Seçilmiş olmak siyasi meşruiyet vermez

Bir siyasetçi seçilmiş bile olsa, on beş kez arka arkaya seçilmiş bile olsa, hukuka, Anayasaya uymadığı sürece siyasi meşruiyetten bahsedilemez.

Hem iktidar hem muhalefet aynı hatayı yapıyorlar.

İzliyorum, ne zaman bir tartışma programında bir Erdoğan ya da AKP muhalifi Erdoğan’ı eleştirse Erdoğancılar hemen Erdoğan’ın onu aşan sayıda seçim ve referandumdan galip çıktığını ve siyasi meşruiyet konusunda kendisinin eleştirilemeyeceğini belirtiyorlar.

Muhalifler ise onca başarısızlıktan sonra Erdoğan’ın elinde sadece sandık sonuçlarına bağlı bir siyasi meşruiyet kazanımı kaldığını, ilk seçimlere gölge düşerse bundan da olacağını ifade ediyorlar.

Her iki taraf da hata yapıyorlar.

Bu konuya daha önce de burada değindiğimi hatırlıyorum, temel kavramlarda sorun olunca bu tür hatalar kaçınılmaz oluyor.

Senelerdir ısrarla LGS ve YKS sınavlarında öğrencilerin matematik dalındaki başarısızlığını vurgularım, büyük sayılar kuralı, sonuçlar seneden seneye pek değişmiyor, kırk matematik sorusundan ortalama yedi doğru ancak çıkıyor, büyük bir sorun.

Matematik dalında bir toplum bu kadar başarısız ise siyasi kavramları da anlamak kolay olmuyor.

Matematikte de, siyasette de bir kavramın doğrulu için iki ardıl koşul var: Önce gerekli koşul, sonra yeterli koşul.

Gerekli koşulu tutturduğunuzda şayet yeterli koşulu yerine getiremiyorsanız kavramın doğruluğuna ulaşamıyorsunuz.

Bir siyasetçinin de, diyelim Erdoğan, sandıktan çıkmış olması siyasi meşruiyet için gerekli koşuldur ama yeterli koşul değildir.

Bir siyasetçi zaten seçilmişlik şartını yerine getirmeden yönetime geliyorsa darbecidir, üzerinde fazla tartışılacak şey yoktur

Yeterli koşul ise seçilmişliğe ilaveten görevini hukukun temel ilkelerine, Anayasaya uygun yerine getirmesidir.

Sandıktan çıkmış yani seçilmiş ama Anayasayı ayaklar altına alan bir siyasetçinin siyasi meşruiyetinden bahsetmek mümkün müdür?

Siyasi meşruiyet için seçilmişlik gerekli koşul ise, hukuka, Anayasaya uygun görev yapmak yeterli koşuldur.

Bu iki koşul, gerekli ve yeterli koşullar yani seçilmişlik ve beraberinde hukuka, Anayasaya mutlak uyum halinde siyasi meşruiyetten bahsedilebilir.

Erdoğan’ın hukukla, Anayasa ile ilişkilerine bir bakın.

Seçilmişliğine kimse ciddi bir itiraz getirmiyor zaten.

Sonra da gelin, kolaysa, bu hukuk performansı sonrası, Anayasayı buzluğa kaldırdım diyen birinin Cumhurbaşkanı olduğu ülkede Anayasa Mahkemesi, Danıştay kararları uygulanmıyorlar ise, Erdoğan’ın siyasi meşruiyetinden bahsedin.

Bir siyasetçi seçilmiş bile olsa, on beş kez arka arkaya seçilmiş bile olsa, hukuka, Anayasaya uymadığı sürece siyasi meşruiyetten bahsedilemez.

Hukuka uymak bu kadar mı zordur?

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi