Prof. Dr. Aziz Konukman: Geçiş dönemlerinde sabit kur uygulanabilir, emekçileri korur

Prof. Dr. Aziz Konukman: Geçiş dönemlerinde sabit kur uygulanabilir, emekçileri korur
Konukman, Para Kurulu önererek, 'Para basıp faizleri piyasaya bırakan ama döviz kurunu sabit tutan bir Merkez Bankası... Kurun sabit tutulduğu bir rejim her zaman emek gelirini korur' dedi.

ARTI GERÇEK - İktisatçı Prof. Dr. Aziz Konukman, Birgün gazetesinde yer alan bugünkü yazısında, bir Para Kurulu oluşturularak geçiş döneminde kurun sabitlenebileceğini dile getirdi. Konukman, "Düşüncem Merkez Bankası’nın bağımsızlığına son verilmesi ve para kurulu gibi işletilmesidir. Nedir para kurulu? Döviz geldikçe para basan bir Merkez Bankası yani bağımsız para basıp faizleri piyasaya bırakan ama döviz kurunu sabit tutan bir Merkez Bankası. Çünkü döviz kurunun sabit tutulduğu bir rejim her zaman emek gelirlerinin korumasını sağlar. Peki sermaye hareketlerinin serbest olduğu bir yerde sabit kur rejimi olabilir mi? Bu burjuva kitaplarında da var ve geçiş dönemlerinde olabilir. Geçiş dönemi programında bu emek cephesi için avantajlı bir durum olabilir" dedi.

Konukman, yazısında şu değerlendirmelerde bulundu:

"Şimdi burada da tüm iktidar sermayeye verilmiş durumda. Liyakatli bir sosyal demokrat parti iktidara gelse bile sermayenin bu hegemonyasını aşamaz. Farklı düzen partilerinin farklı programları olabilir ama Post Washington Uzlaşısı’nın inşa ettiği o kalkınma paradigmasının dışına çıkamaz. Buradan çıkabilecek tek güç sosyalist partilerin kendileridir.

MINTIKA TEMİZLİĞİ ŞART

Bunun da yolu önce bir mıntıka temizliği yapmaktır. Bu mıntıka temizliği de mevzuattan tutun da yerleştirilen tüm kadrolara kadar yapılmalıdır. Mesela yeni bir Cumhurbaşkanı seçildi. Bugüne kadar ne kadar tahribat yapıldıysa, nerelere hangi kadrolar yerleştirildiyse hepsinin bir gecede, bir kararnameyle temizlenmesi gerekir. Güçlü parlamenter rejim diyenlerin böyle bir arayışın içerisinde olacağını düşünmüyorum. Çünkü sermaye zaten bu tür böyle kökten dönüşümlere kapalıdır. Düzen muhalefeti de sermayeden çok bağımsız hareket edemez. Bu yüzden bu mıntıka temizliğini yapamaz.

SABİT KUR EMEKÇİLERİ KORUR

Düşüncem Merkez Bankası’nın bağımsızlığına son verilmesi ve para kurulu gibi işletilmesidir. Nedir para kurulu? Döviz geldikçe para basan bir Merkez Bankası yani bağımsız para basıp faizleri piyasaya bırakan ama döviz kurunu sabit tutan bir Merkez Bankası. Çünkü döviz kurunun sabit tutulduğu bir rejim her zaman emek gelirlerinin korumasını sağlar. Peki sermaye hareketlerinin serbest olduğu bir yerde sabit kur rejimi olabilir mi? Bu burjuva kitaplarında da var ve geçiş dönemlerinde olabilir. Geçiş dönemi programında bu emek cephesi için avantajlı bir durum olabilir.

NOMİNAL SERVET VERGİSİ

Servet vergisini servetleri eriterek yapmak çok zordur. Çünkü bazı vergileri koyduğunuz zaman, kişi vergiyi ödeyebilmek için servetini satmak durumundadır. Burada onu ancak sosyalist bir rejimle yapabilirsiniz. Burada geçiş döneminde nominal bir servet vergisi alınmalıdır. Bankalarda belli bir mevduatın üzerinde parası olanlara bir işlem vergisi konabilir. Bu artan oranlı küçük bir vergi olabilir. Yani daha yukarıya doğru çıktıkça isterseniz sabit oranla yapabilirsiniz.

TEMEL MAL VE HİZMETLERDE VERGİ DÜŞÜRÜLMELİ

Emekçilerin en büyük masraf kalemlerinden yüzde on sekiz KDV alınıyor. Bunun yüzde bire düşürülmesi için Mecli’se önerge verildi, muhatap bile alınmadı. CHP’nin bu önergenin arkasında durması lazım. En azından kayıtlarına düşmesi lazım, tutanaklara geçirmesi lazım. Onun için mutlaka ve mutlaka temel mal ve hizmetlerin en düşük vergi oranında KDV’ye tabi tutulması lazım. Kesinlikle ÖTV’nin tasfiye edilmesi lazım. Eğer geçiş dönemi diyorsak lüks mallarda yüksek vergi alınıp, işçi sınıfının sepetine giren şeylerden düşük vergi alınmalıdır. Mesela lüks arabalardaki vergiye ağırlık verilip, normal araçlardan vergi alınmamalıdır. Çünkü arabalar artık bir ücret malıdır. Marx’ın meşhur ücret sepetini hatırlayalım. Sosyal yönden gerekli emek zamanını içerecek bir sepet. Çağdaş dönemde buzdolabı, bilgisayar, otomobil kullanıyorsa bunların emeğin ücretlerinin bir parçası olması lazım. Bundan vergi alınmaması lazım. O zaman antisosyal bir vergiye dönüşüyor bu."

Öne Çıkanlar