Karadeniz bölgesinden 8 cezaevinde yaşanan hak ihlalleri raporlaştırıldı

Karadeniz bölgesinden 8 cezaevinde yaşanan hak ihlalleri raporlaştırıldı
ÖHD, TUHAY-DER Van Şubesi ve Van Barosu Cezaevi Komisyonu’nun Karadeniz bölgesindeki 8 cezaevinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin hazırladığı rapor açıklandı.

Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUHAY-DER) Van Şubesi ve Van Barosu Cezaevi Komisyonu’nun Karadeniz bölgesinde bulunan Ordu E Tipi Kapalı Hapishanesi, Giresun Espiye L Tipi Kapalı Hapishanesi, Trabzon Beşikdüzü Kapalı Hapishanesi, Trabzon E Tipi Kapalı Hapishanesi, Rize Kalkandere L Tipi Kapalı Hapishanesi, Bayburt M Tipi Kapalı Hapishanesi, Gümüşhane E Tipi Kapalı Hapishanesi ve Bafra T Tipi Kapalı Hapishanesi’nde yaşanan hak ihlallerine ilişkin hazırladığı raporu açıkladı.

ÖHD Van Şubesi’nde yapılan açıklamaya, ÖHD, TUHAY-DER, Van Barosu, İnsan Hakları Derneği (İHD) Van Şubesi üyeleri ile Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van İl Örgütü yöneticileri katıldı.

‘KÜÇÜK HÜCRELERE ALINIYOR’

Hazırlanan ortak raporu okuyan ÖHD Van Şubesi üyesi Zinar Kef, Ordu E Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu H.A. ve C.A görüşmeler gerçekleştirildiğini söyledi. Kef, bu cezaevinde yaşanan hak ihlallerini şöyle sıraladı:

"*Hastaneye sevk edilen mahpusların, hastane dönüşlerinde ufak bir havalandırmanın olduğu küçük bir hücreye alındığı, bu durumun mahpusları hastane gidiş gelişlerinde zorladığı,

*Pandemi bahane edilerek ağırlaştırılan infaz düzenlemeleri nedeniyle birçok mahpusun gözetim kurulu kararları gerekçe edilerek koşullu salıverilmeden faydalandırılmadığı, mahpuslar ile gerçekleştirilen görüşmelerde ‘pişman mısın, çıkınca ne yapacaksın, x örgütünü terör örgütü olarak görüyor musun’ şeklinde sorular sorulduğu, Süleyman Timurtaş isimli mahpusun, soyut ve genel gerekçeler içeren kurul görüşü doğrultusunda tahliyesinin 3 ay ertelendiği,

*Sosyal faaliyetlerin yaptırılmadığı, hususları aktarıldı."

‘KANSER HASTASININ NAKLİ ERTELENDİ’

Giresun Espiye L Tipi Kapalı Cezaevi’nde Y.G. ,Ş.K. ,A.A. ,A.A. ,Y.B. ,H.I. ,H.K. ve M.U. ile görüşmeler gerçekleştirildiğini aktaran avukat Kef, bu cezaevinde de yaşanan hak ihlallerini şöyle sıraladı:

"*Yahya Güneş isimli mahpusun akciğerinde lekelenme olup kanser hastası olduğu, tedavi için Samsun iline götürüldüğü, hastanede bekleme odası olmadığı için ringte bekletildiği bu nedenle hastaneye gitmek istemediği, aynı zamanda eklem romatizması hastalığı olduğu iklimin nemli olmasından kaynaklı tedavinin etkili olmadığı ancak başka cezaevine nakil talebinin reddedildiği,

*Ramazan Eroğlu isimli mahpusun nörolojik hastalıklarından kaynaklı kendisine bakamadığı,

*Şehmuz Koç isimli mahpusun nörolojik hastalıklarından kaynaklı dönemsel olarak ruhsal problemler yaşadığı ve arkadaşlarının yardımı ile kendisine bakabildiği,

*28 yıldır hapishanede bulunan Mehmet Emin Susın isimli mahpusun şeker-tansiyon hastası olduğu ve yatalak olduğu, kendisine bakamadığı halde ATK tarafından hapishanede kalabilir raporu verildiği,

*Yeni Yasam gazetesi başta olmak üzere Birgün, Evrensel gibi muhalif gazetelerin mahpuslara verilmediği, sadece Cumhuriyet gazetesinin günler sonra verildiği,

Hastane sevklerinin geç yapıldığı, talep ettikten yaklaşık 1 ay sonra revire çıkılabildiği, hastanede kelepçeli tedavi dayatıldığı için birçok mahpusun tedaviyi kabul etmeyerek geri döndüğü, bu nedenle disiplin cezaları verildiği,

*Kantin fiyatlarının fahiş olduğu,

*Kürtçe gramer kitapları dâhil yasaklı olmayan hiçbir Kürtçe kitabın verilmediği, dergilerin hiçbir şekilde verilmediği,

*Sıcak suyun sabah ve akşam 1’er saat verildiği,

*Radyo verilmediği,

*Verilen yemeklerin az ve yenilmeyecek kadar kötü durumda olduğu,

*Sosyal aktivitelerin yaptırılmadığı, sadece oda oda spora çıkarıldıkları,

İzole olmayan personelce kalabalık koğuş aramalarının yapıldığı,

*AHİM başvuru formunun mahpuslara ücretli verildiği,

*Hapishane girişinde mahpuslara çıplak arama yapıldığı hususları tarafımıza aktarılmıştır."

‘HİÇBİR KÜRTÇE KİTAP VERİLMİYOR’

Trabzon Beşikdüzü Kapalı Cezaevi’nde tutuklu M.B. ve K.K. ile görüşüldüğünü belirten Kef, buradaki ihlalleri de şöyle sıraladı:

"*Yasak denilerek okumak istedikleri Yeni Yasam gazetelerin kendilerine verilmediği,

*Her bir mahpus için 5 (tane) kitap kotası getirildiği, Kürtçe gramer kitapları dâhil yasaklı olmayan hiçbir Kürtçe kitabın verilmediği, dergilerin hiçbir şekilde verilmediği,

*Halk Tv, TL1, TRT3 gibi kanalların da yayınlarının kesilmesi ile ana akım medya dışında herhangi bir kanal izlenemediği,

*Sosyal aktivitelerin yaptırılmadığı, sadece oda oda spora çıkarıldıkları,

*Mahpuslara radyo verilmediği,

*3 yıldır oda değişim taleplerinin gerekçesiz bir şekilde reddedildiği,

*Çoğu mahpusun ailesinden uzak bu hapishaneye nakledildiği için aile görüşlerini yapamadığı,

*Mahpusların 8 Kişilik koğuşta 16 kişi kaldıkları,

*Kantin fiyatlarının fahiş olduğu hususları tarafımıza aktarılmıştır."

‘TARAFLI KOĞUŞTA KALDIĞI GEREKÇESİYLE TAHLİYE EDİLMİYOR’

Trabzon E Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu Ö.Ş. , İ.Ç. ve İ.A. ile görüşüldüğünü kaydeden avukat Kef, yaşanan hak ihlallerini şöyle sıraladı:

"*Siyasi mahpusların 2 ayrı oda şeklinde toplam 11 kişi olduğu, oda birleştirme taleplerinin reddedildiği ve 2 odanın birbirinden uzak ve habersiz olduğu,

*29 yıldır hapishanede olan, anemi ve kalp rahatsızlığı bulunan Mehmet Sabri Yakut isimli mahpusun tahliyesinin taraflı koğuşta kaldığı gerekçesi ile reddedildiği,

*Sara ve sinüzit hastası mahpus Ahmet Zenger, 60 yaşındaki mahpus Abdulmenaf Alakurt ve Astım Hastası İlhan Çevik’in tedavilerinin sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilemediği,

*Sosyal aktivitelerin yaptırılmadığı, sadece oda oda spora çıkarıldıkları,

*Kürtçe kitap ve mektupların tercüman yok gerekçesi ile kendilerine verilmediği,

*Birgün gazetesi dışında diğer gazetelere erişemedikleri,

*Halk Tv, TL1, TRT3 gibi kanalların da yayınlarının kesilmesi ile ana akım medya dışında herhangi bir kanal izlenemediği,

*Mahpuslara radyo verilmediği,

*Koğuş avlularının tel örgü ile kapalı olduğu,

*İzole olmayan personelce kalabalık koğuş aramalarının yapıldığı hususları tarafımıza aktarılmıştır."

