Merkez Bankası faiz kararını açıkladı: Enflasyonda belirgin düşüş olana kadar parasal sıkılaştırma sürecek

Merkez Bankası faiz kararını açıkladı: Enflasyonda belirgin düşüş olana kadar parasal sıkılaştırma sürecek
Merkez Bankası, Para Politikası Kurulu toplantısında politika faizini yüzde 19'da sabit tutma kararı aldı. Karara göre, enflasyonda belirgin düşüş olana kadar parasal sıkılaştırma sürecek.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), haftalık gösterge repo faizinde piyasa beklentileri doğrultusunda değişikliğe gitmedi. TCMB Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısının ardından yapılan açıklamaya göre, haftalık repo faizi yüzde 19,00 olarak kaldı. Piyasa beklentileri politika faizinin değiştirilmeyeceği yönündeydi.

TCMB, mart ayında 100 baz puanlık faiz artırımı beklentisine karşın 200 baz puanlık artırım kararı ile faiz bugünkü seviye olan yüzde 19,00'a yükseltilmiş, nisan ayında ise beklentilere paralel olarak sabit bırakmıştı.

TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu, Banka'nın Genel Kurulu ve "Enflasyon Raporu" sunumunda, enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana kadar politika faizini, güçlü dezenflasyonist etkiyi muhafaza edecek şekilde, enflasyonun üzerinde bir düzeyde oluşturmaya devam edeceklerini söylemişti.

Merkez Bankası Beklenti Anketinde enflasyon beklentisi yıl sonu için yüzde 13,81, 12 ay sonrası için yüzde 11,81 ve 24 ay sonrası için yüzde 9,99 seviyesinde bulunuyor.

TCMB'nin enflasyon beklentisi 2021 yıl sonu için yüzde 12,2, 2022 yıl sonu için yüzde 7,5 seviyesinde bulunuyor. TÜİK en son tüketici fiyatlarını yıllık yüzde 17,14 olarak açıkladı.

TCMB'nin bir sonraki toplantısı 17 Haziran'da gerçekleştirilecek.

 TCMB'nin faizi sabit bırakan kararında şöyle denildi:

Merkez Bankası'nın faiz kararında şu ifadeler kullanıldı:

Salgına bağlı olarak 2020 yılında sert daralan küresel ekonomi, destekleyici politikalar ve aşılama sürecindeki olumlu gelişmelerin etkisiyle toparlanmaya devam etmektedir. Bu iyileşme sürecinde, özellikle imalât sanayi faaliyeti ve küresel ticaretteki ivmelenme belirleyici olmaktadır. Son dönemde emtia fiyatlarında yeniden artış gözlenirken, yükselen küresel enflasyon beklentilerinin uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri önemini korumaktadır.

Salgının sınırlayıcı etkilerine rağmen yurt içi iktisadi faaliyet güçlü seyretmektedir. Salgın kısıtlamalarına bağlı olarak iç talep bir miktar ivme kaybederken, dış talep gücünü korumaktadır. İmalât sanayi faaliyeti kuvvetli bir ivme sergilerken, salgın kısıtlamalarından olumsuz etkilenen hizmet sektörlerindeki zayıf seyir sürmektedir. Bununla birlikte, salgının gidişatı ve aşılama sürecine bağlı olarak iktisadi faaliyet üzerinde her iki yönde riskler bulunmaktadır. Ticari kredilerin yanı sıra bireysel kredilerde de daha ılımlı bir seyir gözlenmekle birlikte, bu gelişmenin kalıcılığı makroekonomik istikrar açısından yakından takip edilmektedir. Emtia fiyatlarındaki yükselişe karşın, ihracattaki güçlü artış eğilimi, altın ithalatındaki belirgin gerileme ve finansal koşullardaki sıkılaşmanın etkisiyle kredilerde gözlenen yavaşlama cari işlemler dengesinde öngörülen iyileşmeyi desteklemektedir.

Talep ve maliyet unsurları, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyeler, fiyatlama davranışları ve enflasyon görünümü üzerinde risk oluşturmaya devam etmektedir. Parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkileri gözlenmeye başlamıştır. Enflasyon ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyeler dikkate alınarak, Nisan Enflasyon Raporu tahmin patikasındaki belirgin düşüş sağlanana kadar para politikasındaki mevcut duruş sürdürülecektir. Bu doğrultuda Kurul, politika faizinin sabit tutulmasına karar vermiştir.

TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. Enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar politika faizi, güçlü dezenflasyonist etkiyi muhafaza edecek şekilde, enflasyonun üzerinde bir düzeyde oluşturulmaya devam edilecektir.

Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikâmesinin başlaması, döviz rezervlerinin artış eğilimine girmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır.

Kurul, kararlarını şeffaf, öngörülebilir ve veri odaklı bir çerçevede almaya devam edecektir."

Öne Çıkanlar