Kılıçdaroğlu: Siyasetçi gitmesini de bilmek zorunda

Kılıçdaroğlu: Siyasetçi gitmesini de bilmek zorunda
Türk Demokrasi Vakfı'nın toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu, 'Siyasetçi iktidar olduğu zaman, nasıl iktidar olduysa; yani gelmesini nasıl biliyorsa, gitmesini de bilmek zorundadır' dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu; Türk Demokrasi Vakfı’nın Ankara’da düzenlediği "Türk Demokrasi Vakfı; Yeniden" toplantısına katıldı. Kılıçdaroğlu; İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Cihan Paçacı, DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu, Saadet Partisi Genel Başkan Vekili Sabri Tekir, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Serap Yazıcı, eski TBMM Başkanı Bülent Arınç ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal’ın ardından konuşma yaptı.

Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

'BU ÜLKEDE YAŞAYAN HERKESİ BEN DOST OLARAK KABUL EDİYORUM'

Sayın Arınç’ın ifade ettiği gibi ben de ifade edeyim. Ben dostlar ifadesini kullanayım. Dostlar ifadesini kullandığım zaman bazen alınanlar oluyor. Ama, bu ülkede yaşayan herkesi ben dost olarak kabul ediyorum. Beraberiz, birlikteyiz. Sonuçta birlikte mücadele etmek zorundayız.

'SİYASET DÜNYASININ GELECEĞE UMUT VERMESİ LAZIM'

Türk Demokrasi Vakfı, yeniden ayağa kalkmaya başladı. Bu tür vakıflara, sivil toplum kuruluşlarına ihtiyacımız var. Siyaset kurumunun ihtiyacı var. Akademik dünyanın ihtiyacı var. Medyanın ihtiyacı var. Çünkü biz siyasetçiler bir konu üzerinde istesek de yeterince derinleşemeyiz. Ama sivil toplum örgütleri belli bir konuyu ele alır, bütün çerçevesi ile masaya yatırır, olayı olgunlaştırır, derinleştirir ve yararlanmak isteyen siyaset kurumunun, akademik dünyanın önüne sunar. Bazı siyasal bilimciler diyorlar ki ‘Önümüzdeki 50 yıl içinde siyasi partilerin rolü, etkisi giderek azalacak ve sivil toplum örgütlerinin rolü, etkisi daha fazla olacak.’ Tarih ve akan nehir bunu gösteriyor. Demokrasimiz gelişmedi doğru, bir yüz yılı, o yüz yıl içinde büyük bedeller ödedik doğru. Başbakanlar idam ettik, gencecik fidan gibi gençlerimizi idam ettik. Darbeler oldu, bildiriler oldu. Ama geçmişten ders çıkarıp güzel bir gelecek inşa etmek zorundayız. Geçmişten ders çıkarıp güzel gelecek inşa edemezsek çocuklarımıza karşı sorumluluğumuz var demektir. Onlara güzel bir gelecek değil aslında karamsar bir gelecek hazırlıyoruz demektir. O nedenle bizlerin, sizlerin önünü açacağı siyaset dünyasının geleceğe umut vermesi lazım. Geleceği hazırlaması lazım.

'TEMEL SORUNUMUZ, ÖDEDİĞİMİZ VERGİLERİN HESABINI SORMUYORUZ'

Bizim temel sorunumuz demokrasinin arzu ettiğimiz düzeyde gelişmemesinin temel noktası şu, ödediğimiz vergilerin hesabını sormuyoruz. Demokrasinin gelişmesi buradan olmuştur, Magna Carta’dan itibaren. ‘Ben vergi ödüyorum, sen bu parayı nereye harcıyorsun. Yerine harcıyor musun, doğru harcıyor musun?’ Bu soru sorulmadığı için demokrasimiz, bizim arzu ettiğimiz hızda bir türlü gelişmiyor. İş dünyası da bunun üzerinde durmalı. İşveren, sendikalar, sivil toplum örgütleri durmalı. Bütçeler görüşülür. Ama asıl olan Kesin Hesap Kanunu’dur. Bizim Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçişle ilgili hazırladığımız metinde önemli bir şey var. Kesin Hesap Komisyonu kurulacak ve Kesin Hesap Komisyonu’nun başkanı ana muhalefet partisinden olacak. İktidar, geçmişte kabul edilen ve uygulaması yapılan bütçe hesaplarını, orada muhalefete hesap vererek rolünü ifa edecek. Bu demokrasinin gelişmesi açısından, iktidarı elinde bulunduran gücün ‘Ya ben ana muhalefete, orada gidip hesap vereceğim, daha dikkatli davranmak zorundayım, Parayı yerli yerinde harcamak zorundayım’ diye bir iç güdüyü beslemiş olacak. Bu bizim demokrasimiz açısından son derece önemli.

'BİR GRUP MEDYA, SADECE GÜZELLEME YAPIYORSA İKTİDARI ALEYHİNEDİR'

İkinci temel sorunumuz medya. Aslında medya o kadar ayrıştı ki siyaset kurumundaki ayrışmaya paralel olarak; medya da ayrıştı. İktidar sahiplerinin en çok ihtiyaç duyacakları şey özgür medyadır. Çünkü, Türkiye’nin herhangi bir yerinde olan bir olayı iktidar sahipleri en hızlı medyadan öğrenirler. Haber ne kadar doğru yansırsa, o kadar güzel olacak. Yanlış varsa, süratle yanlışı gidermek için müdahale imkanları olacak. Ama bir grup medya, sadece güzelleme yapıyorsa; aslında iktidarın aleyhinedir. İktidar gerçekleri göremez. O zaman, siz toplumdan belli gerçekleri kaçırıyorsunuz demektir. Medyanın özgür olması lazım. Özgür medya, demokrasi için olmazsa olmaz. Çağdaş demokrasilerde yasama, yargı, yürütme diyoruz; dördüncü güç de medyadır.

Öne Çıkanlar