Muhafazakar bir grup da CHP'den helallik istedi: Sizlerin de hayatları mahvoldu

Muhafazakar bir grup da CHP'den helallik istedi: Sizlerin de hayatları mahvoldu
Aralarında Kuran kursu öğretmenleri, ilahiyatçı akademisyenler, STK yöneticilerinin bulunduğu bir grup, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'ndan helallik istedi.

CHP İstanbul İl Başkanlığı’ndaki helalleşme buluşmasında CHP Genal Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, aralarında Kuran kursu öğretmenleri, ilahiyatçı akademisyenler, STK yöneticilerinin bulunduğu bir grupla bir araya geldi. Helalleşmenin karşılıklı olduğunu söyleyen katılımcılar, Kılıçdaroğlu'ndan helallik istedi.

Diyanet İşleri’nden 2019’da ihraç edilmesi sonrası İBB İnanç Masası’nda görev yapan, Mart ayında İBB tarafından da görevine son verilen eski Kuran Kursu öğretmeni Fatma Yavuz öncülüğünde muhafazakâr bir grubun çağrısıyla CHP’nin İstanbul İl Başkanlığı’nda "helalleşme buluşması" düzenlendi. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun da katıldığı toplantının açılış konuşmasını yapan CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, toplantıya katılanlara "Biz bugün ev sahibi olarak sizleri dinleyeceğiz. Kürsü ve mikrofon sizin" diye seslendi.

‘SİZLERİN DE HAYATLARI MAHVOLDU. LÜTFEN SİZ DE BİZE HAKKINIZI HELAL EDİN’

Serbestiyet'te yer alan habere göre; Kaftancıoğlu’nun ardından kürsüye gelen Fatma Yavuz, toplantının ortaya çıkış fikrini şöyle anlattı:

"Helalleşmede biri sana ‘hakkını helal et’ derse ‘helal olsun kardeşim sen de et’ dersin. Peki ne oldu da biz bunu söyleyemedik.

Çünkü bu kişisel bir helalleşme değil. Ne ben bir suç işledim ne o bir suç işledi.

Ben de burada ait olduğum mahallede yapılanlarla ilgili konuşuyorum. O da kendi mahallesinde yapılan yanlışlarla ilgili konuşuyor. Kemal Bey atmadı o öğretmeni işten.

Dostlarımla ‘Buna mutlaka karşılık vermemiz gerekiyor. Mutlaka siz de helal edin anlamında bir şey yapmak gerekiyor’ diye konuştum.

Kemal Bey’in kendi mahallesinden itirazlar aldığını tahmin ediyorum. Hepsine kulaklarını tıkıyor, bütün o tabuları yara yara herkesin göreceği şekilde yapıyor.

Öyleyse biz de herkesin göreceği şekilde, mahalleden yiyeceğimiz bütün zılgıtları göze alarak aynı şekilde karşılık vermemiz gerekiyor.

Adaletli olan bu, bugün bunun için buradayız. Sözlerimi şöyle tamamlamak istiyorum.

Biz de çok hatalar yaptık. Bu hatalar sıradan hatalar değildi. Sizlerin de hayatları mahvoldu. Lütfen siz de bize hakkınızı helal edin."

'BEN KADINIM YAŞAMAK İSTİYORUM'

Yavuz’dan sonra kürsüye çıkan Üsküdar Müftülüğü’nde Kur’an Kursu öğretmeni olarak çalışan Özerk Diyanet Vakıf Çalışanları Birliği Sendikası (Din-Bir-Sen) Kadın Kolları Başkanı Meryem Altınkaynak kadın cinayetlerinden bahsederek şunları söyledi:

"Bir ülkede ayda 40 kadının öldürüldüğü, taciz edildiği bir ülkede yaşamak istemiyorum. Ben kadınların rahat bir şekilde hayatlarını sürdürebildikleri, eşinden ayrılabildikleri bir ülkede olmak istiyorum. Ben kadınım, yaşamak istiyorum."

‘HALKA DOĞRU BİR ADIM ATTINIZ BİZ DE SİZE DOĞRU İKİ ADIM ATACAĞIZ’

Toplantıda konuşan akademisyen ve yazar Şeref Yılmaz, Kılıçdaroğlu’na hitaben şunları söyledi:

"Bugün ‘helalleşme’ başlığı altında halka doğru tekrar bir adım attınız. Biz de size doğru iki adım atacağız. Helalleşme elbette karşılıklı olur.

Ancak siz bu halka yaşatılan geçmişteki mağduriyetlerin, mahkumiyetlerin, mazlumiyetlerin, insanlık dışı muamelelerin aslında hiçbir yerinde yoksunuz.

Bunun sorumlusu siz de değilsiniz. Siz o dönemin aktörü de değilsiniz esasen. Ancak bunları bu millete reva görenler sorumsuzca ve yüzsüzce kahvelerini yudumluyor olabilirler. Siz onlara da ders verircesine helalleşmek için yola çıktınız."

‘AK PARTİ, ASKERDEKİ DEVRECİLİĞE BENZİYOR: ALT DEVRELER ÜST DEVRE OLUNCA ESKİ ÜST DEVRELERİN ZULMÜNÜ ARATIRDI’

AKP’den Beykoz Belediye Başkan yardımcılığı ve iki dönem İBB Belediye Meclis üyeliği yapan 15 Temmuz Gazisi Muharrem Kaşıtoğlu, endişeli muhafazakâr seçmenin rahatlaması için Altılı Masa’daki muhafazakâr partilerden ayrı olarak Kılıçdaroğlu’nun da muhafazakarlara hitap eder bir dil kullanmasının gerektiğinin önemini çizdi.

Kaşıtoğlu şöyle konuştu:

"AK Parti, 2002 seçimleri öncesi pek çok mağduriyetin yaşandığı ülkede mağduriyetleri, adaletsizlikleri ortadan kaldıracağız diye yola çıkmıştı.

Adaletsizliklerin muhatabı olan Türkiye seçmeni de AK Parti’ye destek vermişti. Pek çok seçimde de bu desteğini yineledi.

Bugün gelinen noktada AK Parti’yi neye benzetiyorum?

Askerde devrecilik diye bir kavram vardır. Yeni askerler, üst devre askerler tarafından eziyet görür, baskı görürlerdi.

Alt devre askerler kendi içlerinde bundan şikâyet eder ve "Biz üst devre olunca devreciliği, bu baskıyı, bu zulmü kaldıracağız" derlerdi.

Ama bu alt devre askerler üst devre olunca maalesef eski üst devrelerinin zulmünü bile aratır hale gelirlerdi.

İşte AK Parti budur.

AK Parti haksızlığı, hukuksuzluğu düzelteceğiz diye gelip; bizim mahalleye geçmişte yapılan haksızlıkların belli alanlarda yüz katını, bin katını yapan bir siyasi parti haline gelmiştir.

Sayın Genel Başkan sizin yaptıklarınızın yapacaklarınızın teminatı olduğunu ben içselleştirdim.

Üniversitede başörtüsü sorunu tam olarak çözülmediği zamanlarda ‘Bizim böyle bir sorunumuz yok. Getirin sonuna kadar destek veririz’ dedi. Karşı tarafın kimyası bozuldu. Çünkü buradan rant bekliyorlardı ama sayın Genel Başkan o rantı vermedi onlara.

Yine somut adım… İki yıl önce Ayasofya’nın açılışının hemen öncesinde sayın Genel Başkan, ‘Bugüne kadar açmadığınız hata. Açın destek oluruz’ dedi. Karşı tarafı yine abandone etti. Burada bunu siyaseten değil samimiyetle söylediğini düşünüyorum.

İmam-Hatip’lerin varlığını daha da nitelikli hale getirerek sürdürülmesi konusunda ve Kuran eğitimlerinin de nitelikli hale getirilerek sürdürülmesi noktasında; Altılı Masa’daki muhafazakâr partilerden bağımsız olarak karşı mahallenin endişeli muhafazakâr seçmenini rahatlatacak somut açıklamaları daha vurguluyor olmanız gerektiğini düşünüyorum."

Konuşmasının sonunda Kılıçdaroğlu’ndan helallik isteyen Kaşıtoğlu şunları söyle konuştu:

 "‘Alevilerin yaptığı yenmez’ dediler, ‘Alevilerden kız alınmaz’ dediler. Biz de aklımız belli bir noktaya gelene kadar bu saçma sapan söylemlerden etkilendik. Alevilerin haklarına girdik. Ben de bu konuyla ilgili helallik talep ediyorum."