‘HİÇBİR MUHALİF GAZETE VERİLMİYOR’

Rize Kalkandere L Tipi Cezaevi’nde tutuklu U.K., M.U., H.Ç. ve S.N. ile görüşüldüğünü kaydeden Kef, bu cezaevindeki hak ihlallerini şöyle aktardı:

"*Son 3 haftada kalabalık personel ile koğuşlarda kapsamlı 3 aramanın yapıldığı, daha önce kantinden alınmış olan yastıkların infaz koruma memurları tarafından fazla denilerek tekme ile koğuştan dışarı çıkarıldığı, mahpusların sıra düzenine sokulmak istendiği, arama esnasında 3 İ.K.M. tarafından tahrik ve provoke edici söylemlerde bulunulduğu,

*Bütün siyasi mahpusların 4 koğuşa ayrıldığını ve bu 4 koğuşun cezaevinin 4 ayrı bloğuna gönderildiği, bu surette diğer mahpuslar ile hiçbir şekilde görüşemedikleri ve haber alamadıkları,

*Önceden verilen Evrensel gazetesinin de artık verilmediği, Yeni Yaşam, Birgün vs. hiçbir muhalif gazetenin verilmediği,

*Mahpuslara radyo verilmediği,

*Kürtçe mektupların ve kitapların ya verilmediği, ya da çok geç bir zamandan sonra verildiği,

*Mahpuslara dışardan gönderilen şalvar giysilerinin hiçbir gerekçe olmamasına rağmen verilmediği,

*Çoğu mahpusun ailesinden uzak bu hapishaneye nakledildiği için aile görüşlerini yapamadığı,

*Kantin alışverişlerinin sıkıntılı olduğu, alınacak malzemelerin pahalı olduğu,

*Revirde muayenelerin sağlıklı bir şekilde yapılmadığı,

*Sosyal faaliyet olarak sadece 15 günde bir kendi koğuşlarındaki arkadaşları ile spora çıkartıldıkları hususları tarafımıza aktarılmıştır."

KADINLARIN AĞDA, EPİLATÖR GİBİ HİJYEN ÜRÜNLERİNE ERİŞİMİ ENGELLENİYOR

Bayburt M Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu E.K.  ve M.C.  ile görüşüldüğünü belirten avukat Kef, buradaki hak ihlallerini şöyle sıraladı:

"*Hapishanede 2 erkek siyasi mahpusun olduğu, E.K. isimli mahpusun da 23.02.2022’de tahliye olacak olması nedeniyle M.C. isimli mahpusun hapishanede tek kalacağı ve tek isteğinin başka bir hapishaneye naklolmak olduğu ancak bu talebinin idarece askıda bırakıldığı,

*Önceden verilen Evrensel gazetesinin de artık verilmediği, Yeni Yaşam, Birgün vs. hiçbir muhalif gazetenin verilmediği,

*Geçtiğimiz ay gerçekleşen açık görüşte aileler ile maskeli fotoğraf çekimi dayatıldığı için fotoğraf çekimlerinin gerçekleştirilemediği,

*Kalabalık arama ve sayımların yapıldığı,

*Odalarda Hükümlü-tutuklu ayrımı olduğu 2 kişilik odadaki tutuklu mahpusların diğer odaya geçme taleplerinin reddedildiği,

*Mülkiye Doğan isimli mahpusun vücudunda iltihaplanma olduğu ve teşhis edilemeyen hastalıklarının bulunduğu, Zeynep Erdem isimli mahpusun ise fıtık hastası olduğu ve pandemi nedeniyle fizik tedavi yaptırılamadığı için zorluk yaşadığı,

*Kürtçe mektupların ve kitapların verilmediği,

*Açık görüşte ailelerin getirdiği eşyaların gerekçesiz bir şekilde alınmayarak, ailelere eşyaların kargoya verilmesinin söylendiği,

*Her ay puanlama sistemi ile mahpusların değerlendirmeye tabi tutulduğu, Ocak ayından itibaren kurslara çıkılmaması, diğer mahpuslara koridorda selam verilmesi ve personel ile ilişkilere göre defterlerin tutulacağı, 45 puanın altına düşüldüğü zaman koşullu salıverme tarihinde 6 ay erteleme yapılacağının mahpuslara söylendiği,

*Sadece kendi oda arkadaşları ile sohbet ve spora çıkabildikleri,

*Kadın temizlik ve bakım ürünlerine erişilemediği, tüm ihtiyaçların dış kantinden alınmasının istendiği, dışardan gönderilen ağda, epilatör gibi ürünlerin mahpuslara verilmediği ve hapishanede de bu ürünlerin temin edilemediği,

*Mahpusların radyolarının ellerinden alındığı hususları tarafımıza aktarılmıştır."

