Libya’da çift taraflı ateşkes, Ankara suskun

Fransa lideri Macron’un Feyyaz Serrac’ı Fransa’ya davet etmesi ve Serrac’ın da daveti kabul etmesi yeni politik senaryolara kapı aralıyor.

21 Ağustos günü, Türkiye’de gündemi, "müjde vereceğiz" diye esir eden AKP Genel Başkanı Erdoğan, 320 milyar metreküplük doğalgaz rezervi açıklamasını yaparken, günün gerçek müjdesi Libya’dan geldi. Libya’nın Kaddafi sonrasında devam eden kanlı iç savaşının her iki tarafı da ateşkes açıklamaları yaptı.

Trablus hükümetinin Başbakanı Feyyaz el Serrac, Libya’da tek taraflı olarak ateşkes ilan etti. Serrac, Mart ayında parlamento ve devlet başkanlığı seçimleri için de çağrı yaptı. Tobruk’taki Temsilciler Meclisi’nin başkanı Agila Salih'in de eşzamanlı biçimde ateşkes ilan etmesi ve Mart ayında seçimler için çağrı yapması ile, çift taraflı ateşkes durumu ortaya çıktı. ABD, Rusya, Fransa, İtalya, Mısır, Cezayir, Umman, Arap Birliği gibi farklı güçler ateşkesi selamlarken, Türkiye Dışişleri de üzerinden 4 gün geçtiği halde, Libya’daki ateşkesle ilgili bir açıklama yapmış değil. 

Ateşkesle birlikte gelen en önemli gelişme, Doğu Libya’nın (Haftar güçleri) petrol ambargosunu kaldıracak olması. Petrol gelirleri Libya Ulusal Petrol Şirketi’nin (NOC) Libya dışındaki bir hesabında toplanarak, Berlin Konferansı sonuçları temelinde kapsamlı siyasi çözüm gerçekleşene kadar dondurulacak. Ancak ondan sonra kullanılabilecek. 

Her iki tarafın açıklamasını dikkatli okuduğumuzda en önemli anlaşmazlığın Sirte şehrinden Cufra hava üssüne uzanan hat konusunda olduğu görülüyor. Serrac, etkili bir ateşkes için Sirte-Cufra hattının silahlardan arındırılması çağrısı yaptı. Agila Salih ise, Cufra’dan bahsetmezken, Sirte’nin yeni kurulacak hükümetin merkezi olabileceğini, böylece Doğu-Batı Libya arasında yakınlaşmasının sağlanabileceğini söyledi (Sirte ülkenin ortasında yer alıyor). Agila Salih, ayrıca, "ateşkesin her türlü yabancı askeri müdahalenin yolunu kapattığını, paralı askerlerin sınırdışı edilmesi ve milislerin dağıtılması yolundan tam ulusal egemenliğin tesisiyle sonuçlanacağını" belirtti. 

Ancak Libya Ulusal Ordusu ve Halife Haftar’ın sözcüsü Mismari, ateşkes ilanının sadece bir örtü, bir medya pazarlaması olduğunu ve Serrac güçlerinin Sirte’ye yeni bir saldırı planladığını, bu amaçla Türkiye donanmasının Sirte’ye doğru hareket halinde olduğunu öne sürdü. Trablus hükümetinin resmi gövdesini oluşturan Yüksek Devlet Konseyi ise Halife Haftar ile her türlü diyalogu reddeden bir karar aldı. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) ise ateşkes ilanına rağmen Ankara’nın Suriyeli paralı askerlerin Libya’ya transferini sürdürdüğünü açıkladı

Sirte’nin askersizleştirilmesi temelinde ateşkes görüşmeleri için lobi çalışmalarını bir süredir ABD ve Almanya’nın yürüttüğünü NY Times yazdı. Ankara’nın derin suskunluğu, ateşkes sürecinin kaderine etki edebilecek unsurları bağrında taşıyor. Eskilerin deyimiyle "Osmanlı’da oyun bitmez". Ancak Fransa lideri Macron’un Feyyaz Serrac’ı Fransa’ya davet etmesi ve Serrac’ın da daveti kabul etmesi yeni politik senaryolara kapı aralıyor. Libya’da ABD, Fransa, Almanya, İtalya ve Rusya anlaşmasıyla yeni bir politik yapılanmaya doğru gidildiğinin sinyalleri büyüyor. Ne var ki ateşkes halen çok kırılgan. Bu ateşkes de bozulursa, bu kez Rusya’nın artık Libya’nın kalıcı biçimde ikiye bölünmesi senaryosunu devreye sokabileceği kimse için sır değil.

Anlaşılan çift taraflı ateşkes Ankara’da soğuk karşılandı. Sebebini anlamak zor değil. Daha 22 Temmuz’da Türkiye ve Rusya dışişleri bakan yardımcıları arasında Libya üzerine ateşkes anlaşması imzalanmamış mıydı? Bu anlaşmada kapsamlı görüşmelerin Moskova’da sürdürüleceği belirtilmiyor muydu? Bir anlamda, artık Libya meselesinin "siyasi patronlarının" Türkiye ve Rusya olduğu belirlenmemiş miydi? Nasıl olur da Almanya ve ABD’nin ateşkes önerisi temelinde görüşmeler yapılıp AKP iktidarının imtiyazları garanti altına alınmadan Libyalı taraflar aralarında anlaşabilirler? Acaba Serrac hükümeti de mi "bizi aldattı"? 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi