Madra Dağı'nda doğa tahribatı devam ediyor

Madra Dağı'nda doğa tahribatı devam ediyor
EGEÇEP Çevre ve Kültür Platformu'ndan yapılan açıklamada 'TÜMAD altın madeni kapatılıncaya kadar, her türlü direnme hakkımızı kullanacağız' denildi.

ARTI GERÇEK- EGEÇEP Çevre ve Kültür Platformu, İvrindi-Burhaniye sınırları içerisinde yer alan ve salgına rağmen faaliyetlerine devam eden TÜMAD altın madeni işletmesinin "gözlerden uzak" şekilde doğa talanını sürdürdüğünü açıkladı.

Çevreya zarar veren söz konusu madencilik faaliyetinin sonlandırılması için her türlü hukuki ve toplumsal mücadeleyi vereceklerini ilan eden EGEÇEP Çevre ve Kültür Platformu bir yazılı açıklama yayınladı. 

Açıklama şöyle: "Ülkemiz yine çok büyük bir doğa talanı ile yüz yüze. Nurol holdinge bağlı TÜMAD Altın Madeni, İvrindi’de, 6 bin 606 hektarlık ruhsat ve 856 hektarlık işletme alanı ile Türkiye’nin en büyük altın madeni işletmesi. Madra Dağı üzerinde bulunan bu madenin ruhsat alanı Balıkesir, Manisa ve İzmir il sınırları içinde yer almaktadır. Maden işletmesinin konuşlandığı yükseklik nedeniyle çevresindeki çok sayıda köyün yanısıra; Edremit, İvrindi, Balıkesir, Burhaniye, Ayvalık ve Bergama’yı etkileme riski bulunmaktadır.

Tüm dikkatlerin Kazdağları’na çevrildiği şu günlerde, TÜMAD, gözlerden uzak doğa talanını sürdürmektedir. Gelişmeleri özetleyecek olursak:

Nurol Holding’e bağlı TÜMAD Madencilik Şirketi, ilk etapta 10 yıllık işletme ruhsatı almış olup (ruhsatın süresinin ve alan büyüklüğünün artabileceği anlaşılmakta) ÇED raporunda toplamda 75.3 milyon ton altın cevheri çıkarılacağı ve 75.3 ton altın elde edileceği belirtilmektedir 
 
ÇED raporuna göre maden şirketinin üretim sürecinde işletme alanında çapı 900 metreyi, derinliği 250 metreyi bulan dört adet ocak açacağı görülmektedir. Çevreciler büyüklükleri nedeniyle bu açık ocakları "cehennem çukuru" olarak adlandırmaktadır. Bu veriler üzerinden açık ocakların, yeraltı su seviyesine ulaşacağı, hatta altına ineceği, böylece yöredeki yeraltı sularının kirleneceği anlaşılmaktadır. Alanda ilk açık ocak açılmış ve atık havuzu yapılmış durumdadır.

Çok sayıda ağaç kesilerek açılan alanda konuşlanan maden işletmesi başta Madra Dağı ekosistemi olmak üzere, ormanlara, yaylalara, meralara, tarım alanlarına, zeytinliklere, derelere, yeraltı su kaynaklarına ve çevredeki canlıların yaşamına olumsuz etki yapacaktır. Yöreden alınan görüntüler, daha şimdiden on binlerce ağacın kesildiğini gözler önüne sermektedir. Birçok mera da maden sahasının içinde kaldığından şimdiden kullanılamaz hale gelmiştir. 

ÇED raporundan;
- cevhere ulaşmak için 76 milyon tondan fazla pasa (cevher bulunmayan toprak) çıkarılacağı,
- işletmede yığın liçi yönteminin kullanılacağı,
- 100 hektarlık alana yayılan jeomembran adı verilen plastik örtü üzerine tonlarca cevherin yığılacağı,
- yığılan cevher üzerine yerleştirilen borularla siyanür yağmurlaması yapılacağı anlaşılmaktadır.

Siyanür, yağmurlama sürecinde buharlaşarak havaya karışacak, çevreye yayılarak yaşayan tüm canlılara zarar verecek, insanlarda uzun erimde guatr, doğumsal anomaliler, psikiyatrik hastalıklara neden olacaktır. Pasa dağlarında gerçekleşecek asit-maden drenajıyla ve cevher yığınlarında uygulanan siyanür nedeniyle serbestleşen ağır metaller doğaya yayılacaktır Ağır metallerin ise doğal döngülere karışarak insanlar üzerinde çeşitli kanserlere, farklı organlarda işlev bozukluklarına, sistemik zararlara (solunum, dolaşım, sinir, bağışıklık, üreme sistemleri) yol açabileceği bilinmektedir.

Tarımsal üretimde kullanması gereken yeraltı sularının önemli bir bölümünün madende kullanılması çitfçilerimizin karşılacağı bir başka sorun olacaktır. Çok önemli bir sorun ise, maden sahası Düdüklü Pınarı’nın tam üstünde yer aldığından Düdüklü Pınarı’nın kuruması veya kirlenmesidir. Bu pınarın suyu, çevredeki köy ve şehirlerin içme suyu ihtiyacı için de kullanılmakta, Burhaniye’deki pek çok sokakta da kaynağı Düdüklü Pınarı olan su çeşmeleri bulunmaktadır.

Kısaca özetlediğimiz bu son derece önemli çevresel ve sağlık etkileri nedeniyle, TÜMAD altın madeni işletmesine karşı, bu maden kapatılıncaya kadar, her türlü hukuki ve toplumsal direnme hakkımızı kullanacağımızı kamuoyu ile paylaşıyoruz."

Öne Çıkanlar