Jerusalem Post: Biden bugüne kadarki en Kürt yanlısı Amerikalı siyasetçi

Jerusalem Post: Biden bugüne kadarki en Kürt yanlısı Amerikalı siyasetçi
21 Ocak 2021 Perşembe günü Artı TV'de yayınlanan 'Global Medya Günlüğü'nde seçilmiş altı yazının özetleri.

GREEK CITY TIMES’DAKİ HABERDE, ALMAN DIŞİŞLERİ BAKANININ TÜRKİYE ZİYARETİNDE NAVALNY’NİN TUTUKLANMASINI ELEŞTİRİP; DEMİRTAŞ VE KAVALA’NIN TUTUKLULUKLARINA DEĞİNMEMESİNİN İRONİK OLDUĞU İFADE EDİLİYOR

LAMBROS ZACHARIS
GREEK CITY TIMES / YUNANİSTAN
NAVALNY, DEMİRTAŞ VE KAVALA

Rus muhalif Alexei Navalny’nin Almanya’da tedavisinin tamamlanması sonrası Rusya’ya dönüşünde tutuklanması üzerine Rusya karşıtı seslerin yükseldiğini yazan Lambros Zacharis, Rus yetkililerin Navalny davasının Rusya’ya karşı yeni yaptırım uygulamak için kullanılabileceğini yazıyor.

Yunanistan’ın eski İstanbul Başkonsolosu Leonidas Chryssantopoulos Navalny’nin tutuklanması ve hakkında başlatılan dolandırıcılık soruşturması hakkında açıklama yaptı. Greek City Times’a konuşan diplomat, Türk Dışişleri Bakanı Heiko Maas’ın Türk mevkidaşı ile yaptığı görüşme sonrası ortak basın açıklamasına değindi. 

Alman Dışişleri Bakanı Maas’ın Rusya'ya Alexei Navalny'yi serbest bırakma çağrısında bulunmasını eleştiren Chryssantopoulos şu sözleri söyledi: "Soru, Heiko Maas’ın Türkiye'den Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş'ın serbest bırakılmasını isteyip istemediğidir. 

Maas'ın Türkiye'deyken bu ikisini unutması ve Navalny'i hatırlaması ironik." Kavala ve Demirtaş’ın yasadışı tutukluluklarına karşı herhangi bir yaptırım uygulanmadığına dikkat çeken Chryssantopoulos Yunanistan’ın hiçbir şekilde Avrupa Birliği tarafından Rusya’ya ek yaptırım uygulanmasını kabul etmemesi gerektiğini savundu. Chryssantopoulos, "İnsan haklarına saygı evrenseldir; ekonomik çıkar ve hatta sınır tanımaz" dedi.

yazının devamı...


MODERN DİPLOMACY, HABERİNDE "ERDOĞAN NEDEN DEMİRTAŞ’A KARŞI BİR KAN DAVASI YÜRÜTÜYOR YOKSA BU BİR HESAPLANMIŞ SİYASİ STRATEJİ Mİ?" DİYE SORUYOR.

SÜLEYMAN ÖZEREN
MODERN DIPLOMACY / AB
AKP’NİN DEMİRTAŞ STRATEJİSİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Demirtaş kararına tepkisinin pek çok kişi için sürpriz olmadığını yazan Süleyman Özeren, "Erdoğan neden Demirtaş’a karşı bir kan davası yürütüyor yoksa bu bir hesaplanmış siyasi strateji mi?" diye soruyor. 

Özeren, "Demirtaş’ın serbest bırakılması muhtemelen Türkiye'deki siyasi hesaplamalar üzerinde çok daha büyük etkilere sahip olabilir. Öncelikle ittifakın geleceğini ve AKP ile MHP arasındaki koalisyonu etkileyecektir" diye yazıyor. AKP'nin iktidarı sürdürme stratejisinin kısmen mevcut siyasi partiler içinde hizipler yaratma becerisine dayandığını savunan Özeren, Kürt taraftarı partilerin de bir istisna olmadığını söylüyor. 

Özeren, "Stratejiler arasında AKP çevresinde Kürt oylarını konsolide etmek yer alıyor, bir diğer strateji ise HDP’nin bir sonraki seçimlerde tek egemen parti olarak çıkmasını engelleyecek kadar bölünme yaratmak" vurgusunu yapıyor. Demirtaş’ın tahliyesinin AKP için risk oluşturabileceğine değinen Özeren, Demirtaş’ın serbest bırakılmasının popülaritesini artırabileceğini, böyle bir senaryoda AKP'yi eninde sonunda AKP-MHP koalisyonunu zayıflatabilecek daha Kürt yanlısı anlatılara ve politikalara zorlayabileceğine dikkat çekiyor.

Özeren’e göre Demirtaş'ın serbest bırakılması, ülke içinde AKP ve Erdoğan için zorluklar yaratabilir, serbest bırakılmaması ise pahalıya mal olabilir. Özeren, "Ekonomik krizle karşı karşıya kalan ve anketlerde oy oranları düşmeye devam eden Erdoğan, istemeyerek de olsa Mahkemenin kararına uyabilir. Bu, Erdoğan'ı otokrat olarak adlandıran Biden ile yeni bir başlangıç ​​yapmasına yardımcı olabilir" yorumunu yapıyor.

yazının devamı...