‘DİYANET’TEN KOVULDU, İBB’DEN KOVULDU. OTORİTELERİN KOVDUĞU İNSANLAR BAŞ TACIMIZDIR’

Tarlabaşı Dayanışma Platformu'ndan Kadir Bal, toplantıya öncülük eden Fatma Yavuz için "Diyanet’ten kovuldu. Daha sonra İBB’den atıldı. Bu kızcağız nereye gitse kovuyorlar. Kovulmuş Şeytan’ın şerrinden Allah’a sığınıyoruz ama otoritelerin kovduğu, iktidarların kovduğu insanlar bizim başımızın tacıdır" dedi.

‘ÇOK ÜMİTLER BAĞLADIĞIMIZ İNSANLAR KÖPRÜLERİ GEÇİNCE BİZİ YÜZÜSTÜ BIRAKTILAR’

Kapanış konuşmasını yapacak olan Kılıçdaroğlu’na söz vermeden önce tekrar kürsüye gelen Fatma Yavuz, şunları söyledi:

"Buraya güzelleme yapmak için gelmedik. Samimiyetinizi gördük ona bir karşılık vermeye geldik. Ancak tabii ki yarın bunun hesabını sorma hakkımız bakidir.

Çok ümitler bağladığımız insanlar köprüleri geçince bizi yüzüstü bıraktılar.

Yarın bunun siyaseten söylenmiş bir şey olduğunu hissederlerse başta ben olmak üzere buraya gelir sizinle kavga ederiz. Kendimi buradan da kovdururum hiç sorun değil o kavgayı da yaparız."

‘GÖNLÜMÜ SİZLERE AÇTIĞIMI BİLMENİZİ İSTERİM. HELALLEŞME OY İSTEĞİ DEĞİLDİR’

Fatma Yavuz’dan sonra kapanış konuşmasını yapmak için kürsüye gelen Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:

"Kamplaşmayı siyaset kurumu yaparsa, geniş kitlelerde derin yaralar açar. Güzel konuşmalar yapıldı. Üç aşağı beş yukarı ben bu konuşmaları değişik illerde, değişik kişilerden dinledim.

Helalleşme sıradan bir çağrı değildir. Helalleşme aynı zamanda oturup düşünmek demektir. Oturup düşüneceğiz, neden kavga ediyoruz?

Haydi kavga ettik, bari barışmasını bilelim. Eğer biz bunu yapabilirsek bu memlekete huzur getirmiş oluruz.

Kusur, evet kusurumuz var. Defalarca söyledim. Yanlışımız var. Hata insana mahsus bir kavramdır zaten. Bütün mesele aynı hatayı tekrar etmemektir.

Bunu yaptığımız zaman sorun büyük ölçüde çözülmüş olur. Helalleşmek aynı zamanda barışmak demektir. Oturup konuşmak demektir. Aynı yemeğe kaşık sallamak demektir. Helalleşme aynı zamanda geçmişteki yaraları sarmak demektir.

Vatanımızı seviyoruz, insanımızı seviyoruz, peki bu kavga neden o zaman? Helalleşme aynı zamanda sevgiyi büyütmektir. Kucaklaşmalıyız. Hiç tanımadığımız insan…

Kapı komşumuz hiç selamlaşmadık diyelim. Ama bir acı olduğunu onun acısını paylaşmalıyız. Sevincimizi de paylaşmalıyız.

Ben bu ülkede eğer kuru ekmek kavgasını bitiremiyorsam niye siyaset yapıyorum? Helalleşme oy isteği değildir.

Eğer düşüncelerinden ötürü insanlar hapse atılıyorsa bu doğru değildir arkadaşlar. Bunların dışına çıkmalıyız artık. Gönlümü sizlere açtığımı bilmenizi isterim. Yüreğimi sizlere açtığımı bilmenizi isterim.

Helallik, evet hakkım sizlere helal olsun. Kin ve kibir benim kitabımda yoktur. Beni beğenmeyene de ben saygı duymak zorundayım.

Bizim helalleşmeye ihtiyacımız var. Bunu inşallah yapacağız. Karşı çıkanlara rağmen yapacağız. Hepiniz hoş geldiniz, şeref verdiniz. Dediğim gibi benim hakkım sizlere helal olsun."

Öne Çıkanlar