Kavcıoğlu: Rezervler 30 milyar dolar artarak, 120 milyar doların üzerine çıktı

Kavcıoğlu: Rezervler 30 milyar dolar artarak, 120 milyar doların üzerine çıktı
Kavcıoğlu, 'Rezervlerdeki iyileşme öngörülerimizle uyumlu. Rezervler 30 milyar dolar artarak 120 milyar doların üzerine çıktı. Küresel enflasyonun ivmelendiği bir süreci yaşıyoruz' dedi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu, son dönemlerde belirli ürünlerdeki fiyat artışlarının tarihsel ortamalarının oldukça üzerinde olduğunu ama fiyat artışlarının talep kompozisyonundaki normalleşme, arz kısıtlarının hafiflemesi ve baz etkilerinin devreden çıkmasıyla geçici olduğunu değerlendirdiklerini belirterek, "Bu unsurlar, önümüzdeki dönemde ülkemizde de enflasyonu düşürücü yönde etki edecektir" dedi.

Kavcıoğlu, "Rezervlerdeki iyileşme öngörülerimizle uyumlu seyrediyor. Rezervlerimiz, yaklaşık 30 milyar dolar artarak 120 milyar doların üzerine çıkmıştır. Küresel enflasyonun ivmelendiği bir süreci halen yaşıyoruz. Küresel üretim talep artışına yetişemedi. Pandemide politika tepkileri çok güçlü oldu. Aldığımız tedbirlerin finansal piyasaların nakit akışını kolaylaştırıp, koruduğunu gördük" dedi.

FİNANSAL İSTİKRARA DESTEK OLMAYI HEDEFLEDİK

Kavcıoğlu, "2021'in ilk yarısı büyümedeki olumlu görünümün devam ettiğini gösteriyor. Yüksek frekanslı veriler açılmanın etkisiyle işgücü piyasasında da toparlanmaya işaret ediyor. Sanayi sektörü istihdamı son dönemde olumlu seyrediyor. Faiz indirimi kararıyla salgının ekonomik etkilerini gidermek için ilk aksiyonu aldık. Kredi düzenlemeleriyle ihracatçılara imkanlar sağlandı. Pandemi etkilerinin olumsuz etkilerini sınırlamak için nakit akışının işlemeye devam etmesi çok önemliydi" değerlendirmesi yaptı.

Finansın Geleceği Zirvesi’nde salgının küresel ve Türkiye’deki etkilerini değerlendiren Kavcıoğlu, "Koronavirüs salgınının dünya çapında yayılmasıyla birlikte başlayan birinci dönemde küresel ekonomi 2008 yılındaki finansal krizi de aşan zorlukta bir dönem geçirmiştir. Salgının büyük ölçekli bir arz şokuna da yol açması 2008 finansal krizinden farklı olarak ekonomiler üzerindeki olumsuz etkinin daha yüksek ve kalıcı olmasına yol açmıştır" dedi.

Salgın döneminde finansal sisteme ve reel sektöre ihtiyaç duydukları likiditeyi uygun koşullarla sağlayarak, finansal istikrara ve salgın sonrası toparlanma sürecine destek olmayı hedeflediklerini belirten Kavcıoğlu, "Türkiye, OECD ülkeleri ve Çin ile birlikte değerlendirildiğinde 2020 yılında pozitif büyüme kaydeden iki ekonomiden biri olmuştur. 2021 yılı ilk yarısına ilişkin açıklanan veriler, büyümedeki olumlu görünümün devam ettiğini gösterdi" dedi.

SON DÖNEMDEKİ ÜFE ARTIŞI, KUR VE EMTİA FİYATLARIYLA AÇIKLANAMIYOR

Yüksek frekanslı verilerin işgücü piyasasında toparlanmaya işaret ettiğini söyleyen Kavcıoğlu, "Hizmetler sektörü istihdamı salgına dair kısıtlamaların da etkisiyle daha yavaş bir toparlanma sergilerken, son dönemde burada güçlü bir istihdam artışı ile salgın dönemi kayıplarının tamamen telafi edildiğini gördük" dedi.

Enflasyonun yükselmesinde başlıca etmenlerden biri artan emtia fiyatları olduğunu vurgulayan Kavcıoğlu, emtia fiyatlarındaki artışa paralel olarak, üretimin hızla artan talebe aynı hızda cevap verememesi nedeniyle oluşan arz kısıtlarının da fiyatların yükselmesinde etkili olduğunu söyledi.

"Ülkemizde de geçmiş dönemlerde üretici enflasyonundaki gelişmelerin kur ve emtia fiyatları ile büyük ölçüde açıklanırken, son dönemde bu iki belirleyicinin üretici enflasyonunu açıklamakta yetersiz kalması arz yönlü ilave unsurlara işaret ediyor" diyen Kavcıoğlu, Avrupa Bölgesi için yapılan son anketlerde arz kısıtlarının imalatı sınırlayan faktörler arasında ön sıralarda olduğunu ve hammadde teminindeki kısıtların üretimi kısıtlayıcı rolünün belirgin şekilde arttığının altını çizdi.

ENFLASYONU DÜŞÜRÜCÜ YÖNDE ETKİLER

Üretici ve tüketici enflasyonu arasındaki farkın son dönemde birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ülkede uzun dönem ortalamasının oldukça üzerine çıktığını dile getiren Kavcıoğlu, küresel merkez bankalarının enerji ve salgın kaynaklı fiyat artışlarının talep kompozisyonundaki normalleşme, arz kısıtlarının hafiflemesi ve baz etkilerinin devreden çıkmasıyla geçici olduğunu değerlendirdiğini belirterek, "Bu unsurlar, önümüzdeki dönemde ülkemizde de enflasyonu düşürücü yönde etki edecektir" diye ekledi.

Son dönemde belirli ürünlerdeki fiyat artışlarının tarihsel ortalamalarının oldukça üzerine çıktığını ifade eden Kavcıoğlu, "Bu durumun bir sebebi, biraz önce de değindiğim gibi salgına bağlı olarak emtia fiyatlarındaki artışlar ve arz kısıtları gibi gelişmeler olsa da, bu unsurlar tek başlarına bazı ürünlerdeki fiyat artışlarını açıklamakta yeterli olmayabiliyor. Özellikle salgından olumsuz etkilenen ve salgından sonra talebin canlı olduğu sektörlerde fiyatlarda daha yüksek artışlar görüyoruz. Ancak ortaya çıkan bu fiyatlama davranışlarının, ekonomik ve sosyal normalleşme hız kazandıkça önümüzdeki dönemde yeniden salgın öncesi haline yakınsayacağını değerlendiriyoruz" dedi.

TÜRKİYE, FİYATLARIN EN ÇOK ARTTIĞI ÜLKELER ARASINDA YER ALIYOR

Tüketim sepeti içerisinde gıda ağırlığının ve yurt içi gıda enflasyonunun ülkeler arasında farklılaşabildiğini belirten Kavcıoğlu, "Türkiye, ülkelerarası bir değerlendirme yapıldığında fiyatların en çok arttığı ülkeler arasında yer almaktadır. Tabloda, ağustos ayında gıda enflasyonunun son üç yılın ortalamasından oldukça yüksek gerçekleştiğini görüyoruz" dedi.

Merkez bankalarının bu süreçte tüm politika araçlarını kullanarak fiyat istikrarını sağlamayı ve salgın sonrası normalleşme sürecinin devamına destek olmayı sürdüreceklerini vurgulayan Kavcıoğlu, Tüm merkez bankaları gibi salgının seyrine dair gelişmeleri ve küresel ekonomiye etkilerini yakından izlediklerini söyledi.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar