HDP'den 'mutabakat' yorumu: Operasyona kanal açılmadı; AKP umduğunu bulamadı

HDP'den 'mutabakat' yorumu: Operasyona kanal açılmadı; AKP umduğunu bulamadı
Türkiye’nin vetosunu kaldırmasını değerlendiren HDP’li Temelli, ‘İktidarın NATO karşıtı söylemleri sona erdi; tekrar NATO konsepti içinde konumlandı’ dedi.

+GERÇEK- ARTI TV’de yayınlanan Günün İçinden programında Fuat Ateş’in konuğu olan, HDP Milletvekili Sezai Temelli,  Türkiye’nin Finlandiya ve İsveç'in NATO üyeliği için vetosunu kaldırmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bir Müslümanı aynı delikten iki defa geçiremezsiniz" diyerek kesin bir dille Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya üyeliklerine karşı olduklarını ifade etmiş ve "Heyetlerin Türkiye ziyaretleri gerekmiyor bizim kararımız kesindir" demişti. Ancak, NATO Zirvesi'nde farklı bir tutum takındı ve Türkiye'nin bu iki ülkenin üyeliklerini destekleyeceğine dair mutabakat metni karşılıklı olarak imzalandı. Söz konusu mutabakat metninin içeriğindeki tartışmalı noktaları ve keskin bir dille karşı çıkılan bu durumun aniden ‘evet’e dönüşmesini HDP Milletvekili Sezai Temelli canlı yayında değerlendirdi.

"AKP tam anlamıyla aradığını kesinlikle bulamadı" diyen HDP'li Temelli, Fuat Ateş'in 'Olası Suriye operasyonu'nu ile ilgili sorusuna "YPG bölgesine yönelik bir operasyon bu mutabakata bağlı olarak elde edildi anlamına gelmiyor. Türkiye bunu her zaman için zorlamaya devam edecektir. Ama Türkiye’nin böyle bir operasyonuna gerekçe olacak süreç yaşanmadı" cevabını verdi.

‘BEKLİYORDUK, İMZALANACAĞINI BİLİYORDUK’

Mutabakata varılmasının zaten beklenen bir gelişme olduğunu belirten, Temelli, "Böyle bir mutabakat metni zaten beklentilerimiz dahilindeydi ve imzalanacağını da çok net bir şekilde biliyorduk. Çünkü genellikle Erdoğan’ın taktiği budur. Bütün o hamaset konuşmaları iç siyasete yöneliktir, içerdeki kendi pozisyonunu korumaya yöneliktir. Yoksa dışarıda aslında NATO’nun ABD’nin önüne koyduğu her şeyi geçmişte olduğu gibi yine imzalayacağından emindik" ifadelerini kullandı.

‘NATO’NUN AMACINA HİZMET EDECEK ÖNEMLİ BİR ADIM’

Temelli, mutabakatın dış siyasette ne anlam ifade ettiği konusunda, "Bildiğiniz gibi NATO’nun bir 2030 konsepti var, bu konsept hem kapitalizm açısından hem de yeniden bir dünya açısından daha militarist bir dünya vaat ediyor. Önümüzdeki dönem hem silahlara ayıracakları kaynaklar anlamında hem de NATO’nun o siyasi gelişimine bağlı adımlar adına önemli bir Madrid toplantısı söz konusu. Madrid’deki bu toplantının bir önemli ayağı da tabii ki Türkiye’yi ilgilendiriyordu. Çünkü Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya üyeliği demek aslında hem Baltık konseptinin, savunma konseptinin hem de o siyasi genişlemeye bağlı olarak hem iktisadi olarak hem de askeri olarak NATO’nun amacına hizmet edecek önemli bir adım olarak okunabilir" değerlendirmesinde bulundu.

‘ÇOK FAZLA BİR ŞEY DE İFADE ETMEYEN BİR MUTABAKAT’

Fuat Ateş’in, "Bunun iç siyasette beklediği gibi bir karşılığı olacak mı?" sorusunun yanıtının "kesinlikle hayır" olduğunun altını çizen Temelli, "Bildiğiniz gibi Ukranya savaşından sonra yeniden kutuplu hale gelen bir strateji izliyoruz bu açıdan çok kritik. Ama diğer bir kritik alan ise kuşkusuz Ortadoğu. Buradaki gelişmelerde önümüzdeki dönem çok çok belirleyici olacak. Bu anlamıyla da Türkiye’yi de fazla itmeden Türkiye’de kamuoyunu iktidarın o düşündüğü şekilde hazırlayan. Hani bir yanıyla Türkiye’nin istediklerini sağladık görüntüsü veren aslında çok fazla bir şey de ifade etmeyen bir mutabakat. Metin görüntüyü şimdilik kurtarmış gözüküyor. Ama işin özüne bakarsak AKP içerde bunu siyasi bir pazarlık aracı olarak kullanmaya hevesli.

‘AKP, ARADIĞINI KESİNLİKLE BULAMADI’

Ortadoğu’da da özellikle Rojavaya ve diğer alanlara yönelik saldırıları arttırmak adına bir gerekçe olarak bu gelişmeleri kullanmak arzusunda. Madrid toplantısında izlemeye devam ediyoruz. Bunun yansımalarını da hem iç siyasette ve hem de bölge siyasetinde göreceğiz. Ama AKP tam anlamıyla aradığını kesinlikle bulamadı" tespitinde bulundu.

