HDP'li Paylan: Sesimizi yükseltmezsek 2022 bütçesi de savaşın bütçesi olur

HDP'li Paylan: Sesimizi yükseltmezsek 2022 bütçesi de savaşın bütçesi olur
'Bütçede halkın taleplerinin olmadığını' söyleyen HDP'li Paylan, 'Savunma bütçesi arttı, halk yoksullaştı, Tercih savaştan yana olduğu zaman halkın talepleri karşılanmıyor” diye konuştu.

2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi, Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda 26 Ekim’den itibaren görüşülmeye başlanacak. Bütçe görüşmeleri öncesi Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ekonomi Komisyonu birçok yerde "Bütçe buluşmaları" gerçekleştirdi. Bu kapsamda yapılan buluşmalarını bir politika metnine dönüştüren HDP, 25 Ekim Pazartesi günü açıklama yapacak. Halktan aldıkları taleplerden oluşturulan metinde gençlik, kadın, doğa, emekli, işçi, engelli başlıklarında talepler yer alacak.

MA'dan Berivan Altan'a HDP Ekonomiden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Garo Paylan, 2022 Yılı Merkezi Bütçesi’ni ve yaptıkları buluşmalarda ortaya çıkan tabloya ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Derin bir yoksulluk olmasına karşın AKP iktidarının bütçe tercihini değiştirmediğini kaydeden Paylan, bütçenin saraya, savaşa ve yandaşlara göre hazırlandığını vurguladı. Bütçede halkın taleplerinin olmadığını dile getiren Paylan, "Saraylar büyüdü, yandaşlar zenginleşti ama halk yoksullaştı. Bunun yanında iktidarın tercihleri değişmemiş durumda. Halkın hiçbir talebi bütçede yok" dedi.

'TERCİH DEĞİŞMİYOR'

Ağrı, Mardin, Ankara ve İstanbul’da gerçekleştirdikleri bütçe buluşmalarında halkın derin yoksulluğuna şahitlik ettiklerini aktaran Paylan, "Çiftçiler tarlalarını ekemiyor çünkü geçen sene gübre bin 600 liradan 7 bin 800 liraya yükselmiş. 4-5 kat fiyatı artmış durumda. Hayvancılıkla uğraşanlar hayvanlarına yem alamıyor. Yem fiyatları yüzde yüz artmış. Yurttaşlarımız marketlere gidip, temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Geçen sene yüz liraya aldığı ürün bu yıl yüzde yüz artmış durumda. Ayçiçeği yağı geçen yıl 45 TL iken bu yıl 80 ile 90 TL olmuş. Zamlara rağmen iktidar tercihlerini değiştirmiyor" diye belirtti.

'SAVUNMA BÜTÇESİ 6 KAT ARTTI'

Güvenlik ve savunmaya ayrılan bütçenin çok büyük olduğunu anlatan Paylan, 2015 yılından bu yana güvenlik bütçesinin 6 kat arttığını belirtti. Barışın konuşulduğu 2014-2015 yıllarında güvenliğe ayrılan toplam bütçenin 40 ila 50 milyar arasında olduğunu vurgulayan Paylan, "Savaş politikalarına dönüldüğü zaman güvenlik ve savaş harcamaları katlanarak, artmaya başladı. 2021 bütçesinde güvenlik harcamalarının toplamı 220-230 milyar TL’ydi. 4 kat artış var. 2022 için ise bu rakamı 280 ila 290 milyar TL olarak hesaplıyoruz. Örtülü ödenek ve diğer ödeneklerle 290 milyara çıkıyor. Bu ne demek 6 yılda savunma harcamaları 6 kat artması demek. İktidar tercihini savaştan yana kullandığında mesela emeklilikte yaşa takılan yurttaşların talebi var. Bunların talebi 30 milyara çözülebilir. İktidar tanka, topa, füzeyi tercih ettiği için 5 milyon yurttaşın talebini yerine getiremiyor. Ataması olmayan öğrencileri atamıyor ya da Kredi Yurtlar Kurumu borcu silinmiyor. İktidar yurt yapmıyor. Tercih savaştan yana olduğu zaman halkın talepleri karşılanmıyor" diye konuştu.

'TEK DİLE BÜTÇE AYRILMIŞ'

Getirilen bütçe kanun teklifin de kimliklerin, dillerin, kültürlerin de yok sayıldığına dikkati çeken Paylan, şunları söyledi: "Tek adam bütçesi tekçiliğinde bütçesi. Yalnızca Türk kimliği bütçesiyle karşı karşıyayız. Diğer kimlikleri yok sayıyor. O kimliklerin gelişmesi için bir bütçe yok. Kültür Bakanlığı herhangi bir bütçe ayırmış değil. Türk dili üzerine ayrılmış bir bütçe var. Anadili temelli, çok dilli bir eğitim verme gibi vizyon yok. Benim dilim Ermenice yok olmak durumunda bu dilin varlığı için 5 kuruşluk bir bütçe dahi ayrılmamış durumda. Kürtçe’nin, Süryanice’nin, Lazca’nın, Çerkezce’nin gelişmesi için 5 kuruşluk bir kaynak bu bütçede yok.

