Karayılan: Türkiye ile IŞİD Kobane'nin düşürülmesini planladı, bombalı aracı geçirdiler

Karayılan: Türkiye ile IŞİD Kobane'nin düşürülmesini planladı, bombalı aracı geçirdiler
Karayılan, AKP'nin büyük bir risk alarak IŞİD'in Türkiye sınırından Kobane'ye bombalı araç geçirttiğini iddia etti.

PKK Merkez Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan, 2014'te kuşatılan Kobane kentinin düşürülmesi için Türkiye ile IŞİD'in plan yaptığını ileri sürerek bomba yüklü aracın sınırdan geçirilerek patlatıldığını söyledi.

PKK Yürütme Komitesi Üyesi ve Kürdistan Halk Savunma Merkezi Karargah Komutanı Murat Karayılan, IŞİD'in Kuzey ve Doğu Suriye’nin Kobanê’ye yönelik saldırılarının sürdüğü dönemde bir yandan İmralı Adası’nda PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüşme yapan Türkiye’nin, bölgeye yönelik politikasını Yeni Özgür Politika’ya anlattı.

Miştenur Tepesi’nde yaşananlara dair değerlendirmelerde bulunan Karayılan, Kobanê’nin düşürülmesiyle ilgili iddiaları ilk kez anlattı. 
 
'MİŞTENUR’UN KURTARILMASI'
 
Miştenur Tepesi’nin kurtarılmasıyla ilgili planı anlatan Karayılan, "Savaş taktiği açısından cepheden ilerlemek çok zordu ve hem külfeti fazla hem de çok zaman alma durumu vardı. Bu yüzden daha çok parça parça kuşatma ve düşürme taktiği önerdik. Bunun için bir gücün Miştenur’a geçip oradan merkeze doğru saldırıya geçmesi, aynı anda merkezden de saldırıya geçerek aradaki mahalleyi kuşatmaya alarak düşürmesi planlandı. Amaç Miştenur ile şehir merkezini birleştirmekti. Bu öneriyi hep yaptık. Fakat ‘Bunun için güç gerekli’ diyorlardı. Tekrar güç takviyeleri yapıldı. Sürekli şehadetler yaşanıyordu; tekrar güç sorunu ortaya çıkıyordu. Savaşı yöneten komutanlık, mevziileri boşaltıp Miştenur Dağı’na güç çıkarılıp tutulması halinde, şehir içindeki mevziilerinin saldırılar karşısında dayanma sorunu olabileceğini belirtiyordu. Arkadaşların bu kaygısı yersiz değildi. Fakat o biçim ev ev ve sokak sokak ilerleme tarzıyla da ayları hatta yılları alacak bir savaş süreci yaşanabilirdi; çok kayba yol açardı. Kuşatma tarzıyla düşürme, daha erkenden sonuç almayı beraberinde getirirdi. Onun için bizim görüşümüz öyleydi. Arkadaşların güç ihtiyacı da yeni takviyelerle karşılanmaya çalışıldı. Bir kısmını biz gönderdik, bir kısmını YPG Komutanlığı Cizîrê’den gönderdi" dedi. 
 
'TÜRKİYE’NİN KOBANÊ PLANI'
 
Kurtarma hamlesi için 28 Kasım’ı 29 Kasım’a bağlayan gecenin belirlendiğini aktaran Karayılan, "O gece Miştenur’daki arkadaşlar alt mahallelere doğru harekete geçecek, şehrin ortasındaki arkadaşlar da Miştenur’a doğru harekete geçip sabaha karşı DAİŞ güçlerini araya alarak, orayı temizleyecek veya kuşatmaya alacaklardı. Meğer çok ilginç bir biçimde DAİŞ’in de Türk devletiyle birlikte planladığı bizzat MİT’in organizasyonu temelinde aynı gün benzer bir planı varmış. Yani bunu MİT’in organize ettiği çok açık. Hatta öyle ki o gün Önderlikle görüşme ayarlayıp, bunu gidecek olan heyete de bildiriyorlar. Bu kamuoyuna da açıklandı; böylece kitlemizi görüşme sonucunu bekleyip herhangi bir tepki ortaya koymayacak pozisyona getirmiş oluyorlardı. Açık ki bu bir ayarlamadır. Ama diğer yandan 28’i 29’a bağlayan gece Kobanê’yi düşürme planı da hazırlanmış. Yani hem halkın olası tepkilerini frenlemek hem de olası bir şekilde amaçlarına ulaşmaları halinde Önderliğin karşısına görüşmelerde daha güçlü çıkmayı tasarlamışlardı" diye anlattı.
 