‘TUTUKLU BOYNU SIKILARAK TEHDİT EDİLDİ’

Gümüşhane E Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu R.İ. ile görüşüldüğünü kaydeden Kef, buradaki hak ihlallerini şöyle sıraladı: "*23.12.2021 tarihinde hapishane müdürü ile 2 İ.K.M.’nin R.İ. ve H.A. isimli mahpusların kaldığı odaya geldikleri, kantinden aldıkları yasaklı olmayan su petlerini yatakların bulunduğu bölümden aşağı attıkları, neden attıkları sorulduğunda ise bir infaz koruma memuru tarafından R.İ. isimli mahpusun boynunun sıkıldığı ve kendilerine başlarını sallanarak tehditkar davranışlarda bulundukları, mahpusların konuyu cezaevi savcısına aktardıkları ve şikayetçi oldukları,

*Kürtçe mektupların ve kitapların verilmediği, diğer mektupların ise 2-3 ay sonra verildiği,

*Yeni Yaşam gazetesinin verilmediği, dergi verilmediği,

*Mahpuslara verilen radyoların sadece belirli 3-5 kanalı çektiği,

*Kendilerine traş makinesi verilmediği için saçlarını sürekli sıfıra vurmak zorunda kaldıkları,

*İç çamaşırı çorap gibi eşyaların ailelerin göndermesi durumunda verilmediği ve bu eşyaları kantinden almaya zorlandıkları,

*Hastane gidişlerinde yaklaşık 1 ay karantinada kaldıkları için hastalık durumlarında dahi hastaneye gitmek istemedikleri,

*Sosyal faaliyetlerin yaptırılmadığı,

*Kaldıkları odanın duvarlarının nem ve küf ile kaplı olduğunu ve birçok çatlak bulunduğunu,

*Yakınlarında bulunan fabrikadan bulundukları odaya sürekli krom tozu geldiği ve pahalı olduğu gerekçesi ile bacalara filtre takılmadığı şeklinde kendilerine bilgi verildiği hususları tarafımıza aktarılmıştır."

‘TAHLİYELER YAPILMIYOR’

Bafra T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu M.S.Ö. ,T.Ç. ,K.A. ve M.Y.  ile  gerçekleştirildiğini ifade eden Kef, bu cezaevindeki hak ihlallerini şöyle sıraladı: "*Mahpusların hastane sevklerinde jandarma personelince kendilerine ağız içi arama dayatıldığı, mahpusların bu uygulamayı kabul etmemesi sebebiyle hastaneye götürülmedikleri, aramaya karşı çıkıldığı gerekçesi ile disiplin cezaları verildiği, 1 aylık görüş yasağı cezaları verildiği, konu ile ilgili hapishane idaresi ile yapılan görüşmelerde jandarma personelinin hapishane idaresinden bağımsız olduğu gerekçesi ile bir şey yapamayacaklarının mahpuslara bildirildiği, bu süreçte guatr hastası Bilal Akbaş’ın ağız içi aramayı kabul etmeyip hastaneye götürülmediği ve kendisine disiplin cezası verildiği,

*Oda değişim taleplerinin 6 aydır kurul kararı denerek engellendiği,

*Sosyal aktivitelerin oda oda ayrı olarak yaptırılmak istendiği, mahpuslar birlikte yaptırılmasını talep edince de hiç yaptırılmadığı,

*Kürtçe mektup gönderebildikleri ancak gelen mektupların tercüman yok gerekçesi ile hiçbir şekilde kendilerine verilmediği,

*Birçok mahpusun gözetim kurulu kararları gerekçe edilerek koşullu salıverilmeden faydalandırılmadığı, Kazım Kıt isimli mahpusun, soyut ve genel gerekçeler içeren kurul görüşü doğrultusunda tahliyesinin 3 ay ertelendiği, Emrullah Kezer’in de yatarını bitirmesinin üzerinden 8 ay geçmesine rağmen serbest bırakılmadığı, kuruldan geçirilmeme gerekçelerinin az kitap okuma, ailenin görüşe gelmemesi, temizliğe dikkat etmeme gibi gerekçelere dayandırıldığı,

*Bir gözü göremeyecek duruma gelmiş Adem Durmuş isimli mahpusun tedavisinin Ankara’da yapılabileceği durumu hastane raporları ile ortaya çıkmış olmasına rağmen sevkinin ve tedavisinin gerçekleştirilmediği,

*Ömer Çeken isimli mahpusun diş hastalığı olduğu ve diş çekimlerini gerçekleştiremediği hususları tarafımıza aktarılmıştır."

