Kayıp yakınları, Buluttekin ve Eren’in akıbetini sordu

Kayıp yakınları, Buluttekin ve Eren’in akıbetini sordu
Eylemlerini Diyarbakır, İzmir ve Batman’da sürdüren kayıp yakınları, gözaltında kaybedilen Osman Buluttekin ve Hayrettin Eren’in akıbetini; infaz edilen Çelik’in ise faillerini sordu.

Kayıp yakınları ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" eyleminin 707’incı haftasında Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde bulunan Koşuyolu Parkı'ndaki Yaşam Hakkı Anıtı önünde bir araya geldi. Kaybedilenlerin fotoğraflarının taşındığı eylemde, bu hafta 23 Ağustos 1995’te kendilerini polis olarak tanıtan silahlı 4 kişi tarafından evinden alındıktan sonra bir daha haber alınamayan Osman Buluttekin’in akıbeti soruldu.

Buluttekin’in hikâyesini okuyan İHD Diyarbakır Şubesi Kayıp Komisyonu Üyesi Fırat Akdeniz, Diyarbakır’ın Kulp ilçesine bağlı Yeşilköy’de dünyaya gelen Buluttekin’in, köyü askerlerce yakıldıktan sonra ilçe merkezine göç ettiğini söyledi. 23 Ağustos 1995 gecesinde, civardaki bir çatışma nedeniyle ilçeye giriş ve çıkışların yasaklandığını, Buluttekin ailesinin İlçe Jandarma Karakolu ve Kaymakamın konutuna 100 metre mesafedeki evlerine kendilerini polis olarak tanıtan ağır silahlı 4 kişi tarafından baskın yapıldığını kaydeden Akdeniz, "Baskına gelenler ‘emniyetten geliyoruz, seninle biraz işimiz var’ diyerek Osman Buluttekin’i evinden zorla alırlar. Baskın esnasında evin telefon kabloları polisler tarafından kesilir. Emniyette bekçi olarak çalışan 35 yaşındaki Osman Buluttekin, üzerinde pijama, ayağında terlik ile o güce evden zorla götürülür" dedi.

KOMŞUSU: KONTROL NOKTASINA GÖTÜRÜLDÜ

Ev baskınına tanıklık eden komşulardan birinin; "Osman Buluttekin’in arabaya bindirilerek yakında bulunan ve polisler tarafından kontrol noktası olarak kullanılan tepelik bir yere götürüldüğünü" ifade ettiğini hatırlatan Akdeniz, ailesinin belirtilen yere gitmek istediği ancak "yasaklı bölge" olduğu gerekçesiyle engellendiğini kaydetti.

Kaybedilmeden 3 ay önce, 1 yıl 2 ay cezaevinde kaldıktan sonra Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nden tahliye olan Osman Buluttekin’in sürekli tehdit telefonları aldığını söyleyen ailesinin Kulp Emniyet Müdürlüğü ve Jandarma Komutanlığına başvurduğunu belirten Akdeniz, Emniyette anne Kariban Buluttekin’e "Biz almadık ama sana söz veriyoruz, onu bulacağız" denildiğini ifade etti.

BİR DAHA HABER ALINAMADI

Ailenin tüm girişimlerinden sonuç alınmadığını kaydeden Akdeniz, kaybedildiği tarihten sonra Osman Buluttekin’den bir daha haber alınamadığını söyledi. Hikayenin okunması ardından kayıp yakınları, oturma eylemi gerçekleştirdi.

EMİN ÇELİK İNFAZ EDİLDİ

 Batman’da ise kayıp yakınları ve İHD, eylemlerinin 543’üncü haftasında Gülistan Caddesi’nde bulunan İnsan Hakları Anıtı önünde bir araya gelerek, kayıpların akıbetini sordu. Kayıp yakınları, 28 Ağustos 1994 tarihinde Batman’ın Kozluk ilçesinde özel timlerin evden alarak infaz ettiği Mehmet Emin Çelik’in faillerini sordu. Çelik’in hikâyesini okuyan İHD Batman Şube Eşbaşkanı Devran Yıldız, Kozluk ilçesinde ikamet eden Mehmet Emin Çelik ve Mehdi Çelik’in, Yeni Mahalle’de bulunan akrabaları Muzaffer Durmaz’ın evine misafirliğe gittiği belirterek, gece saat 23.30’da eve gelen özel timlerin "ifade vermeleri lazım" gerekçesiyle M. Emin Çelik ve Mehdi Çelik’in evden dışarı çıkarıldığını söyledi.

 Yaklaşık 15 metre uzaklaştırıldıktan sonra Mehmet Emin Çelik’in, uzun namlulu silahlarla taranarak öldürüldüğünü, Mehdi Çelik’in ise karanlık olması sebebiyle kaçarak kurtulmayı başardığını ifade eden Yıldız, Çelik’in cenazesinin bir gün sonra toprağa verildiğini kaydetti.

HAYRETTİN EREN

İHD İzmir Şubesi de, 2 hafta bir düzenlediği "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" eylemini Konak Eski Sümerbank önünde gerçekleştirdi. "Kayıplar vicdandır sahip çık" ve "Failler belli kayıplar nerede" pankartlarının açıldığı bu haftaki eylemde, 21 Kasım 1980'de İstanbul'da gözaltına alındıktan sonra kaybedilen Hayrettin Eren'in akıbeti soruldu. İHD İzmir yöneticisi Caner Canlı, Hayrettin Eren'in hikayesini şöyle anlattı: "1954 doğumlu Hayrettin Eren, 1970’li yıllar boyunca sosyalist hareket içinde yer aldı. 12 Eylül 1980 darbesinden sonra 21 Kasım 1980’de babasına ait otomobille Haşim İşcan geçidine geldi. Burada gözaltına alınarak Karagümrük Karakolu’na götürüldü. Ailesi gözaltı olayını öğrenince gittiği Karagümrük Karakolu’ndaki gözaltı defterinde Hayrettin Eren’in adını gördü. Karakol yetkilileri Hayrettin ve aynı operasyonda yakalanan 8 kişinin Gayrettepe götürüldüğünü söyledi. Ancak orada da aileye bilgi verilmedi.

Aynı operasyonda gözaltına alınan Ahmet Öztürk, Ahmet Ok, Şaban Arslan, Turgut Karataş ve Fevzi Rakıcı, Hayrettin Eren'in yakalanma ve sorgulanma sürecine tanıklık ettiler. 'Ahmet Öztürk, Tanığım; onu hem karakolda hem de siyasi şubede gördüm' dedi."

DOSYA KAPATILDI

Canlı, Eren Ailesi ve İHD'nin sürdürdüğü hukuk mücadelesine rağmen, devletin etkin soruşturma yapmadığını, takipsizlik ve zaman aşımı kararlarıyla dosyanın kapatıldığını aktardı. Canlı, Eren'in kaybedilmesinde dönemin, "İstanbul Emniyet Müdürü Şükrü Balcı, Siyasi Şube Müdürü Tayyar Sever, Siyasi Şube Müdür Yardımcısı Mehmet Ağar, Hayrettin’e işkence yapan timin şefi Fikret Işınkaralar"ın sorumlu olduğunu söyledi.

Öne Çıkanlar