Kılıçdaroğlu: İnsan kaçakçılığı baronları, listeler gönderiyorlar 'bunları vatandaşlığa alın' diye

Kılıçdaroğlu: İnsan kaçakçılığı baronları, listeler gönderiyorlar 'bunları vatandaşlığa alın' diye
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, 'Uyuşturucu baronları, insan kaçakçılığı baronları, siyasi otoriteden güç almadan ve siyasi otoritenin koruması olmadan bunları yapamazlar' dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçim yasası, 6’lı masanın dağılacağı söylentisi ve iktidarın mülteci politikasına dair Sözcü’den Ruhat Mengi’ye konuştu. Havuz medyasının 6'lı masa dağıldı, dağılacak" algısı yaratmaya çalıştığını belirten Kılıçdaroğlu, "6'lı masa olarak biz sadece seçimi düşünmüyoruz; siyasi ahlak kanununu, Merkez Bankası'nın bağımsızlığını, seçim güvenliğini düşünüyoruz, tedbirler alıyoruz, çalışma grupları oluşturduk. İktidar olduğumuz gün hangi kararları derhal alacağımızı biliyoruz" dedi.

Hazine paranın olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Bu para 5'li çeteye tahsis edilmiş vaziyette, bu bir siyasi tercih. Bazen vatandaşlar bize de "Bunları söylüyorsunuz ama yapacak para var mı" diye soruyor. Para var da, parayı kime vereceğiniz bir siyasi tercih" vurgusu yaptı. Sınır güvenliğine dikkat çeken Kılıçdaroğlu, "İçerde vatandaş bize oy vermeyecek, acaba ithal ettiğimiz vatandaş oy verebilir mi diye düşünüyorlar" dedi

‘İKTİDAR OLDUĞUMUZ GÜN HANGİ KARARLARI DERHAL ALACAĞIMIZI BİLİYORUZ’

Seçim Yasası’nda yapılan değişikliğin 4 maddesini CHP’nin mahkemeye götürmesi ve 6’lı masasın seçime ayrı ayrı girmesinin sonuçları nasıl etkileyeceği sorusuna Kılıçdaroğlu, "Hayır, geçen seçimlerde de partiler ayrı ayrı girdiler, biz de ayrı girdik. Bizim havuz medyası olarak tanımladığımız medya "6'lı masa dağıldı, dağılacak" algısı yaratmaya çalışıyor, oysa hiçbir sorun yok. 6'lı masa olarak biz sadece seçimi düşünmüyoruz; siyasi ahlak kanununu, Merkez Bankası'nın bağımsızlığını, seçim güvenliğini düşünüyoruz, tedbirler alıyoruz, çalışma grupları oluşturduk. İktidar olduğumuz gün hangi kararları derhal alacağımızı biliyoruz" ifadesini kullandı.

‘BİZ O SANDIK GÜVENLİĞİNİ SAĞLAYACAĞIZ VE BU İKTİDAR GİDECEK’

Kılıçdaroğlu, "İsterse Cumhurbaşkanı Erdoğan günün 24 saati konuşsun ve bütün televizyonlar onu, yakınlarını, akrabalarını, 5'li çetelerini yayınlasın. Seçim Kanunu'nu istediği gibi değiştirsin, YSK'ya zaten istediği adamlarını tayin etti. Önemli olan sandıkta çıkacak oyların sayımı ve orada tutulacak tutanak yani sandık güvenliği, biz o sandık güvenliğini sağlayacağız ve bu iktidar gidecek" dedi.

‘KİMSE DÜŞÜNCESİNDEN DOLAYI HAPSE ATILMASIN’

Son güne kadar medyalarında sizi terör örgütleriyle gösteriyorlar ne FETÖ'sü kalıyor ne DHKP-C'si yorumuna Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

"Ne yaparlarsa yapsınlar artık millet uyandı. "Sen ona düne kadar PKK'lı diyordun, PKK'lı sana saldırmadı ama Kılıçdaroğlu'na saldırdı" diyor.  6'lı masanın tek hedefi bu ülkeye gerçek anlamda demokrasi gelsin, özgürlükler gelsin, kimse düşüncesinden dolayı hapse atılmasın, biz bunu istiyoruz. Şu çok önemli; halk güven duyuyor çünkü her bir vatandaş kendini nasıl tanımlarsa tanımlasın 6'lı masada kendisini temsil edecek bir aktör görüyor.

‘HAZİNE'DEKİ PARA TÜMÜYLE 5'Lİ ÇETE VE YANDAŞLARINA AKIYOR’

Kamuoyu araştırmacıları AKP ve MHP'den kopan seçmenin CHP, İyi Parti ve diğer muhalefet partilerine dağıldığını söylemesine dair Kılıçdaroğlu, "Toplum ikiye ayrılmış vaziyette, demokrasiden yana olanlar ve otoriter rejimden yana olanlar. Biz demokrasiden yanayız. Otoriter rejimden yana olanlar o rejimin kendilerine nasıl bir felaket getirdiğinin henüz farkında değiller çünkü oradan besleniyorlar. Ama yarın onlara da sıra gelecek, onlar da büyük baskı görecekler çünkü Hazine'deki para tümüyle 5'li çete ve yandaşlarına aktarılınca onlar da uyanacaklar. O nedenle seçim bugün olur, yarın olur, öbür gün olur ama geniş kitleler bunun farkında olacak, demokrasiyi savunacağız" diye konuştu.

‘ERDOĞAN DEVLETİ İYİ YÖNETEMİYOR’

TÜİK'ten farklı istatistik yayınlayan kuruluşlara da yasak gelmesini değerlendiren Kılıçdaroğlu, "Halkın doğru bilgilendirilmesi zaten devletin görevidir. Ülkenin çıkarı için belli bilgiler, diyelim Milli İstihbarat Örgütü'nün bilgileri elbette paylaşılmaz ama enflasyon rakamları, işsizlik rakamları, bizim ödediğimiz vergilerin nerelere harcandığı, bunların kamuoyuna açıklanması lazım ama bunların hiçbiri açıklanmıyor, her şey gizli. Bu ne demek? Erdoğan devleti iyi yönetemiyor. Gerçek rakamları topluma vermiyor. Verirse işçinin memurun, emeklinin düşük aylık aldığı görülecek. Türk İş açlık sınırını açıkladı, yüzde 50 zam yapılan asgari ücret 2 ayda açlık sınırının altında kaldı. Bu bile başlı başına Türkiye'nin geldiği tabloyu gösteriyor" dedi.

‘BUNU DEĞİŞTİRMEMİZ LAZIM, YOLU SEÇİM’

 Kılıçdaroğlu, "Basın İlan Kurumu ve RTÜK, iktidardan yani Saray'dan gelen talimata göre hareket eder, toplumun bilgilendirilmesi için değil. Eğer siz toplumun üzerine baskı kurmuşsanız ve toplumun doğru bilgilendirilmesini engellemek istiyorsanız, TÜİK enflasyon rakamlarını yanlış verir, RTÜK yasak koyar. Bunlar baskıcı yönetimin bildiğimiz uygulamaları. Bu ülkenin vatandaşları bundan rahatsızlık duyuyor. Bunu değiştirmemiz lazım, yolu seçim" vurgusu yaptı.

‘ERDOĞAN NE DÜŞÜNÜYORSA ‘BEN DOĞRUYU DÜŞÜNÜYORUM’ DİYOR’

İktidarın ekonomi politikasını eleştiren Kılıçdaroğlu, "İktidar dediğiniz bir kişi. Bu bir kişinin etrafında ekonomi bilen insan yok. Etrafındakiler "yahu bu yanlıştır" dediği anda Erdoğan'dan fırça yer ve Erdoğan onu Saray"da tutmaz. Erdoğan ne düşünüyorsa "ben doğruyu düşünüyorum" diyor. Bir kişi egosunun esiri olduğu andan itibaren artık devleti yönetemez. Kalkıp Merkez Bankası'na açıkça müdahale ediyorsanız, "faizi indir" talimatı veriyorsanız, indirilen faizler aslında bankaların işine geliyorsa ve bankalar yüzde 14'le faiz alıp, Hazine'ye yüzde 25'le borç para veriyorlarsa ve kârları yüzde 100'ün üstünde bir artış gösteriyorsa… Türkiye'nin felakete gittiğini hepimiz görüyoruz. "Faizi düşürdüm" diyor ama faizleri ne kadar artırdığının farkında bile değil" şeklinde konuştu.

‘BİZİ DİNLEMİYORSA AKADEMİK ÇEVRELERİ DİNLESİN, İŞ ÇEVRELERİNİ DİNLESİN’

Erdoğan’ın "Bu ekonomi beni götürür" diye düşünmüyor mu? Sorusuna Kılıçdaroğlu, "Hayır, bu izlediği politikalarla ekonominin düzeleceğine inanıyor. Ama bu politikalarla faturanın geniş halk kitlelerine çıktığını kimse ona anlatamıyor. Biz anlatıyoruz, ona da tahammül edemiyor, "Bu muhalefettir, mutlaka aksini söylüyor" diye düşünüyor. Bizi dinlemiyorsa akademik çevreleri dinlesin, iş çevrelerini dinlesin" dedi.