'KAPSAMLI PLAN' 
 
Bunun kapsamlı bir plan olduğuna işaret eden Karayılan, şunları söyledi: "Bu planda AKP hükümeti TC. adına büyük bir risk göze almıştı. Planlarına göre; hazırlamış oldukları bomba yüklü büyük bir zırhlı aracı Mürşitpınar resmi sınır kapısından geçirip, Kobanê sınır kapısında patlatarak oradaki askeri güçlerin tasfiye edilmesine yol açılacak; peşi sıra saldırı kolunu harekete geçirip bu şekilde kapıyı düşürecek ve ele geçireceklerdi. Bununla birlikte sınırdaki demiryolu üzerinden bir kısım DAİŞ güçleri sınırı geçip, yani Mürşitpınar’ın içine girerek direkt Kuzey tarafından saldırıyı yapacak ve böylece o hattı düşürmüş olacaklardı. Yani saldırının bir kolu doğrudan Türkiye’nin sınırlarından gelip kapıyı ve hattı tutacaktı. Ancak esas ve daha kapsamlı bir güç ise Kobanê’nin tam güneyinden Halep yolunun her iki tarafından birkaç parça halinde avcı kolu biçiminde gelecek ve bu tarzda her iki taraftan ilerleyen DAİŞ çete güçleri aradaki YPG ve diğer direnen güçleri ezip birleşecek ve sürpriz bir harekatla şehir merkezini ele geçirmiş olacaklardı. Çünkü böyle bir plan başarılı olursa, şehrin batısında çok büyük bir güç yok ve o güç varlık sürdüremez. Onu kolay ezerlerdi. Böylece şehir merkezinin doğusunda mevziilerde savaşan esas güç kuşatmaya alınmış olunacaktı; daha sonra bir planla bütün cephelerden bu güce de saldırarak, böylece Kobanê’nin düşürülmesini planlamışlar. Kısacası hem zamanlama açısından hem de yöntem bakımından bir çakışma durumu söz konusu oldu."
 
'SINIR KAPISINDA PATLAMA'
 
Bu planlarının bilinmediğini dile getiren Karayılan, şöyle anlattı: "Kimse durumu bilmiyordu ama bizim YPG planından haberimiz vardı. Durumu merak ettiğimiz için gece saat üç sularında savaş koordinesini yürüten komutanlığı aradık ve ilişki kurduk. Tam biz konuşurken, büyük bir patlama sesi geldi. Meğer konuştuğum arkadaş kapıya çok uzak olmayan bir yerde kalıyormuş. ‘Ne oldu?’ diye sordum. Arkadaş, ‘herhalde yakında büyük bir patlama oldu’ dedi. Arkadaşın neler olup bittiğini öğrenmesi için görüşmemizi kestik ve 10 dakika sonra tekrar arayacağımızı bildirdik. Tekrar aradığımızda anlaşıldı ki Kuzey tarafından zırhlı aracı getiriyorlar; o araç Türkiye’nin resmi kapısını geçiyor, YPG nöbetçilerinin bulunduğu kapıya geliyor; onu zorladıktan sonra içeri giriyor ve patlatılıyor. Tabi o saatte YPG güçleri de hareket halinde, DAİŞ çeteleri de hareket halinde.
 
'PLAN YÜRÜMEDİ'
 
