FT: Parlamentoyu fesheden Tunus Cumhurbaşkanı Said, fiilen tek adam oldu

Tunus'un popülist cumhurbaşkanı demokratik olarak seçilmiş parlamentoyu feshetti ve muhalifleri tarafından darbe olarak nitelendirilen bir yolla iktidarı ele geçirdikten sekiz ay sonra ülkenin siyasi krizini derinleştirdi.

Milletvekillerini "darbe girişimi" ile suçlayan Said, parlamentoyu feshetme kararının devleti koruma amaçlı olduğunu söyledi. Adalet Bakanı’nın da oturuma katılan milletvekilleri hakkında "devlet güvenliğine karşı komplo kurmaktan" soruşturma talimatı verdiği bildirdi.

Said'in iktidarı ele geçirmesine kadar Tunus, 2011'de Arap dünyasını kasıp kavuran halk ayaklanmaları dizisinden çıkan tek demokrasi olarak görülüyordu. Siyasete sonradan dahil olan ve eski bir anayasa hukuku profesörü olan Said, 2019'da büyük bir oylamayla seçildi. Zafer, seçmenler tarafından, ılımlı İslamcı Nahda da dahil olmak üzere ülkenin yerleşik siyasi partilerine, kötüleşen ekonomik sorunları çözmedeki başarısızlıkları nedeniyle bir cezalandırma olarak görüldü.

Said'in iktidarı ele geçirmesi, büyük bir halk desteği aldı ve bazı siyasi partiler onun yanında yer aldı. Ancak başkan olduktan sekiz ay sonra, Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın, petrol ve buğday fiyatlarındaki artış nedeniyle Tunus'un çöken ekonomisine baskı yapmasıyla ülkenin ekonomik düşüşünü durduramadığı görülüyor. Savaştan önce bile analistler, ülkenin IMF ile uzun zamandır ertelenen anlaşma olmadan borcunu ödeyemeyeceğini tahmin ediyorlardı.

Financial Times’ın haberine göre, şu anda gıda kıtlığı var ve ülke, sübvansiyon kesintileri ve kamu sektörü ücret tavanları gibi kemer sıkma önlemleri gerektirecek bir kredi anlaşması için IMF ile görüşüyor. Bunlar, genel grev tehdidinde bulunan siyasi açıdan etkili ana sendika olan UGTT tarafından zaten reddedildi.

Carnegie Ortadoğu Merkezi'nde akademisyen olan Hamza Meddeb, milletvekillerinin toplanmaya cesaretlendirildiğini, çünkü Said'e verilen desteğin kaydığını söyledi.

Oturuma 217 milletvekilinden 116'sının katıldığına dikkati çekerek, Said'e muhalefetin meclisteki dörtte bir sandalyeye sahip en büyük siyasi parti olan Nahda'nın ötesine geçtiğini belirtti.

Meddeb, "Bazı siyasi partiler arasında desteğini kaybetti ve esas olarak kendisini eleştiren UGTT işçi sendikasının desteğini kaybetti, çünkü onu ulusal bir diyalog düzenlemeye çağırıyor ve başkan bunu reddetti" dedi.

Said, Temmuz ayından bu yana giderek daha otoriter eğilimler sergiledi: Eleştirenlere sert çıkışmak, yargıyı kontrol etmeye çalışmak ve ülkenin siyasi güçleriyle her türlü diyaloğu reddetmek. Siyasi sistemi yeniden düzenlemek amacında  ve özenle seçilmiş bir uzmanlar komitesi tarafından hazırlanacak yeni bir anayasa için Temmuz ayında referandumu içeren bir strateji açıkladı. Daha güçlü bir başkanlık sistemini desteklediği anlaşılıyor ve siyasi partileri atlayan bir doğrudan demokrasi biçimi istediğini açıkça belirtti.