir.

Soma'nın acısı hala tazedir. Bu kararı kabul etmemiz mümkün değildir.

Unutmayacağız, unutturmayacağız, affetmeyeceğiz! Bugüne dek olduğu gibi bundan sonra da bu katliamın takipçisi olacak, Soma'nın hesabını sormak için mücadeleye devam edeceğiz. (HABER MERKEZİ)

Öne Çıkanlar