JERUSALEM POST AMERİKA BAŞKANI BIDEN’IN BUGÜNE KADAKİ EN KÜRT YANLISI AMERİKALI SİYASETÇİ OLDUĞUNU YAZIYOR.

OFRA BENGIO
JERUSALEM POST / İSRAİL
KÜRTLERİN BIDEN’DAN BEKLENTİLERİ

Irak Kürtleri için Amerika Başkanı Biden’ın şimdiye kadar ki en Kürt yanlısı Amerikalı siyasetçi olduğunu yazan Ofra Bengio, Irak kürtlerinin Biden yönetiminden beklentilerini ele alıyor. Bengio, "Şu anda Kürtlerin durumu pek çok iniş çıkış yaşıyor. 

2017 sonbaharına kadar, IŞİD'in yenilgisine büyük katkıda bulunan Kürtler, bir tür "Kürt baharı" ve güçlü özerklik ile övündüler. Öte yandan, referandumun ardından elde edilen tüm başarılar buhar olup gitti: Türkiye, İran ve Irak, Kürt özerkliğine son vermek, ekonomisini boğmak ve ve Kürt liderliğini dize getirmek için el ele verdi" diye yazıyor. 

Kürdistan Demokratik Partisi ve Kürdistan Yurtseverler Birliği arasındaki rekabetin devam ettiğini yazan Bengio, Barzaniler’in Ankara merkezli, Talabaniler’in ise Tahran ve Bağdat odaklı olduğunu ifade ediyor. Bengio, üssünü Irak Kürdistan’ı içinde yerleştiren PKK’nın da sorun teşkil ettiğini vurguluyor. 

Bengio, "Bu mevcudiyet, Irak Kürdistan’ı içinde Türk üslerinin kurulmasını tetikledi ve Türk ordusunun PKK'ya yönelik saldırılarını kışkırtarak Kürt bölgesinin güvenliğini ve istikrarını tehlikeye attı" diyor. 

Amerika Başkanı Biden’ın Irak Kürdistan’ına karşı nasıl bir politika izleyeceğinin merakla beklendiğini yazan Bengio şu sözlerle devam ediyor: "Bağımsız bir Kürt devletinin kurulmasını teşvik etmesi veya desteklemesi düşünülemez görünse de Erbil ile Bağdat arasında çözülmemiş meselelerde adil bir anlaşmaya aracılık etmede önemli bir rol oynayabilir. Burada üç ana konu ise bütçe, tartışmalı bölgeler ve anayasanın korunmasıdır."

yazının devamı...


AL-MONITOR, CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN "SEMPATİ ATAĞI" YAPARAK AMERİKA İLE İKİLİ İLİŞKİLERİ GÜÇLENDİRMEYE ÇALIŞACAĞINI YAZIYOR

DIEGO CUPOLO
AL MONITOR / ABD
TÜRKİYE-ABD İLİŞKİLERİNDE YENİ AYARLAMA

Dış politika uzmanları Amerika Başkanı Biden yönetiminde Amerika-Türkiye ilişkilerinde yeni bir ayarlama olacağını söylüyorlar. Analistlere göre, Başkan Biden, Donald Trump’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yakın ilişki içinde olduğu konular konusunda daha sert bir duruş sergileyecek. 

Washington Enstitüsü Türk Araştırma Programı direktörü Soner Çağaptay'a göre, S-400'ler ABD'li yetkililer için endişe kaynağı olmaya devam etse de, sorun yakın vadede "çözülemez" kalacak. Al-Monitor’a konuşan Çağaptay, "Erdoğan’ın şu anda bu anlaşmadan çıkması mümkün değil" yorumunu yapıyor. 

Çağaptay, anlaşmadan çıkmak Erdoğan’ın Rusya Başkanı Putin ile bağlarını koparabileceği ve Putin’in Ankara'nın Güney Kafkasya, Libya ve Suriye’de çıkarlarını baltalayabileceği görüşünde. Çağaptay’a göre Cumhurbaşkanı Erdoğan "sempati atağı" yaparak ikili ilişkileri güçlendirmeye çalışacak. Çağaptay, "Erdoğan şekil değiştirebilen biri. 

Amerikan Başkanlarının Türk mevkidaşlarında görmek istediği kişiye dönüşebiliyor. Biden için enternasyonalist, reformcu, çözüm öneren olabilir" yorumunu yapıyor. Center for American Progress'in ulusal güvenlik ve uluslararası politika direktörü Max Hoffman’a göre, Amerika çıkarları için istikrarlı ve demokratik bir Türkiye istiyor ve Türkiye ekonomisine ciddi zarar veren cezai tedbirler bu hedefe ilerletmiyor. 

Hoffman, Erdoğan'ın, bu tedbirleri Batılı veya emperyalist bir müdahalenin hikayesine dönüştürerek Türk vatandaşları arasında Amerika’ya yönelik olumsuz duyguları güçlendirebileceği görüşünde.

yazının devamı...