YPG güçleri, Halep yolunun batı tarafından Miştenur’a doğru ilerleme halindeyken, orada onların güçleriyle karşılaşıyorlar. Birçok yerde metre mesafesinde güçler birbirleriyle vuruşmaya başladılar. Böylece şehrin güneyinde çok yoğun bir çatışma başladı. Bununla beraber sınır kapısında da zaten çatışmalar başlamıştı. Sınır kapısında patlamadan dolayı şehitler vardı fakat fazla değildi; arkadaşlar erken harekete geçip kapıyı takviye ettikleri için gelen DAİŞ saldırılarını karşıladılar ve kapıyı bırakmadılar. Fakat Mürşitpınar’ın bazı binalarında, yine buğday silosu etrafında DAİŞ’liler de konumlandı. Bu çatışma durumu sabaha kadar sürdü. Patlama yerinde 3, şehrin güneyindeki karşılaşmada da 10’un üzerinde şehidimiz oldu. Ancak onlar, planladıkları gibi ilerleyemediler. Tabii bizimkilerin de planı yürümedi, sonraya kaldı. Çünkü düşman planıyla çakıştı. Gündüz de çatışmalar devam etti. YPG güçleri ilk kez saldırarak sınırı geçip Mürşitpınar’ın içine girdi ve binalarda çatışan DAİŞ çetelerini vurdular. Kuzey tarafından gelip de Mürşitpınar’da çatışan DAİŞ’lilerin görüntüsü o zaman basına da yansıdı."
 
ÖCALAN’LA GÖRÜŞME
 
Karayılan, bomba yüklü zırhlı aracın sınır kapısının Türkiye kontrolündeki bölümden geçişine dair şunları söyledi: "Hadi Suriye tarafındaki kapıyı yıkıp geçtikten sonra kendisini patlattı. Peki ya Türkiye tarafındaki resmi demirli kapıyı sessiz bir biçimde nasıl açıp geçti? Bu açık bir ortak plandı. Zaten siloların etrafında çatışan çetelerin görüntüleri çekilmişti; o görüntüler o zaman basında yayınlandı ve zaten her şeyi açıklıyordu. Yine belirttiğim gibi aynı gün Önderlik’le de görüşme vardı. Onun için kitle ne yapacağını bilemedi. Kuzey kitlesi bu Mürşitpınar’da sürdürülen saldırıya karşı tepki mi göstersin, yoksa Önderlik’ten bir haber mi beklesin! Yani belli ki bu ayarlanmıştı. Onun için o gün çok ciddi bir kitle hareketi de olmadı. Fakat gün boyu Mürşitpınar’ın içinde o siloların etrafında DAİŞ’lilerle çatışmalar oldu; güneyden gelenler yenildi ve önemli oranda öldüler; onun üzerine kuzeyden gelenler de çekildiler. 29 Kasım’da böyle bir çatışma durumu yaşandı. Nitekim bunun belgeleri de vardır. Net bir şekilde çekilmiş kamera görüntüleri vardır. Bu çok net bir belgeydi."
 
KOBANÊ’NİN KURTARILMASI 
 
Yaşananların Kobanê’ye yansımalarına değinen Karayılan, "29 Kasım direnişinde orada YPG adına mücadele yürüten tüm militanların gerçekleştirdiği fedaice duruş ile birlikte Kobanê direnişi aslında yeni bir aşamaya girdi. Büyük ihtimal bunun Uluslararası Koalisyon güçleri üzerinde de etkisi oldu. Çünkü ondan sonra onların hava desteği de eskiye göre biraz daha arttı ve böylece DAİŞ’e karşı saldırı pozisyonu güçlenerek devam etti. Tabi direnişçilerin de Miştenur ile şehir merkezini birleştirme planları böylece uygulanmadı. O sonradan hayata geçti. Zaten onun hayata geçmesiyle birlikte Kobanê artık kurtuluş sürecine girdi. Böylece bizim baştan beri önerdiğimiz taktik görüşün doğruluğu da aslında netleşti. Yani YPG güçleri Miştenur üzerinde tam hakimiyet sağlayınca ve mevzi alınca, DAİŞ de aşağıdaki mahallelerde direnemez hale geldi. Tabi daha önce de belirttiğim gibi, o yapıda çekilme anlayışı yoktur ancak bu saatten sonra sıkışanlar hemen yolunu bulup kaçıyorlardı. Bu DAİŞ’te bir kırılma sürecinin başlangıcı anlamına geliyordu. Ve sonrasında gelişen süreçle birlikte Kobanê Özgürlük Güçleri adım adım ilerleyerek, 26 Ocak’ta artık şehrin tüm mahallelerinden DAİŞ çetelerini söküp attı; böylece DAİŞ ve AKP’nin ortaklığıyla Kobanê’ye dönük gelişen bu kapsamlı saldırı yenilgiye uğradı" dedi.

Öne Çıkanlar