Kadınlardan kayyıma karşı ortak mücadele paneli

Kadınlardan kayyıma karşı ortak mücadele paneli
HDP, Diyarbakır’da “Kayyımın kadın alanındaki tahribatı ve ortak mücadele” paneli düzenledi. Panelde, iktidarın kayyım eliyle ataerkil sistemi dayatmaya çalıştığı tespiti öne çıktı.

+GERÇEK-Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP)  31 Mart 2019’da yapılan yerel seçimlerde kazandığı belediyelere kayyım atama süreci 11 Eylül 2016’da başladı. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından OHAL ilan edilerek Demokratik Bölgeler Partisi’nin (DBP) 30 Mart 2014 seçimlerinde kazandığı 102 belediyeden 96’sına kayyım atadı. "örgüte finans sağladıkları" iddiasıyla görevden uzaklaştırılan belediye eş başkanları gözaltına alındıktan sonra tutuklandı.  Kayyım uygulaması 2019’da gerçekleşen yerel seçimlerin ardında da devam etti. 19 Ağustos 2019’da Diyarbakır, Mardin ve Van Büyükşehir Belediyelerine kayyım atanması ile başlayan kayyım uygulaması bir çok kentte devam etti. HDP’nin kazandığı 65 belediyenin 48’sine kayyım atandı. 

"KAYYIMIN KADIN ALANINDAKİ TAHRİBATLARI VE ORTAK MÜCADELE HATTINI OLUŞTURMA" PANELİ

HDP Demokratik Yerel Yönetimler Kurulu, 19 Ağustos kayyım atamalarının yıl dönümü nedeni ile Diyarbakır’da  Amed Şehir Tiyatrosu'nda "Kayyımın kadın alanındaki tahribatları ve ortak mücadele hattını oluşturma" konulu panel düzenledi. HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran ve görevden alınarak yerine kayyım atanan HDP’li kadın belediye eş başkanlarının katıldığı panele çok sayıda kadın kurumları temsilcisi, sivil toplum örgütü ve siyasetçiler katıldı. Panelin ana gündemi ise kayyım uygulamalarıydı.

"YOLSUZLUĞUN, RANTIN NASIL PERVASIZCA GERÇEKLEŞTİRİLDİĞİNE ŞAHİT OLDUK"

Panelin açılış konuşmasını yapan HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran,  2016 yılından bu yana kayyım sisteminin yarattığı tahribata dikkat çekti. Kayyım atamasının, kayyım sisteminin seçme ve seçilme hakkını ortan kaldırdığını ve irade gaspı anlamına geldiğini defalarca dile getirdiklerini hatırlatan Başaran, "Özellikle kayyım atanan belediyelerde, yolsuzluğun,  hırsızlığın, rantın nasıl pervasızca gerçekleştirildiğine hep beraber şahit olduk. En yakın örneği Amed Belediyesinde ortaya çıkan tabloydu. Sadece belediyenin hizmet binasında yapılan değişikler bu rantı net bir şekilde gösterdi.   Belediyelerin bir karakola çevrilmiş olduğunu gördük. İktidarın kadın mücadelesini, kadın bakış açısını nasıl geriye çekmeye çalıştığını, birer karakol alanına, iktidar alanına, birer rant alanına çevrilmiş olduğunu gördük" dedi. 

"BELEDİYELERİN İŞİ SADECE YOL VE SU HİZMETİ DEĞİL"

Kayyım sisteminin, kayyım uygulamasının derinlemesine tartışılası gerektiğini belirten Başaran, "Belediyeler sadece yol yapan, su hizmeti veren, yada yerel yönetimlerde belli hizmetleri veren kurumlar değil. Aslında belediyeler iktidarın kendini en mutlak hissettiği ve hissettirdiği alanlardır. İktidarların, hükümetlerin politikalarını yerelde halka direk temasla uyguladığı alanlardandır" diye konuştu. 