‘MUTABAKATA BAĞLI OLARAK SURİYE’YE OPERASYON KANALI AÇILDI DİYEMEYİZ’

Temelli, yine Ateş’in "AKP kurmaylarının Suriye’nin kuzeyine bir operasyon başlatılacağı ifade edildi. Bu metni baz alırsak, NATO cephesinden bu operasyonun önünün açıldığını söyleyebilir miyiz?" sorusuna şu yanıtı verdi:

"Suriye’ye yönelik bir operasyon hevesini hep içinde tutuyor. Savaşın başladığından beri aslında Türkiye’nin emperyalist ve yayılmacı hevesleri dolayısıyla bunu hep sıcak günde olarak karşımıza çıkardı. Fakat bu mutabakata bağlı olarak bu kanal açıldı diyemeyiz."

Tam tersine bu anlamda yeni bir gelişme söz konusu değil. PKK ile YPG’yi eşitleyen bir yaklaşım yok her şeyden önce. Dolayısıyla YPG bölgesine yönelik bir operasyon bu mutabakata bağlı olarak elde edildi anlamına gelmiyor. Türkiye bunu her zaman için zorlamaya devam edecektir. Ama Türkiye’nin böyle bir operasyonuna gerekçe olacak süreç yaşanmadı."

‘MASADA TÜRKİYE’NİN İÇ SİYASETİNE YÖNELİK BİR ŞEY YOK’

Temelli, iktidarın tüm bu tartışmaları, iç siyasette dayanak olarak kullanmak istediğini ancak çıkan mutabakatta buna dair bir şey olmadığını belirtti: 

"İsveç ve Finlandiya meselesi pazarlık meselesi yapılırken tabii ki AKP Kürt meselesini yine bir koz olarak kullanmak istedi. İç siyasette o bütün gücünü yitirmişliğine karşı yeni bir dayanak yaratmaya çalıştı. Ama bunların Madrid’deki masada yeri yok. Bu Türkiye’nin iç siyasetine yönelik bir şey. Madrid’deki masada, öncesinde bu mutabakat metniyle NATO’nun 2030 konseptine uygun yeni yapılanması için bir adım atıldı."

‘ORTADOĞU AÇISINDAN KRİTİK BİR BAŞLIKTIR’

İktidarın, iç siyasette NATO karşıtı söylemini de hatırlatan Temelli, zirvede kabul edilen konsetle Türkiye'nin tezlerinden geri adım attığını belirtti:

"Türkiye’nin zaten uzun süredir NATO’ya karşı içerde bir siyasi söylem, özellikle içerde küçük ortağıyla geliştirdiği siyasi söylemin sonuna geldiğini de anlıyoruz buradan. Yani tekrardan bir NATO konsepti içinde konumlanacak. Ortadoğu olsun Ukrayna hattı olsun Baltık hattı olsun NATO’nun yeni konsepti açısından yeni cepheleri aslında ama bu cepheler doğrudan savaş cephesi anlamına gelmiyor. Buraları NATO’nun siyasi genişlemesine bağlı olarak dizayn edilmesi anlamına geliyor ki burada tabii Kürt meselesinin çözümü Ortadoğu açısından kritik bir başlıktır. Bu meselenin çözülmesinde Türkiye’nin ortaya koyduğu tezlerle hareket edecek diye bir sonuç da çıkaramayız. Tam tersi Türkiye ısrarla sürdürdüğü ve ham hayallere dayalı tezlerinden geri adım atacaktır."

‘MEVCUT KAPİTALİZM KRİZİ DAHA DA GELİŞTİRİLECEK’

Önümüzdeki 10 yıl boyunca Ortadoğu'da çok önemli ve kritik gelişmelerin yaşanacağını söyleyen Temelli, "Bu gelişmeler hem Türkiye açısından hem Ortadoğu açısında artık bugüne kadar süre geliş iç ve dış cephe hattında önemli farklılıklar yaratacak. Bunu olumlu anlamda söylemiyorum NATO eliyle olumlu bir gelişme anlamında söylemiyorum. Tam tersine NATO’nun kalkıştığı bu yeni savaş konseptli gelişme stratejisi aslında NATO ülkeleri açısından riskleri büyütmüş dolayısıyla da bu yeniden iki kutupluluk hayali aslında mevcut kapitalizm krizini daha da geliştireceğe benziyor" tespitinde bulundu. 

Bu anlamıyla ben halklar cephesinden, emekçiler cephesinden toplumun geniş kesimleri açısından bakarsak yeni bir mücadele döneminin bu NATO aklına karşı bu otoriter rejimlere karşı yeni bir mücadele döneminin de bizler başlangıcındayız. Dolayısıyla şimdi daha fazla anti militarist bir mücadeleyi daha fazla bir antikapitalist mücadeleyi tam de bu anlayışa karşı örgütlememiz gerekiyor. Ama kısa vadede konuşursak kısa vadede AKP iktidarı kendilerini kurtarma çabaları beyhude çabalardır. Dolayısıyla buradan dönüp de bu mutabakat zemini üzerinden iç siyasetin dizayn edilip yeni bir açılım yakalanacağı hayali boş bir hayaldir" dedi.

Öne Çıkanlar