Her yerden pis kokular geliyor

Tunus, Türkiye ile yapmış oldukları ticaret antlaşmasını feshetmek ya da gözden geçirmek istiyor. Nedeni, kara para aklama ve Türkiye’den yapılan ithalat.

Tunuslu çok sayıda tanıdığım var, çok sayıda Tunuslu öğrencim oldu Fransa’da ama ne yalan söyleyeyim Tunus ile özel bir ilişkim olmadı, 

Tunus’a da maalesef hiç gidemedim ama istiyorum; bu bağlamda Tunus ekonomisi ile de özel bir şekilde ilgilenmedim.

Geçenlerde bir arkadaşım harika bir Tunuslu Diva’yı öğretti bana internette. Tunuslu Diva’nın, bu muhteşem kadının ismi Dorsaf Hamdani, 
olağanüstü güzel söylüyor; 

Hamdani Arap dünyasının (Lübnanlı) efsanevi kadın sesi Fairuz ile Fransa’nın efsanevi kadın şarkıcısı Barbara’yı birleştiren bir konser projesi düzenlemiş, olağanüstü, herkese öneririm.

Bu arada Hamdani’nin başka kayıtlarını araştırırken Tunus hakkında kapsamlı bilgi veren bir siteye de rastladım zaten son iki aydır Tunus çok konuşuluyor iyi oldu, bu ülkeyi yakından izliyorum artık;  sitenin ismi "Tunisie Numérique-TN".

İki gün önce yine bu siteden gelen bir mesaja bakarken gözüme Türkiye ile bir haber çarptı, haberin başlığı şöyle:
 "Karapara aklama ve Türkiye’den yapılan ithalat".

Allah, Allah dedim, bu hikaye de nereden çıktı, Sezgin Baran Korkmaz meselesini öğrendik de, Tunus’a yaptığımız ihracat ile (Tunus’un bizden yaptığı ithalat) Tunus’ta kara para aklama konusu arasında ne ilişki var acaba?

Tunuslu bazı araştırmacıların iddiaları şu: 

Tunus, Birleşmiş Milletler Raporunda (ESCWA-Batı Asya Ekonomik ve Sosyal Komisyonu) Afrika’nın kara para aklama konusunda en şaibeli ülkelerinin arasında görülüyormuş; menşei kuşkulu finansal akımların (kara para) Tunus’un dış ticaretinin yüzde 16.2’sine denk geldiği ileri sürülüyor.

Tunus’un 2020 senesinde Türkiye’den yaptığı ithalatın (Türkiye’nin Tunus’a ihracatı) Tunus dinarı cinsinden değeri 2588 milyon dinar; 
bir Tunus dinarı da 0.36 dolar yani Türkiye 2020 senesinde Tunus’a yaklaşık 930 milyon ABD doları ihracat yapmış.

İddiaya göre Tunuslu ithalatçı Türkiye’den yaptığı ithalatta çok ağırlıklı şişirilmiş fatura kullanıyor (overbilling, surfacturation) yani mesela yüz dolarlık mal ithal etmiş ise yüz elli dolar ödemiş gibi gösteriyor, göstermekle kalmıyor, yüz dolarlık mala yüz elli dolar gönderiyor bizde birilerine, bir yerlere.

Tunuslu ithalatçı böylece Türkiye’den her yaptığı yüz dolarlık ithalat için elli dolar parayı aklamış oluyor, temel amaç bu, kara para aklama.
Tamam, Tunuslu iş adamı,ithalatçı kara para aklıyor, bunu anlıyoruz.

Peki bizim ihracatçının durumu ne burada?

Neden kendisine verilen fazla parayı kabul ediyor?

Vergisini ödüyor mu bu paranın?

Tamam, kara para aklama sürecinde bu fazla değerin önemli bir bölümünü Tunuslu iş adamına (?) geri veriyor, Türkiye’de bir bankada adamın hesabına yatırıyor, yurt dışına gönderiyor, falan.

Peki, bizim iş adamının bu işten çıkarı ne?

O da bu şişirilmiş faturanın bir bölümüne el koyuyor hizmetinin karşılığında.

Kim bu bizim ihracatçı iş adamları? (bunlar isim isim belli aslında, Tunus’a mal satanlar)

Bizim iş adamları bu işi başka hangi ülkelerle yapıyorlar?

Bitirmeden şunu da hatırlatayım, yine aynı siteden öğrendiğime göre Tunus da Türkiye ile yapmış oldukları ticaret antlaşmasını feshetmek ya da gözden geçirmek istiyor.

Neden mi?

Tunuslu ithalatçı yaptığı yüz dolarlık ithalat için yüz elli dolar gösteriyor ise, bu Tunus dış ticaret açığının yükselmesi demek de ondan. 
Bu işler arasında uyuşturucunun rolü ne?

Başka bir yazıda gireriz, Tunuslu ihracatçı bize mal satarken de benzer ama tersten fatura numaraları yapıyor, yine karşılıklı para aklama hikayesi. Tunuslu ithalatçı ne yapıyor ise bizden mal alırken, bizim ithalatçının da aynı şeyi yaptığını iddia ediyor Tunuslu araştırmacılar. 

Nereye baksanız pis kokular geliyor bizim taraftan da.

Hamdani gibi bir şarkıcının izine takılmış iken internette neler çıktı karşıma.

Kar apara işi çok çirkin ama Dorsaf Hamdani harika söylüyor, sesi bu pislikleri öğrenmeye değiyor doğrusu.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Eser Karakaş Arşivi