'George Korkmaz, Ali Ismail Floyd'

'George Korkmaz, Ali Ismail Floyd'
Irkçılık sadece uzaktayken değil, yakınımızda da kötüdür değil mi?

Kemal BOZKURT


George Floyd'u ananların bir kısmı ne Kemal'i ne Ali İsmail ne Berkin'i ne de diğerlerini unuttu, ve ne olduğunu iyi biliyor. George'un soyadı Kurkut'tur, Korkmaz'dır, Elvan'dır aynı zamanda. Onları unutmuş gibi yapmaksa bir tercihtir.

George Floyd’u her gördüğümüzde aklımıza yanıbaşımızda yapılan kötülükler de pekala geliyordur. Gelmiyor mudur? Kimilerinin ‘’Sen ABD, bugüne kadar sadece benim ‘kötülüklerimi’ gördün ama bir ben değil sen de kötülük yapıyorsun…’’ mealinde tivitler atarken sadece Batı’nın kötülüğünü öne çıkarma mücadelesine dönüyor bu durum. Oysa ırkçılık eğer kötüyse uzakta da yakında da kötüdür değil mi? Hatta yakınımızda olan kötülüklere karşı bizatihi müdahale etme sorumluluğumuz da vardır değil mi? ‘’Sen hangi dili konuşuyorsun?’’ diye resmi dili konuşmayan baba oğulun kurşunlandığı bir yerde sorumluluk kimde olabilir? Elbiselerin neden böyle, benim geleneklerimde ne bu elbise ne de bu renkler var diye saldırılan insanlara yapılan kötülük kimin sorumluluğunda olabilir? İyi ama Cumhurbaşkanı bile olabildiler diye propaganda yapılan yerde o Cumhurbaşkanı’nın anadilinin dahi sayılmadığı gerçeğine kim ne diyecek?İ Siyah biri ABD’ye başkan olduktan yıllar sonra ‘’siyahlara hâlâ zülüm mü yapılıyormuş!’’ diye şaşıracak mıyız? İnsanlar üstünden altında ne olduğunu bilmeden geçsin diye kaldırımlara gizlice gömülen yüzlerce cenazenin sorumluluğu kimde olabilir? Ki kaldırımlar ülkelerin hafızasıdır değil mi?

Sorumluluklarımız çok… Sadece yakından değil uzaktankiden de sorumluyuz. Burjuvazi ve iktidarlar nasıl her sene orada ve burada buluşuyor, aralarında öyle ya da böyle anlaşıyorsa biz ezilenler de öyle buluşup konuşmalıyız değil mi? Üstelik kapitalizmin esas muradından bağımsız olarak ister beyaz ister mavi yakalı deyin işçi sınıfına ürettirdiği çoklu video görüşmeleri buna olanak da sağlıyor. Aynı şeyi kim ne için kullanıyorsa ona göre anlamı değişiyor. Çoklu video iktidarlar için başka üretenler ve ezilenler için başka anlamlar ifade ediyor. Üretenlerin, ezilenlerin aralarında, dünya halklarına açık video buluşmaları yapması artık daha mümkün. Ancak eskiden çok söylenen ‘’Tesis olsa neler yapardım var ya…!’’meselesi gibi değil artık. İradeniz yoksa tesis neylesin? Tesisin olmasından ziyade bu yönde güçlü bir eğilimin yeniden olmasıyla mümkün. 1. Enternasyonal’de birbirleriyle buluşmak için işçiler ne çok yol katetti o dönemin şartlarıyla değil mi? Burjuvazi ve iktidarlar aynı çoklu video görüşme yöntemle ’dünyayı nasıl yönetiriz?’’ toplantıları yaparken ezilenler de pekala dünyada eşitliği özgürlüğü nasıl sağlarız buluşmaları yapabilir. Ki George Floyd’un katledilme videosunu izlerken hissetiklerimiz ile biraz ötemizdeki yapılan şiddet videosunu izlediğimizde hissetiklerimiz arasında nasıl bir esaslı fark olabilir?