‘TOPLUMUN DİKKATİNİ ORAYA ÇEKMEK İÇİN GİTTİM’

TÜİK'e, Milli Eğitim Bakanlığı'na, Merkez Bankası'na alınmamanız konusunda konuşan Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

"Beni binaya alsınlar diye gitmedim ben oraya. Milli Eğitim Bakanlığı'na sözlü sınavda hakları yenen insanların hakkını savunmak için gittim. Et ve Süt Kurumu'na gıdasız bırakılan çocukların hakkı için gittim. TÜİK'e enflasyon oranını düşük göstererek milyonlarca işçinin, memurun, emeklinin, aylığını, düşürmesinler diye, toplumun dikkatini oraya çekmek için gittim. Yoksa kapıdan aldılar almadılar hiçbir önemi yok, ister alsınlar ister almasınlar. Bu şu anlama geliyor; aslında korkuyorlar, topluma yalan söylüyorlar, halkı kandırıyorlar. Şimdi Et ve Süt Kurumu'nun genel müdürü, KİT Komisyonu'na gelince ne diyecek? Et ve Süt Kurumu niye zarar eder, hangi gerekçeyle zarar eder? Et niye bu kadar pahalı, süt niye bu kadar pahalı? Hani bu kurum toplumun sağlıklı beslenmesi için temel gıda üreten, temel gıda stoklayan ve piyasada fiyat istikrarını sağlayan bir kurumdu? Nerede bu kurum, yok böyle bir şey."

‘KAÇ KİŞİ ALDINIZ, NEDEN BUNLARI VATANDAŞLIĞA ALIYORSUNUZ?’

Sınır güvenliğine değinen Kılıçdaroğlu, "Sınırlar yol geçen hanı. Sadece Suriyeliler için söylemiyorum. Uyuşturucu baronu varsa insan kaçakçılığı baronu da var, yani parayla giriyorlar Türkiye'ye. Parayı, rüşveti veriyorsunuz, insanları Van'a getiriyorsunuz, Van'da otobüslere bindiriyorsunuz, gönderiyorsunuz. Hani "sınır namustur" falan yazıyor, onların hepsi hikaye. Uyuşturucu baronları, insan kaçakçılığı baronları, siyasi otoriteden güç almadan ve siyasi otoritenin koruması olmadan bunları yapamazlar, onun için "hesap ver" diyoruz. Listeler gönderiyorlar bunları vatandaşlığa alın diye. Ben çok basit bir soru soruyorum. Kaç kişi aldınız, neden bunları vatandaşlığa alıyorsunuz? Bu soruya cevap vermek istemiyorlar. Biz daha önce bütün illerde "sınır, hudut namustur" diye pankart açtık. Bütün sınırlarda var bu zaten. Türkiye Cumhuriyeti devleti koymuş oraya. Göçmenleri sığınmacıları vatandaş yapıp acaba biz buradan oy devşirebilir miyiz? İçeride vatandaş oyu bize vermeyecek, acaba dışarıdan ithal ettiğimiz vatandaşlar bize oy verebilir mi, bunun altyapısını oluşturmaya çalışıyorlar" şeklinde konuştu.

‘PARAYI KİME VERECEĞİNİZ BİR SİYASİ TERCİH’

Hazine paranın olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Bu para 5'li çeteye tahsis edilmiş vaziyette, bu bir siyasi tercih. Bazen vatandaşlar bize de "Bunları söylüyorsunuz ama yapacak para var mı" diye soruyor. Para var da, parayı kime vereceğiniz bir siyasi tercih. Hazine'de olan paranın kimlere, hangi gruba aktarılacağına siyasi otorite karar verir, o da "Ben bu kişilere vereceğim, çiftçiye, emekliye vermeyeceğim" diyor. Türk Lirası da değil milyar dolarlar veriyor. Şeker karaborsa biliyor musunuz, karaborsayı yapan kim? Şekeri düşük fiyattan alıp pahalı fiyattan satan bu Ak Partililerin listelerini niye yayınlamıyorlar? Türkşeker şekeri kimlere veriyor, kimler alıp bu şekeri stokluyor, stoklayanları neden emniyet basmıyor? Soğan, patates üreticisinin deposunu basıyorsunuz, peki şeker stoklayanların deposunu niye basmıyorsunuz? Çünkü onlar AK Partili, onlar köşeyi dönecekler, Erdoğan'ın koruması altındalar.

‘BİR GÖRELİM BAKALIM 5'Lİ ÇETE DEVLETE NE KADAR VERGİ ÖDÜYOR?’

Elektrik şirketlerin zarar ettiği söylentilerine ise Kılıçdaroğlu, "Zarar edip etmediklerini bilmemiz için devlete ne kadar vergi ödeyip ödemediklerini bilmemiz gerekir, niye gizliyorlar? Bunların borçlarını sildiler, milyonları aktardılar, her dediklerini yaptılar. Fakir fukara ekmek alırken vergi veriyor, bir görelim bakalım 5'li çete devlete ne kadar vergi ödüyor?

Öne Çıkanlar