ATLANTIC COUNCIL, AMERİKA’NIN CAATSA KAPSAMINDA PUTİN’İN BALKAN AKIMI BORU HATTI PROJESİNİ DURDURMAK İÇİN YAPTIRIMLAR HAZIRLADIĞINI YAZIYOR

DIANE FRANCIS
ATLANTIC COUNCIL / ABD
BORU HATTI POLİTİKASI

Diane Francis, Amerika’nın 2021 yılına Putin’in Kuzey Akım 2 boru hattı projesine yaptırım getirerek başladığını yazıyor. Francis, "Putin boru hattı projesinin tamamlanacağından yana tavır sergilese de 19 Ocak'taki bir Reuters raporu, Gazprom'un aksi yönde düşündüğünü gösteriyor" diyor. Raporda Gazprom’un projenin siyasi baskılar nedeniyle askıya alınabileceğini kabul ettiği iddia ediliyor. Francis, "Kuzey Akım 2, baskı altındaki tek boru hattı değil. Gazprom'un bahsettiği projeler arasında Amerika’nın karşı çıktığı Türk Akımı 2 de yer alıyor" diye yazıyor. Francis, "Boru hattı henüz Kuzey Akım 2'nin öngörülen kapasitesiyle eşleşemiyor. Ancak, bir dizi stratejik avantaj sunuyor. Kremlin’in Güneydoğu Avrupa’nın enerji kaynakları üzerindeki kontrolünü önemli ölçüde güçlendirecek" vurgusunu yapıyor. Ukrayna'dan geçen gaz akışını azaltmanın Rus enerji politikasının 20 yılı aşkın bir süredir amacı olduğunu söyleyen Avrupa-Atlantik Güvenlik Merkezi'nde enerji uzmanı Hristo Kazadjiev, "Rusya’nın ikinci jeopolitik amacı, Rus gazını Avrupa Güney Gaz Koridoru'na olabildiğince hızlı bir şekilde dahil ederek diğer ülkelerden gelen teslimatları engellemek" yorumunu yapıyor. Kazadjiev, "Bulgar hükümeti ve Başbakanı Rusya’nın çıkarları doğrultusunda hareket etti" diyor. Amerika’nın, Rusya’nın Güneydoğu Avrupa’da genişleyen enerji sektörü etkisine yanıt vermeye hazırlandığını yazan Francis, Washington’ın, CAATSA kapsamında Balkan Akımı projesini durdurmak için yaptırımları hazırladığına dikkat çekiyor.

yazının devamı...


ANA AKIM MEDYANIN TRUMP’IN YÜKSELMESİNDE ÖNEMLİ BİR ROL OYNADIĞINI YAZAN WASHINGTON POST, MEDYANIN KENDİNİ SORUMLU TUTARAK YENİLENMESİ GEREKTİĞİNİ SAVUNUYOR

KAREN ATTIAH
WASHINGTON POST / ABD
MEDYA SORUMLULUKLARINI BİLMELİ

Donald Trump’ın yükselmesinde medyanın önemli rol oynadığını yazan Karen Attiah, medyanın kendisini sorumlu tutma vaktinin geldiğini savunuyor. Beyaz üstünlükçülerin yayınlara çıkarıldığını ve Amerikan halkına gerçekleri çarpıtarak aktarmalarına izin verildiğini savunan Attiah, "Trump 2016 başkanlık yarışına dahil olduğu andan itibaren, ırkçılık ve yalanlarına sonsuz oksijen sağlandı" diyor. Beş kişinin ölümüne neden olan Capitol ayaklanmasının ardından şirketlerin, saldırıyı destekleyen Cumhuriyetçilere  desteğini çektiğine dikkat çeken Attiah, "Birkaç Capitol yetkilisi istifa etti. Twitter, Trump'ı platformundan çıkardı, Apple ve Google, giderek daha fazla aşırılık cenneti haline gelen Parler'ı uygulamalarından kaldırdı. Ancak ana akım medya hala kendini reforme etme konusunda isteksiz görünüyor. Amerika’nın uçurumun eşiğine giden yolculuğunda oynadığımız rolü sistematik olarak incelemek için medya sektörü hala bir çaba sarfetmiyor" vurgusunu yapıyor. Politico dergisinin Kongre saldırısından bir hafta sonra ırkçı söylemleri olan sağcı Ben Shapiro'yu konuk yazar olarak davet ettiğine dikkat çeken Attiah, ırkçı söylemleri olan ve azınlıklara saldıranlara yer veren Politico editörlerinin "her iki tarafa da söz veriyoruz" zırhını kuşanmasının kabul edilemez olduğunu belirtiyor. Attiah yazısını şu sözlerle bitiriyor: "Amerika'nın çok etnikli bir demokrasiye dayanması için, siyahların, Latinoların ve diğer marjinalleştirilmiş insanların medyada güçlendirilmesi çok önemli. Tavizsiz ırkçılık karşıtlığı bir lüks değil. Bu demokratik bir zorunluluk ve medyanın bunu fark etme zamanı gelmiştir."

yazının devamı...

 


 

Öne Çıkanlar