"YEREL YÖNETİMDE EŞ BAŞKANLIK SİSTEMİ DÜNYADA BİR İLK"

"Bizler 1999 yılından bu yana tıpkı siyasi partilerde olduğu gibi yerel yönetimlerde yeni bir iddia, yeni bir fikriyat ve dönüşümle yola çıktık" diyen Başaran, kadınlar olarak 2014 seçimlerinde eş başkanlık sistemine adım attıklarını söyledi. Eş başkanlık sisteminin kadınların ortak mirası ve aynı zamanda dünya kadınlarına bir armağan olduğunu ifade eden Başaran, "Yerel yönetimlerde eş başkanlık sistemi dünyada bir ilk olarak kabul ediliyor. Belediyelerin erkek egemen anlayışıyla şekillenmeyeceğini, gerçekten bir kadın belediyeciliğin, halkçı belediyeciliğin uygulanabileceğinin örneklerinden birçoğunu hep beraber yaşadık" ifadelerini kullandı. 

"KAYYIMLARIN İLK HEDEFİ KADIN KURUMLARI OLDU"

Kayyımların iş başına gelir gelmez ilk hedeflediği alanların kadın kazanımları olduğunu hatırlatan Başaran, "Kadın kurumlarından ara şiddet hatlarına, kadın kooperatiflerinden kadın destek merkezlerine, kadın daire başkanlıklarından kadın müdürlüklerine kadar aslında bu perspektifi uygulamak için çokça kurum açtık. Tabiki kayyımlar ilk iş başına geldiklerinde ilk hedefleri bu kurumlar oldu. Neredeyse tüm kadın kurumlarının kapısına kilit vuruldu yada işlevsiz hale getirildi. Bunu neredeyse bir başarı hikayesi olarak anlattıklarını biliyoruz. İçişleri Bakanının yayınladığı belgelerde bunu bir başarı hikayesi olarak ivedilendirildi.  Kadın kurumlarımızı, başında kadın olan tüm merkezler net şekilde hedef göstermiş oldu" diye konuştu. 

"İKTİDAR ATAERKİL SİSTEMİ KAYYIM ELİYLE UYGULAMAK İSTİYOR"

Günümüzde AKP-MHP ittifakının, daha geniş anlamda AKP’nin kurulduğu, yönetimi devraldığı günden bu yana erkek egemen bir anlayışla siyaset yürüttüğüne işaret eden Başaran,  iktidarın ataerkili besleyen bir politika zemini oluşturmaya çalıştığını, kadınları belli sınırlar içerisinde konumlandırmaya çalıştığı tespitinde bulundu. İktidarın kayyım rejimiyle ideolojik perspektifini yerellerde uygulamaya devam ettiğini ifade eden Başaran, "2016 yılından bugüne kadın kurumlarının kapatılması, kayyım atanan şehirlerde kadına yönelik şiddetin artışı iktidarın yürüttüğü politikaların sonucudur. Kadınlar şiddete uğradıklarında iktidara bağlı merkezlere gitmeyi tercih etmiyorlar. Ya evlerine gönderildiler, ya da suçlu çıkarıldılar. Erkeğe biat eden, en nihayetinde devlete biat eden kadın profilleri ortaya çıkarmaya çalışıyorlar. Aslında eş başkanlık sistemiyle, ortak bir fikriyatla, ortak akıl yerine bırakın yerelden seçilen bir iradenin, merkezden atanmış, toplumun iradesini yok sayan bir saldırı söz konusu. Bu süreçte tahribatların boyutu büyük bir şekilde karşımızda duruyor. Bizler kayyımın halkın iradesine, seçme seçilme iradesine ve Kürt halkına bir saldırıdır. Ancak aynı zamanda kadın iradesine ve dönüştürme iradesine saldırıdır" dedi. Başaran, kadınların ortak mücadele mekanizmalarını kurması gerektiğini, mücadeleden asla vaz geçmemesi gerektiğini söyledi.

Kayyım sistemi, kayyım sisteminin kadınları nasıl hedef aldığı ve buna karşı nasıl bir yol izleneceğine ilişkin tartışmaların yapıldığı panel konuşmalarla devam ediyor. 

Öne Çıkanlar