'TEKÇİ VE AYRIMCI BÜTÇE'

Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesine bakalım. Bu bütçenin oluşması için 84 milyon yurttaş vergi veriyoruz. Bu vergilerden Diyanete İşleri Başkanlığı’na büyük bir bütçe veriliyor. Diyanet ise yalnızca Sünni Müslümanlara harcıyor. Sünni Müslümanlar bu ülkede çoğunluğu oluşturuyor olabilir ama bir yurttaş bile olsa ki çok sayıda yurttaş var. Aleviler, Süryaniler, Êzidîler var. İnanmayanlar var. Bütün bunlara da eşit bütçe ayrılması gerekirken, tek bir inancın tek bir mezhebine bütçe ayrılıyor. Tekçilik, ayrımcılık var. İşte biz bu ayrımcılığa karşı çoğulcu bir bütçeyi savunuyoruz. Tekçi politika ve anlayışını yansıtmış durumda."

'HALKIN BÜTÇESİ'

"Halkın bütçesi saraylarda yapılmaz, saraylarda yapıldığı zaman görüyoruz yalnızca küçük bir azınlığın bütçesi oluyor" diyen Paylan, "Yüzde 1’in bütçesi oluyor ve onları zenginleştiriyor. 25 gün boyunca birçok yerde halkın taleplerini dinledik. Bu taleplerin yansıyacağı bir politika metni hazırladık. Pazartesi günü kamuoyuna sunacağız. ‘Halkın Bütçesi’ adlı politika metnini açıklayacağız. Halkın taleplerinin neler olduğunu anlatacağız. Kaynak yok diyorlar. Kaynak var. Bütçe tercihlerini değiştirerek, halkın tüm talepleri ortaya konulabilir" ifadelerini kullandı.  

'HAKSIZLIK VAR'

Yalnızca bir evin mutfak masrafının 3 bin TL’yi geçtiğinin altını çizen Paylan, şöyle devam etti: "Faturası nerde, kirası nerde? Barınması, çocukların masrafı nerde? Tüm bunları kattığımızda bir eve en az 10 bin TL girmesi gerekir ki; o ev yoksul bir ev demeyelim. Bu politikaları değiştirmemiz gerekir. En düşük emekli maaşı bin 500 TL, emekliler isyan ediyor. Bin 500 TL maaş demek açlık sınırının altında demektir. Erdoğan bir markette bin TL harcadı. Fiyatlar ‘makul’ dedi. Bu bütçede Erdoğan’ın maaşı 100 bin TL, emekli maaşı 40 bin TL olacak. Aylık geliri de 140 bin TL olan bir insan ‘fiyatlar makul’ der. Erdoğan 35 askeri ücretlinin maaşını alıyor, bu büyük bir haksızlıktır."

'İTİRAZI YÜKSELTİLMELİ'

Meclis’te mücadele edeceklerini dile getiren Paylan, "Mücadele ediyor, sözümüzü söylüyoruz ama karşımızda kurşun askerler var. AKP-MHP çoğunluğu var. İnanmasalar bile, pek çok yanlışa karşı saraydan gelen fermana el kaldırıp, indiriyorlar. Bir virgül bile değiştirmiyorlar. 84 milyon olarak hep beraber soyuluyoruz. Ay sonunu getiremeyen memur, geçinemeyen emekli veya işsiz gençlerimize çağrı yapıyorum, bu soygun düzenini durdurmanın tek yolu itiraz etmektir. Bu itirazı bizim burada tek yapmamız yeterli değil. Tüm yurttaşlarımız sarayın ve Meclis’in duvarlarını titretmeli. Sendikalar, meslek örgütleri, sivil toplum örgütleri hepsi itirazlarını yükseltmeli. Protesto etmeli. Meclis’te vekiller var diyebilirsiniz, ama bizim sayısal çoğunluğumuz yok. Halkın sayısal çoğunluğu var. Bu soygun düzenine son vermek için tarlasını ekemeyen çiftçi, işçi, ayının sonunu getiremeyen emekli hep beraber sesimizi yükseltirsek soygun düzenine son verebiliriz. Aksi takdirde 2022 yılı bütçesi de sarayın, yandaşın, savaşın bütçesi olur" diye ekledi.

Öne Çıkanlar