TALEPLER SIRALANDI

Kef, raporun sonuç ve talep bölümünü ise şöyle sıraladı:

"*Yasal ve uluslararası mevzuat evrensel hukuk ilkeleri ile birlikte göz önüne alındığında; kurumlarımıza gelen başvurular sonucunda tespit edilen işkence yasağı, sağlık ve tedavi hakkı, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı, haberleşme özgürlüğü, ifade özgürlüğü ihlallerinin sebebi olan hapishane idaresi ve personeli uygulamalarının ve eylemlerinin sonlandırılması ve idarenin pozitif yükümlülüklerini yerine getirmesi gerekmektedir.

*Raporda görüldüğü üzere mahpusların en temel insan hakları dahi askıya alınmış ve mahpuslar üzerindeki tecrit en üst seviyeye çıkarılmıştır.

*Ailelerinden uzak bölgelere sürgün edilen mahpusların aileleri kapalı görüş yapabilmek için pandemi koşullarında uzun seyahatler yapmak durumunda kalmakta, bu durum mahpus ailelerinin sağlığını da riske atmaktadır. Bu sebeple mahpuslara daha fazla telefon hakkı sağlanmalı ve en azından ziyaretçi listesindeki herkesle telefon ile görüşebilme imkânı sağlanmalıdır.

*Mahpusların hapishane koşullarında sosyalleşebilmesi, infaz sürelerinde sosyal ilişkilerden kopmamaları, bedensel ve ruhsal sağlıkları açısından ortak alan faaliyetleri büyük önem arz etmektedir. Özellikle yüksek güvenlikli hapishanelerde tutulan mahpusların beden ve ruh sağlıkları için uzun süre veya süresiz sosyal yalnızlaştırmaya maruz bırakılmamalıdır. Pandemi ile birlikte başlayan süreçte mahpusların ortak alan faaliyetlerinin yaptırılmaması mahpusların içinde bulunduğu tecrit koşullarının ağırlaşmasına neden olmuştur. AİHM, tamamen duyusal yalıtma ile birlikte bütünüyle sosyal yalıtmanın kişiliği tahrip edeceğini ve güvenlik veya başka gerekçelerle haklı gösterilmeyecek bir insanlık dışı muamele biçimi oluşturacağını belirtmiştir.

*Mahpusların dış dünya ile iletişim kurması, toplumdan tamamen kopmadan, meydana gelen gelişmeleri takip edebilmesi için en önemli iletişim araçlarının başında süreli ve süresiz yayınlar gelmektedir. Mahpuslar kitaplar sayesinde birçok konuda kendilerini geliştirirken gazete ve dergiler sayesinde toplumda yaşanan gelişmeleri takip edebilmektedir. Bu durum tecridin mahpuslar üzerindeki etkilerinin bir parça olsun azalmasına neden olmaktadır. Ancak hapishanelerde kitaplara getirilen kısıtlamalar ile dergi ve gazetelere getirilen yasaklamalar nedeniyle mahpuslar ifade özgürlüğü kapsamında bilgi ve kanaatlere ulaşma özgürlüğü ve haber alma hakkından faydalanamamaktadır. Bu uygulamalara derhal son verilmelidir.

*Hukuka aykırı olan Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirilmesine Dair Yönetmelik" ile hapishane idarelerinin mahpuslara karşı sınırsız yetkiyle donatılarak keyfi kararlar alabileceği uygulamalar gerçekleştirilmektedir. Yukarda bahsi geçtiği üzere hapishane idareleri yeni yönetmelik ile kendilerine verilen yetkileri kötüye kullanmaya başlamıştır. Bu uygulamaya derhal son verilmelidir." (MA)

Öne Çıkanlar