Hüseyin Çelik'ten Arınç'a destek: 'Kral çıplak' demek gerçekleri görmek anlamına gelir

Hüseyin Çelik'ten Arınç'a destek: 'Kral çıplak' demek gerçekleri görmek anlamına gelir
AKP'li eski Bakan Hüseyin Çelik, ''Kral çıplaktır' demek Ahmet’i, Mehmet’i hedef almak anlamına gelmez. Türkiye’de karşı karşıya bulunduğumuz gerçekleri görmek anlamına gelir' dedi.

AKP'nin kurucuları arasında yer alan eski Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Hüseyin Çelik, "Sayın Arınç vicdan sahibi bir insandır. Vicdanına, hukuka, demokrasiye uygun olmadığını düşündüğünü söylüyor" diyerek Bülent Arınç’ın iktidara yönelik eleştirilerine destek verdi.

Çelik, KRT TV’de Semra Topçu ile Haftanın Panoraması programında konuk olarak bakanlık dönemindeki anılarını yazdığı "Milli Eğitim’de Üç Beş nöbeti" adlı yeni kitabını anlattı.

Siyasi gündeme ilişkin konulara da değinen Çelik’in konuşmasından satırbaşları şöyle:

'MERKEL'İN ÇAKARLI ARAÇLARLA DOLAŞTIĞINI DUYDUNUZ MU?'

"Şatafata karşıyım. Eğer bir ülkenin halkı geçim derdi içindeyken devleti yönetenler şatafat ve lüks içindeyse o ülkenin tipik bir 3. dünya ülkesi olduğu anlamına gelir. Batı demokrasilerine bakın, vatandaşın seviyesi ile yönetenlerin refah seviyesi üç aşağı beş yukarı birbirine denktir. Siz Almanya’nın efsane şansölyesi Merkel’in hiç şatafatını duydunuz mu? Böyle 250-300 arabalık, yarısı çakarlı arabalarla dolaştığını hiç duydunuz mu? Duyamazsınız.

2004 yılında İstanbul’dan Kastamonu’ya giderken makam arabam bozuldu yolda kaldık, haftanın iki günü tamirdeydi. Yollarda rezil olduk. Biz bu konuda da son derece hassastık. Devlet bir bütün olarak, kamu binalarından tutun, bütün harcamalarına varıncaya kadar kamu çok ciddi israf içindedir.

BİRİSİ GEÇİM SIKINTISINDAN BAHSETTİĞİNDE 'ÇIKAR BAKAYIM CEP TELEFONUNU' DEMEK ÇOK AYIP'

AK partili yetkililerde veyahut AK Partili vatandaşlarda şöyle bir yanlışlık var. Sokak röportajlarında görüyorum mesela birisi geçim sıkıntısından ülkedeki ekonomik durumun zorluğundan söz ettiği zaman 'çıkar bakayım cep telefonunu' diyor bu ayıp çok ayıp.

İnsanlar çıkıp da AK Partililere 'arkadaş bu memleket hukuk devleti olmaktan çıktı' diye sordukları zaman 'yaptığımız havaalanlarını görmüyor musunuz' diyorsak, efendim 'burada demokrasi filan kalmadı' dedikleri zaman 'yaptığımız otoyolları duble yolları görmüyor musunuz' diyorsak, eğer bize 'insan haklarında çok büyük sıkıntılar yaşanıyor' dediklerinde 'siz Avrasya Tünelini, Marmaray’ı yaptığımız köprüleri görmüyor musunuz' diyorsak çok büyük bir yanlış içerisindeyiz demektir. Matematik sorusuna coğrafya ile cevap veremezsiniz.

'NİYE GÖREVDEYKEN SÖYLEMEDİNİZ?' ELEŞTİRİLERİNE YANIT

Diyorlar ki, niye görevdeyken söylemediniz? Buna MYK’daki arkadaşlarım da MKYK’daki arkadaşlarım da Bakanlar Kurulundaki arkadaşlarım da şahittir. Hüseyin Çelik olarak ben gördüğüm eksiklikleri, aksaklıkları, yanlışlıkları ve aklıma yatmayan şeyleri bana yakışan bir uslupla hem heyete hem dönemin başbakanı şimdi ki Cumhurbaşkanımıza ama saygıda kusur etmeden arz ettim. Ben milletvekili olmadığım zamanda bloğumda yazdım.