Türkiye'de kimileri Batı’yı olumsuz anlamda ele alırken herkesi aynılaştıran bir dille ‘’Hans, George’’ diye genelleyerek bahsederken ve her aynı adın sahibi aynı fikirdeymiş gibi konuşurken, George diye aşağıladıklarının bugün George Floyd olabileceğini, olduğunu görmüyor da değiller. Ancak bu ele alma biçimi; her insanı aynı zamanda bir birey ve kendi tavrı olabileceğini yok sayan bu anlayış; kendi tavrı olan ve adı yine George olabilen bir siyah öldürüldüğünde ne der? Hatta ileri gidelim George Floyd’u boğarak öldüren polisin de adı pekala George olabilirdi.

Dün öğreniyordum ki Ortaçağ Fransası’nda ‘soylular’ sınıfı her köylüye, köleye ‘Jacque’ dermiş. Onların adı aynıdır, kişilikleri yoktur diye aşağılamak için yapılan bu dildeki kibir, köyülerce madem hepimizin adı aynı o halde sana karşı da aynı ve biriz diye ayaklanmaların başlamasının sosyolojik ve psikolojik temelinin oluşturduğunu kim hayır diyebilir? Şimdi tüm Georgelar birleşiyor ABD’de. Birleşmiyor mu? Ve hatta bu dayanışma eylemlerinde katil polisin adı gibi adı Derek olanlar da adlarının gerçek anlamını verme mücadelesinde olduklarına, George olma mücadelesi verdiklerine 'hayır, öyle değil' denebilir mi?

İnsan yaşamı önemliyse her yerde önemlidir değil mi? Sadece ABD’ye, Batı’ya karşı söz söylemek için önemliyse bu sizin politika yapmanızın bir aracı olduğunda insan bir nesne olur dilinizde. George Floyd bir pazarlık aracı olur elinizde. Şimdi kurmaya başlayabilirsiniz, maneviyatla başlayan propaganda cümlelerinizi…

Görmek her şeyi görmektir. Bir kötülük bizden uzaklaştıkça kötülük bize yakınlaştıkça iyilik olabilir mi? Zırhlı araçlarla kaç çocuk ezildi, sayısını bilen? 

Georgun katledilmesi sonrası evi yüzlerce polis tarafından korumaya alınmıştı. Oysa dışarıda kötülük yapan, insanları yargısız öldüren bir polis pekala içeride de aynı şeyi yapabilirdi. Kötülük içerideydi yani… Kötülük yüzlerce polisin korumasındaydı yani… Ki katil polis ancak ve ancak büyük eylemler sorasında tutuklanır tutuklanmaz eşi boşanma davası açmıştı. İşte böylece ‘kutsal aile’ adı altında devletin rolü de bir kez daha anlaşılıyordu. Polis tutuklanmasa büyük bir cesaret ve büyük bir tehlikeyi göze almadan boşanmak istediğini o evde söyleyebilmek mümkün müydü? Ama olsundu ‘kutsal aile’ yıkılmasındı bu durumda bile. Şimdi Georgun adının gerçek anlamına kavuşması mücadelesi gibi ailenin de gerçekte eşit, özgür, demokratik bir alan olmasının ne demek olduğunu anlamış olmuyor muyuz?

Emperyalistler Afrika’dan insanları zorla ve köleleştirerek, ele geçirdiği Amerika kıtasına götürmese ve onların emeğini sömürmeseydi adı yine George olur muydu Floyd’un? Şimdi dahi sadece sosyal medyada değil kimi siyasetçilerin de diline düşen ‘’Uganda ile Magrip’’ ile başlayan alaycı ve aşağılayıcı ifadeler o halde nereden geliyor? Neyse ki ABD’deki siyahlar sayıları katledilerek yok edilmeye çalışılan Kızılderililerle alay etmiyor aksine kendilerini onlarla özdeşleştiriyor. Çinlileri ve Japonları tıpkı Fransız ‘soyluları’ köylülerinin hepsine ‘Jacque’ dediği gibi aynılar işte dediğinizde, mesela Çin’in Japon Emperyalizminin işgaline karşı özgürlük mücadelesini yok saydığınızda, Afrika halklarının adı ile her alay ettiğinizde George Floyd ile de alay etmiş olursunuz değil mi? Derek adlı katil polis bu cüreti nereden alıyor diye biraz üstüne düşünmeli değil mi?

 

Öne Çıkanlar