Kobanê Davası: Mahkeme Başkanı görevden mi alındı?

Kobanê Davası: Mahkeme Başkanı görevden mi alındı?
Davanın beşinci duruşmasına mahkeme başkanı katılmadı. Başkanın iki duruşmaya raporlu olarak katılmaması görevden alındığı ya da dosyaya bakmayı bıraktığı şeklinde değerlendiriliyor.

Seda TAŞKIN 


ARTI GERÇEK- Eski Halkların Demokrakit Partisi (HDP)  Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın aralarında bulunduğu 28’i tutuklu 108 kişi hakkında açılan Kobanê Davası’nın beşinci duruşması Sincan Cezaevi kampüsünde, 22. Ağır Ceza Mahkemesinde görülüyor. 

IŞİD’in Kobanê’ye yönelik saldırıları üzerine 6-8 Ekim 2014’te yaşanan protestolar nedeniyle Halkların Demokratik Partisi (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri ve yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 108 isim hakkında açılan davanın 5’inci duruşması Sincan Cezaevi Kampüsü’nde başladı. 

Duruşmayi, HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkanı Yardımcısı Ümit Dede, HDP Milletvekilleri, Mahmut Toğrul, Züleyha Gülüm, Serpil Kemalbay, Habip Eksik, Hişyar Özsoy, Kemal Pekgöz, İmam Taşçıer, Sait Dede, Gülistan Kılıç Koçyiğit, Tülay Hatimoğulları, Ali Kenanoğlu ve avukatların yanı sıra İstanbul ve Ankara’dan çok sayıda HDP üye ve yöneticisi izledi. 

MAHKEME BAŞKANI DURUŞMAYA KATILMADI: GÖREVDEN Mİ ALINDI?

Sincan cezaevinde tutuklu bulunan siyasetçiler duruşmada hazır bulunurken farklı cezaevlerinde bulunan siyasetçiler Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Tutuksuz yargılanan yerine kayyım atanan Kars Belediye Eşbaşkanı Ayhan Bilgen duruşmada hazır bulundu. 

Mahkeme başkanı raporlu olduğu gerekçesiyle duruşmaya katılmadı. Geçici bir heyet duruşmayı yönetti. 

Duruşmaya verilen aradan sonra söz alan geçici mahkeme başkanı, asıl mahkeme başkanının ameliyat olduğu gerekçesiyle iki ay kadar duruşmalara katılmayacağını söyledi.

Ancak geçici mahkeme başkanının, asıl mahkeme başkanı için önce 'bir hafta yok', ardından da 'bir-iki ay yok' demesi dikkat çekti. Mahkeme başkanının ameliyat olduğu bilgisine rağmen avukatlar kendisini bu hafta adliyede gördüklerini belirtti.

Başkanın iki duruşmaya raporlu olduğu gerekçesiyle katılmaması görevden alındığı ya da dosyaya bakmayı bıraktığı şeklinde değerlendiriliyor.

TUTUKLU SAYISI 21 OLDU 

Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada dosyaya gelen evraklara dair bilgi veren mahkeme başkanı, yerine kayyım atanan Diyarbakır Belediyesi Eşbaşkanı  Gültan Kışanak, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel birleştirilen dosyalarını okudu. Önceki duruşmalarda hakkında yakalama kararı verilen kadın aktivist Aynur Aşan’ın dosya kapsamında tutuklandığını belirtti. Aşan’ın tutuklanmasıyla birlikte tutuklu sayısı 21’e yükseldi. 

Duruşmaya tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS ile bağlanan Aşan, Kürtçe konuşarak, İ-iddianamenin tarafına tebliğ edilmediğini söyledi. Daha sonar esasa ilişkin tutuklu siyasetçilerin savunması istendi. MYK üyesi Meryem Adıbelli, Kürtçe yaptığı konuşmasında, "Mahkeme başkanı olmadığından savunmamı bu hafta da yapmayacağım" dedi. Geçici mahkeme başkanı mahkeme başkanının ne zaman geleceğinin belli olmadığın söyledi. 

‘BAŞKAN BİR HAFTA GELMEYECEK’

Daha sonra konuşan Avukat Kenan Maçoğlu, mahkeme başkanının olmadığı duruşmada müvekillerinin savunma yapmak istediğini belirtti. Bu sözler üzerine geçici mahkeme başkanı bu hafta gelmeyeceğini belirtti. Makul talepte bulunduklarını belirten Maçoğlu, başkanın bir hafta gelmeyeceğine dair kendilerine bilgi verilmediğini yeni bilgi üzerine müvekkilleriyle görüşeceklerini ifade etti. 

Avukatların müvekkilleriyle görüşmek istemesi üzerine duruşmaya ara verildi. Avukatlar verilen arada müvekkilleriyle görüşerek savunma verip vermeyeceklerine dair kararlarını bildirecek. 

Duruşmaya bir buçuk saat ara verildi.