Şimdi de diyorlar ki niye KRT’de söylüyorsun, Semra Hanıma söylüyorsun? Herkes bulunduğu yerde konuşur, milletvekili mecliste konuşur. Ben milletvekili değilim, bakan değilim, dışardayım. Dışarda konuşmamdan daha tabii ne olabilir?

'SAYIN ARINÇ VİCDAN SAHİBİ, DÜRÜST VE NAMUSLU BİR İNSANDIR'

Sayın Arınç vicdan sahibi bir insandır. Dürüst ve namuslu bir insandır. Ve aklına yatmayan vicdanına yatmayan, hukuka uygun olmadığını düşündüğü, demokrasiye uygun olmadığını düşündüğünü çıkıp bir yerde söylüyor. Bundan siz memnuniyet duymalısınız. Hemen bir taraftan birileri saldırmaya başlıyor.

Bülent Arınç Bey olsun, ben olayım birçok arkadaşımız AK Parti'yi kuran ve AK Parti'yi iktidar yapan insanlarız, bizim kurduğumuz bahçede birileri gelip gecekondu yapmış, oradan abuk subuk şeyler söylüyor. Bu benim de zoruma gidiyor, Sayın Arınç’ın da, başkalarının da zoruna gidiyor.

Bizim eleştiriye açık olmamız lazım. Neticede AK Parti'nin yaptığı kalkınmayı birisi görmemezlikten gelirse bu kördür demektir, hiç kusura bakmayın. Ama esas olması gereken nedir biliyor musunuz? Bir hukuk devleti, iki adalet, üç şefkat, dört merhamet, beş doğruluk, altı kamu malına karşı özen, yalan söylememek, başkasının derdiyle dertlenmek vs. buna 50 tane özellik sayabilirsiniz.

''KRAL ÇIPLAKTIR' DEMEK AHMET'İ, MEHMET'İ HEDEF ALMAK ANLAMINA GELMEZ'

Efendim kral çıplaktır ifadesi şudur: Diyelim ki Türkiye yüksek enflasyon var bugün. Bunu gör arkadaş. Yani ben iktidar mensubuysam, enflasyon yoktur demenin manası var mı, var enflasyon. Hukuksuzluk var mı var, adaletsizlik var mı var, bunun 50 çeşidi var. Ha bunu gördüğü halde, 'e benim iktidarım yapıyor' diye 'bunlar yoktur' derseniz, siz kendi kendinizi kandırırsınız. Bakın hep söylerim 'gündüz ortasında gözünü kapatan sadece kendine gece yapar, gün ışımaya devam eder.'

Siz Alevileri yok saydığınız zaman, Kürtleri yok saydığınız zaman yok olmuyor ki. Siz kendi kendinizi kandırıyorsunuz kardeşim. Dolayısıyla 'Kral çıplaktır' demek Ahmet’i, Mehmet’i hedef almak anlamına gelmez. Türkiye’de karşı karşıya bulunduğumuz gerçekleri görmek anlamına gelir.

Yargı Tayyip Erdoğan’a sopa olarak kullanıldığı zaman CHP’liler alkışlıyordu. Kimse çıkıp demiyordu ya arkadaş bu adama haksızlık ediyorsunuz, diye… Bugün de biz demiyoruz.

'KÜRT YURTTAŞLA PKK'YI AYIRMAK LAZIM'

Türkiye’de 20 milyon Kürt varsa, 5 milyonu HDP’ye oy veriyor. 10 milyon seçmen çoğunlukla AK Parti'ye oy veriyordu. Netice siz, bütün Kürtleri PKK açısından terör ve terörizm kapsamında ele alırsanız, bu işi halledemeyiz. Biz bu işi bitirebilirdik, yıllar yılı yok saydık, asimile etmeye çalıştık, dilini kültürünü yasakladık, eğitimini yasakladık."

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar