Mülteci çocukların çektiği fotoğraflar sergiye dönüştü: Muhit

Mülteci çocukların çektiği fotoğraflar sergiye dönüştü: Muhit
Mülteci çocukların çektiği fotoğraflar sergiye dönüştü. Her çocuğun 3 fotoğrafla katıldığı sergide toplamda 72 fotoğraf ve 46 zihin haritası yer alıyor.

Seda TAŞKIN 


+GERÇEK - İzmir Kent Konseyi ve Birleşmiş Milletler Mülteci Örgütünün ortaklaşa düzenledikleri Muhit adlı fotoğraf sergisi sanatseverlerle buluştu.

Muhit kent çeperindeki yaşamı, fotoğrafçılık eğitimi alan mülteci çocukların gözünden izleyiciye sunuyor. İzmir Bıçakçı Han’da açılışı yapılan sergi, 2 Ocak tarihine kadar devam edecek. 

Serginin içeriğini ve izleyiciye ulaşma serüvenini İzmir Kent Konseyi Genel Sekreteri Emre Saygılı ve Fotoğrafçı Mert Çakır ile konuştuk. 

Öncelikle sergi fikri nasıl ortaya çıktı? 

Mert Çakır: İzmir Kent Konseyi ve BM Mülteci Örgütü (UNHCR) İzmir’de aktif olarak mültecilerin yaşamlarının iyileştirilmesi için çalışan kuruluşlar. Sergi fikri de zorunlu göçle kente gelen nüfusun ihtiyaçlarının belirlenmesine yönelik yapılması planlanan bir dizi çalışmanın ilk etabı olarak ortaya çıktı. Amacımız mültecilerin yaşadığı bölgeleri belgeleyerek izleyiciye sunmaktı. Bunu da fotoğraflar ve zihinsel haritalar üzerinden kurguladık. Sergide çocukların çektiği fotoğraflar, Prof. Dr. Melek Göregenli’nin yürüttüğü zihinsel harita çalışmalarıyla birlikte onların yaşadığı yerlere, İzmir’in etrafında konumlanan "muhite" dair daha çok şey öğrenme fırsatı sunuyor bizlere. Serginin öncelikli çıkış noktalarından birisi buydu. Ben de Büşra Hızlıer’in de katkısıyla hem çocukların fotoğraf eğitimlerini tamamlamalarında hem de bu sürecin belgelenmesine katkıda bulunmaktan çok keyif aldım. 

Sergi ile ne amaçladınız? 

Emre Saygılı: AB-Türkiye göçmen mutabakatı krizinin sonuçları pandeminin yarattığı yeni koşullarla birlikte mülteciler açısından daha da ağır oldu. İzmir’de ve birçok kentte yeni sorunlar, ihtiyaçlar belirdi. Kent politikaları bu türde sorunların olumlu anlamda çözülmesine veya daha da derinleşmesine yol açabiliyor. Temel amacımız bu politikaların ihtiyaç sahibi toplulukların lehine işleyecek biçimde ilerlemesi. Mülteci çocukların İzmir’ini farklı yöntemlerle belgeleme isteğimiz biraz böyle öne çıktı. Sergide yer alan fotoğraf ve bilişsel haritaların kent yönetiminin ihtiyacı olan politikalara zemin hazırlayacak türden belgelere dönüşebildiğini göstermek 2022 yılı içerisinde yapacağımız kitap çalışmasıyla biraz daha kolay olacak. Şimdilik sergideki eserler, izleyicinin mülteci toplulukların yaşamlarına dair dinamikleri daha iyi anlamasına, çocuklarla ve onların yaşadığı mahallelerle temas edebilmesine ve elbette yerliler ile İzmir’in yeni sakinleri arasındaki görünmeyen duvarların ortadan kalkmasına olanak tanıyor. 

Sergide kaç fotoğrafçı yer alıyor? 

Mert Çakır: Atölye çalışmaları cinsiyet eşitliği esas alınarak her grupta 3 erkek ve 3 kız çocuğu olmak üzere toplamda 24 çocukla devam etti. Her çocuğun 3 fotoğrafla katıldığı sergide toplamda 72 fotoğraf ve 46 zihin haritası yer alıyor. 

Atölye çalışması için nerelere gidildi, özellikle seçilen yerler var mıydı?

Emre Saygılı: Atölyelere katılan çocuklar İzmir’deki Suriyeli mülteci nüfusun yoğun yaşadığı dört farklı bölgeden seçildi ve hepsi Suriyeli. Bornova’da Mevlana ve Buca’da Göksu Mahalleleri, Karabağlar’da Eski Çamlık Mahallesi ve Basmane’deki farklı mahallelerden katılım sağlandı. 

Fotoğraf eğitimi ne kadar sürdü? Özellikle mülteci çocukların seçilmesinin nedeni neydi?

Emre Saygılı: Eğitimler Mert’in olağanüstü çabasıyla 2 hafta boyunca devam etti. Atölye dışındaki zamanlarda da çocuklar ödevlerini yaptı, mahallelerini, ailelerini fotoğrafladılar. Bu fotoğrafların çoğu sergide yer alıyor. Çocukların seçilmesinde İzmir Kent Konseyi ve UNHCR ile temas halinde çalışan birçok dernek yardımcı oldu. Yapmayı planladığımız çalışmaların ilk etabı merkez ilçelerde yaşayan Suriyeli mültecileri kapsıyordu. Önümüzdeki yıl mevsimlik göçmen işçilerin yaşadığı yerlere doğru ilerleyeceğiz.

Çocuklar fotoğraf çekerken özellikle nelere yöneldi?  

Mert Çakır: Fotoğrafla gözlem yapma çalışması genel olarak photo-voice yöntemi olarak bilinir. Çalışmanın genel amaçlarından biri çocukların yaşadıkları yerleri nasıl algıladıkları, nasıl gözlemledikleri ve nelerin dikkatlerini çektiklerinin fotoğraflanmasıydı. Buradan aslında Çocukların yaşadıkları muhit ve şehre karşı bakış açılarını ve yaklaşımlarını gözlemlemek ve aynı zamanlarda onları bir üretim sürecine dâhil ederek yaratıcı yanlarını açığa çıkararak üretime teşvik etmekti.  Neredeyse hiçbiri daha önce bir fotoğraf makinesi kullanmamıştı ve sürekli bunun heyecanını dile getiriyorlardı. Tevazu dolu bir yaşamları olduğunu gözlemledim, mesela bir katılımcımız, arkadaşlarına fotoğraf çektiğinden bahsetmiyormuş, neden diye sorduğumuzda onları kıskandırmak istemediğinden bahsetiyordu bu galiba benim aklımda kalan en ilginç diyalogtu.  

Sergi ne zaman açıldı ve ne zamana kadar sürecek?

Mert Çakır: Sergiyi İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yeni restore ettiği, bıçakçı handa 21 Aralık günü açılışını yaptık. İlk önce Büşra Hızlıer tarafından hazırlanan, projenin video dokümantasyon videosunu izleyebileceğiniz bir odada başlıyor ve hemen arkasındaki salonda da Fotoğrafların ve Melek hocanın zihinsel haritalama çalışmasını 2 Ocak’a kadar görebilirsiniz.

Öne Çıkanlar