Aranın ardından geçici mahkeme başkanı, duruşmanın mahkeme başkanının bir buçuk iki ay kadar bir süre içinde duruşmalara katılamayacağını söyledi.  Daha sonra Avukat Kenan gelen giden evraklara ilişkin konuştu. Maçoğlu, talep ettikleri belgelerin karara bağlanmadığını söyleyerek, üç temel talepleri olduğunu söyledi. Maçoğlu, HDP’nin 6-8 Ekim olayları ile özleştirilen gizli ve açık tanıkların beyanı olduğunu hatırlatarak, şöyle devam etti: 

"Gizli tanık Mahir, Ulaş ve açık tanık Kerem Gökalp’in önemli olduğunu düşünüyoruz. Gizli tanık Mahir ve Ulaş açık tanık Kenan Gökalp’e nasıl ulaştı. Kenan Gökalp’in emniyette 6 sayfalık ifadesinde var. Cezaevinden alınarak emniyete götürülüyor. Ancak bu ifadeleri iddianamede yok. Keram Gökalp’in soruşturmaya yansımayan 2inci ifadesini gördük. Savcıya verdiği bir ifadesi var. Ancak bu ifadeler hala iddianamede yok. Ancak kapatma davasına ilişkin ifadesi iddianameye geçmiş. Kerem Gökalp ilk teslim olduğunda Şırnak emniyetinde itirafçı olmuş. Şırnak’ta tutuklandıktan sonra Ankara’ya getirilen Gökalp’ın o bir aylık geçen süreçte emniyet kurumları devreye girmiş. Bu bir aylık süreçte birileri kendisiyle görüşüyor olacak ki sonra bir dilekçe veriyor ama dosyamızda yok. Muhtemelen hazırlanmış bir dilekçede sadece imzası alınmış. Şırnak cumhuriyet Başsavcılığı tüm ifadelerini göndermesini istiyoruz. Gökalp’i cezaevinde ziyaret eden kişilerin listesini istiyoruz."

‘ÜLKE GELECEĞE YÖNELİK HUKUK ZEDELENMESİ YAŞAR’ 

Cihan Erdal’ın avukatı Arif Ali Cangı ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin  kararlarını hatırlatarak, keyfi tutuklamaların olduğunu söyledi. AİHM'in kararlarına uyulmaması durumunda ülkenin geleceğine yönelik hukuk zedelenmesi yaşanarak, ülkenin itibarsızlaşacağını söyledi. Demirtaş kararını hatırladan Cangı, "Bu karar göz önüne aldığında başka işlem yapmadan sanıklar hakkında derhal mahkemenin beraat kararı vermesi gerekiyor. Bu itirazlarımı belirtmek istiyorum. Müvekkilim ilgili adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasını talep ediyorum. 

‘HEYET TARAFINI BELLİ ETMİŞTİR’ 

Daha sonra konuşan tutuklu bulanan HDP PM eski üyesi Meryem Adıbelli savunması yaptı. Adıbelli, 10 aydır cezaevinde olduğunu ve hala neyden kaynaklı tutuklu olmadığını söyledi. 2014 yılında MYK üyesi olmamasına rağmen o dönemde bir toplantıda yer aldığının söylenmesine rağmen o toplantıda yer almadığını belirten Adıbelli, "Paylaşılan twitlerde ise bir suç unsuru yoktur. Zaten AİHM’de suç olmadığını söylüyor. İddianamede insanları öldürdüğüm, hamile kadınların bebeklerini öldürdüğüm söyleniyor ancak ben böyle bir şeyi kendime hakaret sayarım. Elbette adalet yerini bulacaktır. Daha önceki duruşmada heyet ‘O yanan yerlerin ve yıkılan yerlerin içinde HDP yok. Siz ne diyorsunuz?’ sorusunu yöneltmişti. Bunu duyduğumda ben yerimde dondum kaldım. Demek ki bu heyet bağımsız değildir. Bu söylemden sonra heyet kendi tarafını belli etti" dedi.

Ardından konuşan Avukat Mustafa Kemal Baran ise 7 Haziran 2015 tarihinin bir milat olduğunu söyledi. Dosyada gelinen sürece ilişkin değerlendirme yapan Baran, "7 Haziran 2015 tarihinde HDP’nin barajı aşması ve AKP’nin tek başına iktidar olamadığında HDP’ye saldırıldı. Suruç, Ankara ve daha birçok katliamlar yaşandı. Ancak HDP ve HDP’nin yakınında duran insanlara yönelen katliamlarla pes ettiremediler. Siyasetçiler tutuklandı, fezlekeler hazırlandı ama yine pes etmediler. Sonra Kobane Davası açıldı ve HDP kapatılmak istendi. HDP’yi hedef haline getirilerek, siyaset dışı bırakılmak isteniyor" dedi. İddianamede müvekkili Meryem Adıbelli’nin 7 sayfada geçtiğini bunun da suç istinatlarından oluştuğunu söyleyen Baran, geriye kalan bir sayfalık kısımda ise 32 suç tipi sayıldığını belirtti. Müvekkilinin 10 aydır tutuklu olduğunu hatırlatan Baran, tahliyesini talep etti.

Duruşma sona erdi. Yarın aynı saatte devam edecek.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar