Kerem Altıparmak: Yargıtay'ın içtihadı sadece ve sadece HDP'li vekillere yönelik

Kerem Altıparmak: Yargıtay'ın içtihadı sadece ve sadece HDP'li vekillere yönelik
Kerem Altıparmak, Gergerlioğlu hakkında verilen karardaki iki dayanak noktası için 'biri yok, biri de söylenilenin tam tersini söylüyor' dedi. Altıparmak, HDP davasını da yorumladı.

ARTI GERÇEK- Hukuçu Kerem Altıparmak, ARTI TV canlı yayına katılarak vekilliği düşürülen HDP'li Ömer Faruk Gergerlioğlu ile ilgili kararı ve HDP'ye açılan kapatma davasını yorumladı.

Kemal Göktaş'ın sunduğu "Medya Kritik" programına konuk olan Altıparmak, dokunulmazlıkları belirleyen 83. maddeyi aşmak için 14. maddenin kullanıldığını söyleyerek, "Anayasanın 14. maddesi niye kritik? Çünkü milletvekili dokunulmazlığını düzenleyen 83. madde, milletvekillerinin seçilmesiyle haklarındaki yargılamanın durdurulacağını söylüyor ama bir istisna getiriyor. Diyor ki, 'vekil seçilmelerinden önce başlamak koşuluyla anayasanın 14. maddesindeki durumlar, bu kavram önemli, bunun istisnası.' Dikkat ederseniz 'suç' demiyor, 'durum' diyor. Anayasanın 14. maddesi hakkın kötüye kullanılmasıyla ilgili bir madde. Burada da hangi durumlarda hakkın kötüye kullanılması anlamına gelebileceği söyleniyor. Yalnız, son fıkrası 14. maddenin diyor ki, 'bu maddede sayılan durumların müeyyideleri için kanun çıkarır.' Yani kanunla gösterir diyor, 14. maddenin müeyyidesinin ne olduğunu. Türkiye'de böyle bir kanun yok. 14. maddeyi açıp okursanız, göreceğiniz üzere o kadar genel kavramlar var ki, TCK'deki bütün maddeleri rahatlıkla 14. madde kapsamına sokabilirsiniz." şeklinde konuştu.

'BU KADAR ÖNGÖRÜLEMEZ BİR KANUN HÜKMÜNÜ 'PROPAGANDA SUÇUNA' UYGULADILAR'

Altıparmak, konuyla ilgili örnekler vererek, Gergerlioğlu'nun durumunun hiçbir şekilde bu maddenin kapsamına girmediğini şu şekilde anlattı: 

"Örneğin, tecavüz suçu işlemiş birisi hakkında kovuşturma varsa 14. maddeye girmeyecek mi? Öldürme suçundan yargılanan bir kişinin durumu girmeyecek mi? Yolsuzluktan, rüşvetten, zimmetten, hırsızlıktan girmeyecek mi? Bunların hepsini rahatlıkla 14. maddeye sokarsınız. Sokarsanız da şöyle bir durum ortaya çıkar: 83. maddenin hiçbir anlamı kalmaz, yani oradaki dokunulmazlığın. Bu kadar öngrülemez bir kanun hükmünü neye uyguladılar? Propaganda suçuna uyguladılar. Hem de propaganda suçu uyguladıkları paylaşım, onu da söyleyelim yani 14. maddedeki hakkının kötüye kullanılmasının aleyhine nasıl kullanıldığını göstermesi için, Ömer Bey'in paylaştığı içerik T24'te hâlâ duruyor. Ama 'hâlâ duruyor' lafı yeterli değil, onu da ayrıntılandıralım. Türkiye'de 5651 sayılı bir yasa var, interneti düzenleyen. Bunun 8-a hükmü, kamu düzenini ve milli güvenliği ihlal eden içeriklerin erişime engellenmesini sunuyor. Türkiye'de 15 binden fazla içerik bu gerekçelerle erişime engellenmiş durumda. 

'İNSAN HAKLARINI EN GÜÇLÜ SAVUNAN BİR MİLLETVEKİLİNİN MAHKUMİYETİNE KARAR VERİLDİ'

"Bir milletvekilinin, vekilliğini düşürecek derecede ağır olduğu iddia edilen içerik orada duruyor. Yani ilk 15 bine giremeyen bir içerik nedeniyle Türkiye Cumhuriyeti'nde insan haklarını en güçlü savunan bir milletvekilinin mahkumiyetine karar verildi, vekilliği düştü. Tabii ki böyle olsun diye demiyorum, haberi yazanlar, yayınlayanlar ya da diğer paylaşnlar hakkında hiçbir cezai işlem yapılmadı. Şimdi hakkın kötüye kullanılması kapsamına giren 14. maddenin kapsamında olduğu iddia edilen içerik, böyle bir içerik." 

