Semra Kuytul: Din adına insanlara zulüm ediliyor

Yağmur KAYA

+GERÇEK- Adana'da Furkan Vakfı’nın, 20 Mart’ta bir gerçekleştirdiği yürüyüşe polis, "izinsiz" olduğu gerekçesiyle çok sert müdahale etti. Eylemcilere yakın mesafeden biber gazı ve plastik mermi sıkan, acımasızca coplayan polisin bu yaklaşımı tepkiyle karşılandı. Muhafazakar kesimden de tepkilerin gelmesi üzerine İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, polisin orantısız güç kullandığını kabul etti.

Furkan grubunun lideri Alparslan Kuytul’un karısı Semra Kuytul yaşadıklarını +Gerçek’e anlattı. Polis müdahalesinin kameralara yansımayan çok ağır boyutlarının olduğunu ifade eden Kuytul, Furkan Vakfı üyelerine yönelik polis şiddetinin, "kasten insan öldürmeye teşebbüs" düzeyinde olduğunu söyledi.

Semra Kuytul, polis şiddetine uğrayan bir kişinin, polisin trafiğin hızla aktığı caddeye itildiğini, bir polisin 13-14 yaşındaki bir çocuğu tüm gücüyle boğazını sıkarak boğmaya çalıştığını ve 20 yaşındaki genç bir kadının polisin tacizine uğradığını söyledi. Kuytul, "13-14 yaşlarında bir çocuk polislerin arasından kaçmaya çalıştı. İki polis bu çocuğun arkasından gitti ve çocuğu copla dövmeye başladı. Sonra iri yarı bir polis memuru çocuğun boğazını sıkmaya başladı" dedi.

'BİR ZULÜM VARSA ZALİME ZALİM DEMEKTEN ÇEKİNMİYOR'

Alparslan Kuytul'un parti, şahıs, bir kesim ya da bir cemaat ayırt etmeksizin uğranılan hak ihlaline sessiz kalmadığını söyleyen Semra Kuytul, "Hoca Efendi hem ilim adamı olması sebebiyle hem de imanından dolayı doğruya doğru yanlışa yanlış deme gayreti içinde. Bir zulüm varsa zalime zalim demekten çekinmiyor. Bir haksızlık varsa ortaya koymaktan çekinmiyor. Özellikle din adına yapılan yanlış uygulamalara. Ben biliyorum ki o yapılan din adına yanlış. İnsanlar bugün din adına aldatılıyor ya da din adına zulüm ediliyor. Ben buna sesimi çıkarmak zorundayım " diye konuştu.

Alparslan Kuytul'un iktidarın dini yanlışlarını eleştirdiği için baskıya maruz kaldığını dile getiren Semra Kuytul şöyle konuştu: "Maalesef iktidarda yıllardır eleştirilecek noktaları fazla olduğu için sanki sürekli iktidarı eleştiriyormuş gibi bir durum da ortaya çıkıyor. Oysa hedefindeki iktidar değil dini yanlışlar. Siyasi partiler gibi bir muhalefetimiz söz konusu değil, bu çok önemli bir nokta. Biz her zaman diyoruz bizim onların konutunda, devlet makamlarında gözümüz yok; içeri sızdırmaya çalıştığımız adamlarımız yok. Böyle bir hedefimiz yok! Biz sadece dinimizi anlatma ve yaşamaya çalışan doğruya doğru, yanlışa yanlış demeye çalışan insanlarız. Bu da insanlığımız ve imanımız gereği."

‘DİN İSTİSMAR EDİLİYOR’

İslam dinine birçok kesim tarafından zarar verildiğini en büyük eleştirilerinin de bu olduğunu belirten Kuytul, dinin istismar edildiğine dair şu örnekleri sıraladı:

"Yüz binlerce insanın soruşturmalardan geçirilip hapishaneye atılması. Bylock gibi meseleler yüzünden insanların suç olmadığı sonradan ortaya çıkan konularla hapse atılması. İstanbul Boğazı'nda kafası kesilen asker. Alparslan Kuytul, ‘Sen cellat mısın, hakim mısın, savcı mısın, diye sesini yükseltip bu dönem zulüm dönemi oldu’ demişti."

'BURADA ÇOK AÇIK BİR ZULÜM VAR'

Semra Kuytul sorularımızı ise şöyle yanıtladı:

Alparslan Kuytul, 'FETÖ’cü iddiasıyla hapse atıldı. Neden böyle bir şey yaşandı?

"'FETÖ’yü savunuyorsunuz' suçlamasına maruz kaldı. ‘FETÖ’cü’ iddiasıyla hapse atıldı. Burada çok açık bir zulüm var. Kimin ne maksatla ne yaptığı ayrı bir konu. Ama herkesin açıkça gördüğü bir zulüm var ortada. Sudan bahanelerle bebekli kadınlar evlerinden alınıp hapse atılıyor. Bunları hocamız dile getirdi. O günlerde kimsenin dile getirmediği, çekindiği günlerde dile getirdi. 10 gün geçmedi 30 Ocak 2018 tarihinde operasyon yapıldı. İki sene hapiste yattı. 'sen misin memlekette yapılan zulümleri konuşan'. Vicdani olan insan sessiz kalamıyor. Hoca efendi 'ben bir haksızlık gördüğüm zaman bu kafayı kessen yine konuşurum' diyor."

İktidar sizden ne istiyor?

"Kendilerinden hiçbir şeye karışmayan bir Müslüman tiplemesi isteniyor. Alparslan Kuytul ilim sahibi bir insan. Neden görüşünü söylemesin? İnsanlar fikrini biraz beyan edecek olsa 'o zaman’ parti kur' diye tepki veriyorlar. Hiç mi bir şey demeyelim! Hiçbir şeye karışmayan, kenarda oturan, televizyonlara çıkan hocalar gibi gusülden, abdestten bahseden hocalar gibi. Ama dini görüşü hiçbir zaman olmayan, Kuran'ı yorumlamayan ve topluma karşı duyarsız, bir nevi ruhsuz, cansız Müslüman isteniyor. Devletin istediği yapı böyle bir yapı. Saltanat sahiplerinin kendi koltuklarını muhafaza etmesi için şart olan bir yapı bu."