İklim değişimleri 'yaratıcı düşünceyi' etkiledi

İklim değişimleri 'yaratıcı düşünceyi' etkiledi
Araştırmacılar, Homo sapiens ve onların öncülerinin bu değişimlere giderek daha küçük aletlerle daha geniş alanların üzerinde yiyecek arayarak uyum sağladıklarını ileri sürüyor.

YAŞAM- Yaklaşık 320.00 yıl önce -Orta Taş Devri’nden itibaren- Doğu Afrika iklimindeki ani değişimler, Homo sapiens ya da yakın akrabalarının ticaret ağları oluşturmasına ve alet yapımında ilerlemelerine etki etti.

Güney Kenya’nın Olorgesailie havzasında yeni açığa çıkmış Orta Taş Devri aletleri ve kırmızı pigment parçaları, Homo cinsinin üyelerinde uzun süredir görülen iklim odaklı davranış değişikliklerinin Homo sapiens’te güçlenmiş olmasının bir sonucu gibi görünüyor. Gıda kaynaklarının yerleri, değişen çevre koşullarına göre beklenmedik bir şekilde değişebilir.

Pınar Günler'in arkeofili'nde yer alan haberine göre araştırmacılar, Homo sapiens ve onların öncülerinin bu değişimlere giderek daha küçük aletlerle daha geniş alanların üzerinde yiyecek arayarak uyum sağladıklarını ileri sürüyor. Orta Taş Devri aletleri için kullanılan obsidyenin uzak mesafeden gelmesi, insan türüne yakın hominin popülasyonları arasında uzun mesafeli temasların ve ticaretin olasılığını yükseltiyor.

Paleontolog Rick Potts ve meslektaşları, yaklaşık 320.000 yıllık olan bu Orta Çağ aletlerinin, türlerinin en eski örneği olduğunu söylüyor. Araştırmacılar, mızrak uçları ve taştan küçük alet yapımının 280.000 veya 300.000 yıldan eski olamayacağını öngörüyordu. Olorgesailie’deki daha ilkel ve yerel malzemeden yapılan diğer aletler 1.2 milyon yıl ile 499.000 yıl öncesi arasına tarihleniyor. Araştırmacılara göre, oval el baltaları dahil, bu aletlerin kademeli olarak küçülmesi iklimin nemli ve kuru durumlar arasında sıkça gidip geldiği 615.00 ila 499.000 yıl önce gerçekleşti.

499.000 ile 320.000 yılları arasında aletlerde meydana gelen değişimin bu küçülmenin devamı mı olduğu yoksa aniden mi gerçekleştiği bilinmiyor. Olorgesailie kazı alanında meydana gelen erozyonlar bahsi geçen zaman aralığındaki tortu tabakasını tahrip etti ve böylece bu periyottaki alet yapımının özelliklerini öğrenmeye engel oldu. Tarih tahminleri aletlerin bulunduğu tabakayı çerçeveleyen volkanik kül katmanlarında radyoaktif argon ve uranyum biçimlerinin azalmasına yönelik ölçülere dayanıyordu. Olorgesailie’nin Orta Taş Devri araçlarını yapanın Homo sapiens mi veya yakın ilişkili bir tür mü olduğu belli değil, çünkü bahsedilen alanda hominin fosilleri bulunamadı.

Smithsonian Enstitüsü’nden Potts’a ve meslektaşlarına göre, birkaç yıl veya on yıl içinde kuru ve nemli koşullar arasında gerçekleşmesi muhtemel ani iklim değişiklikleri 320.000 yıl öncesine kadar Olorgesailie’deki çevre koşullarını düzenli olarak şekillendirmeye devam etti. Bu tarih, Homo sapiens’in ortaya çıkışıyla aşağı yukarı çakışıyor. Ekibin iklim canlandırması, bölgenin toprağının mikroskobik ve kimyasal analizine dayalı.

Olorgesailie’de bulunmuş Orta Taş Çağı araçlarının önemli bir kısmı kazı alanından en az 25-50 kilometre uzakta bulunan obsidyenden üretilmişti. Özellikle Olorgesailie kazı alanlarından birinde, 3.400’den fazla taş eserin %42’si obsidyendi. Washington Üniversitesi’nden arkeolog Alison Brooks tarafından yönetilen bir grubun bildirdiğine göre bu buluntulardan bazıları, mızrak ucu gibi tutamaçlara bağlı olduklarının belirtilerini gösteriyor.

Üçüncü araştırmanın ortak yazarlarından biri olan Potts’a göre, dağıtılmış Homo sapiens grupları arasında ya da yakın ilişkili popülasyonlar arasında ticaret ağlarının oluşumu, 320.000 yıl önce bu kadar çok miktardaki obsidyenin Olorgesailie’ye nasıl geldiğini açıklıyor. Potts, "Uzun bir iklim değişkenliği döneminde sosyal ağ kurma, erken Homo sapiens için başarının anahtarıydı." diyor.

"Daha fazla hareketlilik, kaynakların nasıl elde edileceğine dair yaratıcı düşünmeyi teşvik etti." Potts uzun zamandır, Homo sapiens ve yakın evrimsel akrabaların sürekli değişen ortamlarla başa çıkmak için evrimleştiğini ileri sürüyor.

Almanya’daki Tübingen Üniversitesi’nden arkeolog Yonatan Sahle’ye göre, yine de, hominin popülasyonundaki dalgalanmalar ve daha fazla ya da farklı türde yiyecek elde etmek gibi iklim değişkenliğinden başka faktörler de alet yapımındaki yenilikleri teşvik etmiş olabilir.

Brooks’un grubu, obsidyen araçlara ek olarak, taşlama izi taşıyan iki parça da dahil olmak üzere toplam 88 pigment topağının, Olorgesailie çevresinin dışında belirsiz bir mesafeden geldiğini söylüyor. Araştırmacılar, kişinin bedenine veya eşyalarına uygulanan pigmentin grup kimliğine veya sosyal statüye işaret edebileceğini ileri sürüyor.

Johannesburg Üniversitesi’nden Taş Devri arkeoloğu Marlize Lombard’a göre, yeni bulgular, Homo sapiens’in Afrika’da 350.000 ila 260.000 yıl önce ortaya çıktığı konusunda genetik bulgularla uyuşuyor. Pigmentle birlikte bulunan daha küçük, daha ince işlenmiş Orta Taş Devri aletleri "Yaklaşık 300.000 yıl önce Afrika’da modern insanlar olma yolunda ilerlediğimize dair güçlü göstergeler sağlıyor." diyor.

Stony Brook Üniversitesi’nden arkeolog John Shea, homininlerin eski kesme aletleri ve daha yeni, keskin aletleri farklı düzeyde kullanmasından  dolayı antik alet yapımı yaklaşımının Afrika’nın bir kısmından diğerine büyük ölçüde farklılık gösterdiğini belirtiyor.

Shea "Olorgesailie’de de başka yerlerde de, erken Homo sapiens ve onların yakın Afrikalı ataları, en az onları araştıran bilim insanları kadar akıllıydı" diyor.

Öne Çıkanlar