Altıparmak, "Gergerlioğlu ile ilgili dayanak olarak gösterilen iki karardan biri yok, biri de söylenilenin tam tersini söylüyor" diyerek şöyle konuştu:

'14. MADDE, SİYASİ AMAÇLA BİR MİLLETVEKİLİNİN VEKİLLİĞİNİN DÜŞÜRÜLMESİ İÇİN KULLANILIYOR'

"Ömer Bey'in mahkumiyet kararının onaylayan Yargıtay ve istinaf kararında iki tane yargı kararına atıf var. Bu da çok öenmli. Bir tanesi, Yargıtay ve İstinaf 'kararına göre' De Becker kararı, ki bu karar 1962 tarihli. Bundan 59 sene önce verilmiş bir karar. AİHM diyormuş ki bu kararda, hakkın kötüye kullanılmasının sınırı budur. Açın bakın De Becker kararını, öyle bir bölüm yok. O kadar 'kopyala-yapıştır' yapmaya alışmışlar ki, kararda öyle bir bölüm olmadığından bihaber Yargıtay üyeleri. 

İkinci verdikleri örnek, bir Anayasa Mahkesmesi kararı örneği. O da bir suçla veya dokunulmazlıkla ilgili değil, parti  kapatmayla alakalı. Tam tersine Anayasa Mahkemesi diyor ki, bir parti içtüzüğü nedeniyle, fiile dönüşmemiş bir  davranışı nedeniyle kapatılamaz. Kapatılırsa bu 14. maddenin mantığına aykırı olur. Yani dayanak olarak gösterilen iki karardan biri yok, biri de söylenilenin tam tersini söylüyor. Hani '14. madde ne anlama geliyor' dediğinizde 'Hiçbir anlama gelmiyor' dememin sebebi bu. 14. madde, tam da AİHM'in Türkiye'yle ilgili Selahattin Demirtaş kararıyla ilgili söylediği şeyi hayata geçirmeye yarıyor şu anda. Siyasi amaçla bir milletvekilinin vekilliğinin düşmesi."

'YARGITAY'IN İÇTİHADI SADECE VE SADECE HDP'Lİ VEKİLLERE YÖNELİK'

Altıparmak'ın görüşlerinin ardından durumu özetleyen Kemal Göktaş ise bu durumda kanunların HDP'li vekilleri için özel olarak kullanıldığını söyledi.

Göktaş'ın yorumuna katılan Altıparmak, mevcut durumda şu somut örneği verdi:

"Milletvekilleri seçildikten sonra bir sürü mahkeme, 14. madde kapsamına girmediği için propaganda yargılamalarını durdurdu. Yargıtay'da karşı oy yazan üye diyor ki 'Başka vekiller için durdurulmuş. Bu niye devam ediyor?' Ama Adalet Bakanlığı o duran vakaların bir kısmını kanun yararına bozmaya gidip Yargıtay'dan 'Bunlar 14. madde kapsamına girer' diye karar aldırttı. Hatta zaman zaman, Adalet Bakanı bunun sorumlusu, br yandan İnsan Hakları Eylem Planı yapıp, bir yandan da milletvekillerinin yargılaması durmasın diye o yola gitti. O yüzden Yargıtay'ın içtihadı tam da dediğiniz gibi sadece ve sadece HDP'li vekillere yönelik. Ve bu 2019 sonrası. Öncesi de yok. Yani daha önceki örneklerde böyle bir şey yok. Bu son dönemde birden bire 'Hadi bunu da 14. maddenin içine sokuyoruz' die yürütülen bir durumla karşı karşıyayız."

'HİÇBİR KÜRT PARTİSİNİN KAPATILMASINDA ÖNÜMÜZDE BÖYLE BİR VAKA YOKTU'

HDP'nin kapatılması ile ilgili de konuşan Altıparmak, bu kapatma davasının daha önceki davalara benzemediğini ve bu kez Türkiye'nin argümanlarının karşısında çok güçlü AİHM kararları olduğunu söyledi.

Altparmak, "Hiçbir Kürt partisinin kapatılmasında önümüzde böyle bir vaka yoktu. Ömünüzde AİHM'in Türkiye'nin siyasi amaçla o partinin liderini hapsettiğine dair kararı var. Ayrıca, 12 vekille ilgili yapılan başvurunun kararı da muhtemelen bu sene çıkacak. Böylece bu kapatma iddianamesi biraz da daha zayıflamış olacak. O da yeterli değil. AİHM'in önünde 41 vekilin dokunulmazlığnın kaldırılmasına dair dosya var. Onun da çok uzamadan kararının çıkmasını bekliyoruz. O da yetmez, vekillikleri düşürülen vekillerle ilgili de görüşü soruldu AİHM'e. O da karara bağlanacak. Muhtemelen hepsinden 'ihlal kararı' çıkacak ve o ihlal çıkan nedenlerden dolayı AYM parti kapatacak. 

Eskiden Vural Savaş açardı bu kapatma davalarını. Vural Savaş, Alman Komünist Partisi'yle ilgili 1956 tarihli Avrupa İnsan Hakları Komisyonu kararıyla açardı davaları. O günden bugüne ne değişti? Şimdi artık 1950 tarihli komisyon kararına yollama yapamazsınız çünkü muhtemelen 10'u aşkın AİHM kararı olacak AYM'nin karar vereceği aşamada. Bunların tamamı hiçe sayılırsa, muhtemelen Türkiye'nin Avrupa Konseyi'yle ilişkilerinin bitirme noktası olacak. Bu davanın serencamıyla da bence çok alakalı, yani ne kadar sündürüleceği HDP davasının. Biraz oradaki gelişmelere bağlı olacak. Şunu da eklemek istiyorum, bu kapatma davası bahsettiğimiz süreçlerin hızlanmasını da tetikleyecektir." 

Öne Çıkanlar